Engin Özpınar
Engin Özpınar

Türkiye’nin ulusal çıkarları ABD’yi tanımaz

Ne diyor ABD? “Maduro, Venezuela’nın geleceğinin bir parçası olamaz. Trump, Kongre’nin desteği olmadan müdahale kararı alabilir” diyor.

Bu iki cümleden ne çıkıyor? “Dünyanın neresinde, ne olacaksa buna ABD karar verir” sonucu çıkıyor.

Örneğin Türkiye-Rusya ilişkisi…

Washington, Rus S-400’lerin NATO donanımlarıyla uyumlu olmadığını ve F-35 savaş uçaklarını tehlikeye atabileceğini öne sürerek Türkiye’nin savunma sistemiyle ilgili girişimlerini engellemeye çalışıyor. Olmazsa tehdit ediyor, “Seni F-35 projesinden çıkarırım” diyor.

Trump yönetimi en son Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki sondaj faaliyetine de tepki gösteriyor.

ABD Dışişleri Bakanlığı, “Türkiye’nin Kıbrıs Cumhuriyeti’nin münhasır ekonomik bölge olarak tanımladığı alanda sondaj faaliyetlerine girişme niyetini duyurmasından derin kaygı duyuyor” açıklamasıyla tavrının Rum kesiminden yana ve de Türkiye’ye karşı olduğunu bir kez daha kanıtlamış oluyor.

Washington, kendi yaptığı uyarının yetersiz kalabileceğini de düşünüyor olmalı ki, bölgedeki işbirlikçilerini harekete geçiriyor.

Dün Mısır lideri Sisi’yi saldı üzerimize. Bugün ya da yarın da Suudi Arabistan, BAE ve diğer kabile devletlerinin liderlerini sırayla Türkiye’nin üzerine salacaktır kuşkusuz.

Mısır’da iktidarı darbeyle ele geçiren Sisi’ye, haktan, hukuktan, yasalardan ve kurallardan söz ettirilmesi çok komik…

Ne var ki, ABD’nin Arap dünyasında bulabileceği eli yüzü düzgün tek işbirlikçi lider de Sisi.

İşbirlikçilerin diğerleri hep entarili…

 

El insaf Mogherini, senin hiç mi vicdanın yok?

 

İsrail uçaklarının bombardımanına Filistinliler roket saldırılarıyla yanıt veriyorlar. Roket deniyorsa da, öyle ahım şahım silah değil onlar.

Bombardımanın etkisinin yanında roket, oyuncak gibi kalıyor.

Her iki taraftaki ölen ve yaralananların sayıları arasındaki farktan da anlaşılıyor bu durum.

Örneğin, 6 Mayıs tarihli New York Times, Gazze’de öldürülen Filistinli sayısını 22, roket saldırılarında yaşamını yitiren İsrailli sayısını da 4 olarak veriyor.

Peki, AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilcisi sıfatını taşıyan İtalyan Mogherini yazılı açıklamasında niçin sadece İsrail’e başsağlığı diliyor? Ve niçin sadece Filistinlilerden roket atışlarını durdurmalarını istiyor?

Neymiş, Filistinlilerin attığı roketler İsrail halkına “tarif edilemez” acılar yaşatıyormuş ve şiddeti körüklüyormuş.

Aynı Mogherini, İsrail’in hava saldırıları ve keskin nişancılarının ateşiyle ölen Filistinliler için, bırakın başsağlığı dilemeyi, tek bir laf dahi etmiyor.

Sanki 22 Filistinli ölmedi, 100’den fazla Filistinli de yaralanmadı.

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X