TÜSİAD’dan yapısal reform çağrısı

Seçimsiz geçecek olan 4 yılın yapısal reformların hayata geçirilmesi için çok büyük bir fırsat olduğunu vurgulayan TÜSİAD Başkanı Kaslowski, söz konusu reformlara odaklanılması halinde Türkiye’yi kimsenin tutamayacağına işaret etti.

TÜSİAD’dan yapısal reform çağrısı

Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Başkanı Simone Kaslowski, tüm ülkenin hayrına olan yapısal reformlara odaklanılması durumunda Türkiye’yi kimsenin tutamayacağını söyledi.

Kaslowski, TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Toplantısı’ndaki konuşmasında, derneğin bünyesinde 700’e yakın üyesi ile yaklaşık 4 bin 500 şirketi temsil ettiğini belirtti. Bu şirketlerin yaklaşık olarak kamu dışı milli gelirin yarısını oluşturduğunu, kamu ve tarım hariç kayıtlı istihdamın yüzde 50’sini sağladığını ifade eden Kaslowski, Türkiye’nin dış ticaretinin yaklaşık yüzde 85’ini TÜSİAD üyelerinin gerçekleştirdiğini kaydetti. 

Asıl hedeflerinin, güçlü bir ekonomi ve küresel rekabet gücü yüksek bir Türkiye olduğuna vurgu yapan Kaslowski, odak konularının iş ve yatırım ortamı, teknoloji, eğitim, sosyal ilerleme, demokrasi, özetle sürdürülebilir kalkınma olduğunu anlattı.

Sürdürülebilir kalkınma için dünya ile entegrasyon, makroekonomik istikrar, güçlü kurumlar, hukukun üstünlüğü, yüksek demokratik standartlar gerektiğine işaret eden Kaslowski, ‘’Bu sorumluluklar devletin. Bunların olduğu ortamda sürdürülebilir kalkınmayı sağlamak, yatırım ve üretim yapmak ve istihdam yaratmak, verimlilik artışı sağlamak, dijital dönüşümü yakalamak mümkün. Bu sorumluluklar da bizde ve bunun bilincindeyiz” dedi.

POZİTİF BÜYÜME KOLAY OLMAYACAK

Uzun bir süredir seçim ortamı atmosferi içinde hareket edildiğini hatırlatan Kaslowski, şöyle devam etti: ‘’31 Mart itibariyle, seçimsiz uzun bir dönemi tecrübe edecektik, beklenti böyleydi. Bu yeni döneme, hemen makro dengesizliklerin giderilmesi ve bir dizi yapısal reformun hayata geçirilmesi ile başlanacağını ümit ediyorduk.

Yeni dönem makroekonomik düzenlemelerin ve yapısal reformların hayata geçirilmesi için uygun bir zemin oluşturuyordu. Ancak hepinizin de yakından izlediği gibi yerel seçimler İstanbul’da yenilenecek. Sonuçta seçim ortamı 3 ay daha uzamış olacak. 2017 yılında yüksek büyüdük, 2018 yılında düşük büyüdük, bu sene pozitif bir büyüme elde etmek kolay olmayacak.

Hiç şüphesiz bu yavaşlamada bölgesel ve küresel siyasi dinamiklerin etkisi vardır. Ancak son 2 senede 4 adet seçim gerçekleştiriyor olmamız, reform gündemine ve makro ekonomik konulara odaklanılmasını zorlaştırmıştır. Temenni ediyoruz ki, hukuk düzeninin tam olarak sağlandığı, güvenli bir seçim geçiririz ve 23 Haziran itibarıyla hep birlikte reform gündemine odaklanırız.”

EKONOMİYİ KIRILGAN HALE GETİRİYOR

Yılbaşından bu yana kamu bankaları ağırlıklı, ciddi bir kredi genişlemesinin gerçekleştiğine işaret eden Kaslowski, ‘’Kredi genişlemesi likiditeyi artırır, ekonomiye geçici bir rahatlama verir ancak ülkemizin net tasarruf düzeyi yükselmedikçe kredi genişlemeleri net borçluluk düzeyini artırmakta, ekonomiyi kırılgan hale getirmektedir. Bugün geldiğimiz noktaya baktığımızda, dış borç hala yüksek, enflasyon henüz istenen seviyede değil, kredi mevduat oranları yüksek, rezervlerimiz düşük.

Yeni şoklarla karşılaşmamak için hız, kapsam, içerik ve güven unsurlarına yönelik bütüncül bir program içine girmeliyiz” diye konuştu. Ekonomiyi güçlendirmek, finansal istikrar sorununu çözmek ve rekabet gücümüzü artırmak gerektiğinin altını çizen Kaslowski, ‘’Sermaye piyasaları, vergi, iş gücü piyasası, eğitim gibi alanlarda reformların hızla başlaması gerekli. Bu reformlar orta vadeli sonuçlar doğuracak olsa bile kısa vadede güven arttırıcı etki yaratacaktır. Bu doğrultuda atılacak adımlarda ve ekonomi programının yürütülmesinde ekonomi yönetimimizi destekleyeceğiz” dedi. 

