Libya’da başkent Trablus’u ele geçirmek için başlattığı saldırıda kritik Giryan kentini kaybetmesinin ardından Türkiye’ye sataşan silahlı lider Halife Hafter için rüzgar tersine döndü.
Libya’nın doğusundaki silahlı güçlerin lideri Hafter, 2014’teki darbe girişiminin ardından milis gruplarla iş birliği yaparak hakimiyet alanını her geçen yıl genişletti. Petrol Hilali bölgesi, Bingazi, Derne kentlerinin ardından bu yılın ocak ayında ülkenin güneyindeki Fizan bölgesine ilerleyerek buraları ele geçirdi.
Kazandığı bölgelerle zafer sarhoşluğu yaşayan Hafter, siyasi rakibi olan uluslararası meşruiyete sahip Ulusal Mutabakat Hükümetinin (UMH) kontrolündeki tüm devlet kurumlarının yer aldığı başkent Trablus’a göz dikti.
Libya Birleşmiş Milletler (BM) nezdinde ülke içindeki tüm aktörleri bir araya getirecek ulusal konferansa hazırlanırken General Hafter, 4 Nisan’da sürpriz bir hamleyle Trablus’u ele geçirmek için saldırı emri verdi. Hafter güçleri, Trablus çevresindeki kentleri hızla ele geçirmeye başladı.
Ancak çok geçmeden başkentteki UMH de güçlerini harekete geçirerek Hafter’e karşı Burkan el-Gadab (Öfke Volkanı) isimli bir operasyon başlattı. UMH güçleri, Hafter’in başkente doğru ilerleyişini Ayn Zara’da durdurmayı başardı.
Hafter birlikleri ile UMH güçleri arasındaki savaşta denge iki buçuk aylık sürede pek bozulmadı. Kritik gelişme ise geçen hafta yaşandı. UMH güçleri, çarşamba günü ülkenin güneyinde Hafter güçlerinin başkent saldırılarında ikmal ve harekat merkezi olarak kullandıkları Giryan kenti yakınlarına saldırıya geçti.
Akşam saatlerine gelindiğinde UMH, Hafter güçleri için başkenti ele geçirme planlarında kritik öneme sahip Giryan’ı ele geçirdiklerini açıkladı. Hafter güçleri, arkalarında harekat planları, mühimmat, zırhlı araçları da bırakarak Giryan kentinden kaçmak zorunda kaldı.
UMH, Giryan zaferinden sonra saldırıya geçti
UMH Başkanlık Konseyi tarafından Giryan’ın ele geçirilmesinin ardından yapılan açıklamada, ülke yönetimine yönelik “darbe” girişiminin boşa çıkartıldığı, UMH güçlerinin savunma pozisyonundan saldırı pozisyonuna geçtiği belirtildi.
Hafter güçleri ise başkent saldırılarında toplanma ve ikmal noktası olarak kullandıkları Giryan kentini kaybetmenin sorumluluğunu Türkiye’ye yüklemeye çalıştı.
Türkiye’yi, Libya’daki uluslararası tanınırlığa sahip meşru hükümete desteği nedeniyle suçlamaya çalışan Hafter güçlerinin sözcüsü Ahmed el-Mismari, tüm Türk hedeflerini düşman hedefi saymakla tehdit etti.
Hafter güçleri, Libya açıklarında bir gemide çalışan 6 Türk denizcisini pazar günü Bingazi kentinde alıkoydu. Ancak Türk makamlarının sert uyarılarının ardından Hafter güçleri Türk vatandaşlarını 24 saatten kısa sürede serbest bırakmak zorunda kaldı.
Bunun üzerine, Halife Hafter’in müttefiki Tobruk’taki Temsilciler Meclisi (TM) Başkanı Akile Salih, ülke genelinde “seferberlik” ilan ettiklerini duyurdu.
Hafter, Libya içinde başından beri, “ilerlemezsen gerilemeye başlarsın” yönündeki taktiği uygulamasıyla tanındı. Ancak Libya’nın başkentine yönelik operasyonunda kontrolündeki birlikler, Trablus’un merkezine ilerlemede başarısız olmalarının yanı sıra Giryan kentini kaybederek büyük darbe aldı.
Uluslararası alanda da rüzgar Hafter’in tersine esiyor
Hafter, Trablus’a yönelik saldırı emri verdiğini duyurduğunda Avrupa’daki ve bölgedeki birçok aktör “bekle-gör” vaziyeti aldı.
Fakat Hafter’in operasyonu, vadettiği hızlı ve kesin zaferi sağlayamadı. Bunun yanı sıra operasyonlarda can kaybı da giderek arttı. Aradan geçen iki ay içinde Hafter destekçisi ülkeler, General’le aralarına mesafe koymayı tercih etti.
Dünya Sağlık Örgütünün 25 Haziran’da açıkladığı verilere göre, Trablus çevresindeki çatışmalarda 41’i sivil 739 kişi hayatını kaybetti, 137’si sivil 4 bin 400’den fazla Libyalı yaralandı.
Hafter savaş uçakları Giryan kentini kaybetmesinin ardından sivil bölgeler dahil Trablus’u bombalamayı sürdürüyor. Dün gece saatlerinde Hafter’e ait savaş uçaklarının, Tacura bölgesinde bulunan, düzensiz göçmenlerin kaldığı bir barınma merkezine düzenlediği hava saldırısında 40 kişinin öldüğü bildirildi.
