Engin Özpınar
Engin Özpınar

Suriye’de Beyaz Baretliler’in tahliyesi sonun başlangıcı

Anımsayanlar olacaktır… Suriye’de, “Beyaz Baretliler” olarak bilinen örgütün iç yüzünü Amerikalı duayen gazeteci Seymour Hers açığa çıkarmıştı.

Bir yıl önceydi ve tam da temmuz ayındaydı.

Hers, Han Şeyhun’daki kimyasal saldırı iddialarını araştırırken karşısına Esad’ın çıkmasını bekliyordu. Ama öyle olmadı.

Ünlü gazeteci, “CIA ve Savunma İstihbarat Merkezi” kaynaklarında “Beyaz Baretliler” adının telaffuz edildiğini öğrendi ve araştırdıkça, gerçekler birer birer ortalığa dökülmeye başladı.

*

Hers, öğrendiklerini anlatmak için oturdu bir de makale kaleme aldı.

Ona göre Başkan Trump, devletin istihbarat örgütlerini dinlemek, yazdıkları raporları okumak yerine ABD’nin BM’deki Daimi Büyükelçisi Nikki Haley’in gösterdiği ölmüş/öldürülmüş çocuk fotoğraflarına kafayı takmış, sonra da Pentagon’a “Suriye’yi vurun!” emrini  vermişti.

Oysa Haley’in elindeki fotoğraflar, Suriye’nin başka yerlerindeki çatışmaların ardından da elden ele dolaştırılan fotoğraflardı.

Bu oyunu oynayan da Beyaz Baretliler’den başkası değildi.

*

Duayen gazeteci örgütü tanımlarken “Suriye muhalefetiyle yakın ilişkide olduğu bilinen Beyaz Baretliler” diyordu. Ve finansörlerinin de ABD ve İngiltere olduğunu belirtiyordu.

Ne var ki, Seymour Hers’un ortaya çıkardığı “Beyaz Baretliler” gerçeği ABD ve Avrupa’da görmezden gelindi. Yalanlanmadı ama yaygın medyada da hiç yer verilmedi.

Sonradan anlaşıldı ki, Beyaz Baretliler örgütünün programı “Suriye’de uçuşa yasak bölge oluşturmak” üzerine kurgulanmıştı.

Eğer uçuşa yasak bölge oluşturulabilseydi Esad karşıtı muhaliflerin askeri örgütlenmeleri daha yüksek nitelikte, daha güçlü gerçekleşebilecekti.

*

ABD ve İngiltere Beyaz Baretliler’den verim bekledikçe yenilgiyle karşılaşıyorlardı. Sonunda örgütün defterini dürmeye karar verdiler.

Beyaz Baretliler örgütünün militanlarını gürültüsüz patırtısız bir biçimde Suriye’den tahliye etmeyi planladılar. Ne ki, bunu yapmak mümkün değildi.

Bir kere Suriye ve Rusya’yla anlaşmaları gerekirdi. Anlaştılar.

Ürdün’den yardım istediler, onu da aldılar.

Sıra tahliyeye geldiğinde devreye İsrail’i soktular.

Bir gece yarısı 800 militan Golan Tepeleri’nden geçirilerek Ürdün’e teslim edildi.

Şam yönetimi, İsrail’in tahliye operasyonunu “teröristlerin tahliyesi” olarak nitelendirdi ve “Bunu yapmak da suçtur” dedi.

Bu arada tahliye edilenlerin tümünün Beyaz Baretliler’den olmadığı İsrail tarafından Ürdün’e geçirilenler arasında Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Katar’dan istihbaratçılarla subayların da bulunduğu saptandı.

*

Beyaz Baretliler’in çözülmesi her şeyi berbat etmişe benziyor.

Suçlu ülkeler birer birer dökülüyor çünkü. Örneğin, militanlar Ürdün’de kalmayacaklar. Kimini ABD, kimini İngiltere, kimini İsrail, kimini de Kanada’yla Almanya kabul edecek.

Bu durumda, 7 yıldır Suriye’de iç savaşı körükleyenlerin kimler olduğu, hangi ülkelerin bu işe karıştığı, ölümlerden, yıkımlardan, milyonlarca Suriyelinin yurdunu terk etmek zorunda kalmasından kimlerin sorumlu tutulması gerektiği teker teker ortaya çıktı, çıkıyor.

Bunun bir de hesaplaşma aşaması olacaktır elbette…

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X