SEÇİMSİZ 4 YIL BÜYÜK BİR FIRSAT

Kaslowski, dijital dönüşümün tüm ülkeleri aşağı yukarı benzer sorulara kafa yormaya ve eyleme ittiğini anlattı. Tüm sektörlerin, aktörlerin, kurumların, verinin, eylemin ve yasal ortamın buluştuğu bir gelişim ve ilerleme ekosisteminin oluşturulması gerektiğini belirten Simone Kaslowski, şunları kaydetti: ‘’Gençlerimizin geleceğini bu topraklarda hayal edebildiği, yarına umutla bakan bir ülke iklimini ancak bu şekilde oluşturabiliriz.

Önümüzde seçimsiz geçecek olan 4 sene, belirttiğim yapısal reformların hayata geçirilmesi için çok büyük bir fırsat. Tüm toplum kesimleri olarak siyasi farklılıkları bir kenara bırakıp Türkiye ajandasına, yapısal çözümlere odaklanmalıyız.

Bu dönem, ülkemize aynı 2003-2007 dönemi gibi, Türkiye’yi içinde bulunduğu ülke gruplarından ekonomik olarak pozitif ayrıştıracak, AB tam üyeliğine yaklaştıracak, bölgesel ve küresel ağırlıkta bir güç olma fırsatı veriyor. Bu dönemi polemiklerden uzak, tüm ülkenin hayrına olan yapısal reformlara odaklanarak, barış ve kardeşlik anlayışı ile yönetebilirsek Türkiye’yi kimse tutamaz.”

DÜNYA DALGALANMA SÜRECİNDEN GEÇİYOR
 
Küresel arka planda büyük değişimlerin olduğuna dikkati çeken Kaslowski, dünyanın olağanüstü bir dalgalanma sürecinden geçtiğini dile getirdi. Dünyanın bir yandan küreselleşme konusunda ayak sürerken, dijital dönüşüm öncülüğünde hareket eden inovasyon kapasitesinin tüm siyasi polemiklere ve geleneklere aldırmadan ve hiç tahmin edilmeyen bir hız ile yoluna devam ettiğini ifade eden Kaslowski, ‘’Bu hız ülke sınırlarını aşıyor, geleneksel yapıları yıkıyor, düzenlemeler bu hızı yönetmekte güçlük çekiyor. Makro dengesizliklere takılı kalan, içe kapanarak mücadeleyi seçen ülkeler, hiç şüpheniz olmasın bu teknolojik yarışta çok geride kalacaktır” diye konuştu.

ŞEFFAFLIK SAĞLANMALI
 
Ekonomide güvenin önemine değinen Kaslowski, ‘’Ekonomide güvenden ne anlıyoruz? Önce ekonomik model tercihimiz olmalı… Rekabete dayalı piyasa ekonomisi tercihi yapmış bir ülkeyiz. Serbest piyasa ekonomisinden vazgeçildiği veya yeni bir model arayışı içinde olunduğu yönünde izlenimlere izin vermemeliyiz. Ayrıca bu değerleri koruyan kollayan güçlü kurumlarımız ve tutarlı, somut bir planımız programımız olması gerekiyor. Bu programı etkili ve kararlı bir şekilde uygulamalıyız. Bugün bu güven unsurlarına çok ihtiyacımız var” dedi. Kaslowski, ekonomiyi doğrudan veya dolaylı etkileyebilecek tüm kurumlarda liyakat, şeffaflık ve hesap verebilirliğin en üst düzeyde sağlanması gerektiğini söyledi.

SIKIŞMIŞ DURUMDAYIZ

TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Tuncay Özilhan da, Türkiye’nin ekonomi, iç siyasi yapı ve dış politika olmak üzere üç temel alanda sıkışmış durumda olduğunu ileri sürdü. Birindeki sıkışıklığın diğerini çözmeyi zorlaştırdığını vurgulayan Özilhan, ‘’İşimiz hiç kolay değil. Bu alanların hepsindeki sorunların ikili bir yapısı var. Hem yapısal ve stratejik sorunlarla karşı karşıyayız hem de bunları daha da ağırlaştıran konjonktürel sorunlar var. Yapısal sorunları ancak uzun vadede çözebiliriz. Ama kısa vadeli sorunları çözmek için de uzun vadede nereye gideceğimizi bilmemiz, stratejik yönelimimize karar vermemiz gerekiyor. Hedefimiz net, rotamız belli olmalı” diye konuştu.

HABERİ PAYLAŞ
ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X