BAE’nin parmak izi her yerde
Hafter birlikleri Giryan kentinde bozgun içinde kaçarken arkalarında Hafter’in baş destekçisi ülkeleri zor durumda bırakacak silahlar bıraktı.
Hafter güçlerinin geride bıraktığı silahlara ilişkin Giryan’dan gelen paylaşımlarda, Amerikan silah üreticisi Raytheon and Lockheed Martin’e ait sandıklarda yer alan ileri teknoloji “Javelin” füzelerinin görüntüleri dikkati çekti. Sosyal medyada paylaşılan bazı mühimmat fotoğraflarında da alıcı taraf olarak Hafter güçlerinin destekçisi olan Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ordusunun isminin yer aldığı görüldü.
Bunun üzerine ABD Senatosu Dış İlişkiler Komitesi, ABD’nin, Birleşik Arap Emirliklerine (BAE) sattığı silahların Libya’da Halife Hafter’e bağlı güçlerin elinde çıkmasıyla ilgili olarak soruşturma başlatılmasını talep etti.
Senato Dış İlişkiler Komitesinin en kıdemli Demokrat üyesi Bob Menendez, ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo’ya hitaben yazdığı mektupta, “Eğer bu iddialar doğruysa, yasaya göre BAE’ye tüm silah satışını kesmeniz gerekeceğinin eminim farkındasınızdır.” ifadesini kullandı.
Menendez, ABD’nin BAE’ye sattığı silahların Libya’da ortaya çıkmasının hem ilgili Amerikan yasasını açık bir şekilde ihlal ettiğini, hem de BM’nin Libya’ya uyguladığı silah ambargosunu deldiğini belirtti.
Aynı şekilde, BAE’nin Libya’da Halife Hafter’e destek olmak için hava üssü kurduğu, zırhlı araçlar gönderdiği, uluslararası silahları Libya’ya soktuğuna ilişkin çok sayıda haber, görüntü ve ses kaydı da önceden basına yansımıştı.
Buna karşın BAE Dışişleri Bakanlığı tarafından Amerikalı Senatör’ün mektubunun ardından yayımlanan açıklamada, Libya’da çıkan ABD menşeli silahlarla BAE’nin ilişkisi yalanlandı.
Açıklamada, “Emirlikler, Libya’da çıkan silahların mülkiyetini kesinlikle reddetmekte ve BM uzmanlarıyla tam bir iş birliğine bağlı olduğunu vurgulamaktadır.” ifadeleri yer aldı.
Hafter genişledikçe zayıflıyor
Halife Hafter, sadece Trablus çevresi değil aynı zamanda ülkenin güneybatısındaki Fizan bölgesinde de zor zamanlar geçirmeye başladı.
Hafter, başkente ilerlemeden önce 2019 başında ülkenin güneyine yönelik operasyon başlattı ve bu bölgeleri kontrolüne geçirdi. Ancak, Hafter birlikleri, UMH’ye bağlı Ali Kenna liderliğindeki Güneyi Koruma Birlikleri’nin yanı sıra Çadlı muhaliflerin de destek verdiği Tebu kabilesine bağlı silahlı grupların ortak hedefi oldu.
Hafter’in birliklerinin büyük çoğunluğunu Trablus çevresinde tutma ısrarı, güneydeki hakimiyetini ve petrol kuyularını kontrolünü de zayıflattı.
Hafter milislerini bir arada tutmak zorunda
Hafter’e bağlı milis gruplar, Libya’nın farklı bölge, kültür, aidiyet ve geçmişlerinden gelen unsurlardan oluşuyor. Hafter, Medhali Selefilerinden, Hafter’in oğullarının yönettiği silahlı oluşumlara, Sudan ve Çad’dan gelen paralı askerlerden, yerel kabile milislerine kadar geniş bir yelpazeyi bir arada tutmaya çalışıyor.
Hafter’in yönetimi çatısı altında gevşek bir emir komuta hiyerarşisiyle homojen olmayan şekilde savaşan bu milis oluşumlar ideolojik, kabilesel, kültürel çekişmeler ve çıkarlarının çatışması durumunda zaman zaman namlularını birbirlerine çevirebiliyor. Ufukta herhangi bir ışık görünmeden operasyonun uzaması bu gruplar arasında bir iç çatışma riskini de artırıyor.
Daha önce de bu tür iç çekişmeler nedeniyle milis gruplar içinde kopmalara alışık olan Hafter, Usame Cüveyli kontrolündeki Zintan Birlikleri, Petrol Tesisleri Muhafızları İbrahim Cedran ve Tebu Birlikleri’ni kaybetmişti.
Nitekim Hafter’e bağlı milis gruplar arasında “mühimmatın dağıtılması ve hangi ekibin hangi cepheye gideceği” yönünde iç tartışmalar yaşandığı şeklindeki iddialar yerel basında sıkça yer alıyor.
Giryan kentinden kaçan Hafter güçleri yine başkent Trablus’un güneyindeki diğer bir nokta Terhune’yi elinde bulundurmayı sürdürüyor. UMH güçlerinin sıradaki hedefinin Hafter güçlerini bu bölgeden atmak olduğu ifade ediliyor.