Sabah Gazetesi Yazarı Melih Altınok’un 16 Temmuz 2018 tarihli yazısı dikkatimi çekti. Buna göre birkaç yıldır seküler zenginlerimiz arasında hızla yayılan bir moda var. Kimilerinin “Beyaz Türkler” diye tanımladığı bu insanlar Gezi’den beri ‘Buralarda yaşanmaz’ diye söyleniyorlar. 15 Temmuz’dan sonra bu söylem iyice artmıştır.
Bunların tek güvenceleri sahip oldukları milyon dolarlar. Başta Amerika olmak üzere, İngiltere, İspanya ve diğer ülkelerden ev satın alıyorlar ve oralara yerleşme hesabı yapıyorlar. Zannediyorlar ki bu dünyada yüzlerce yıl yaşayacaklar ve bu dünya hep böyle olacak. Biraz tarih okusalar…
Ben beş yaşımdayken benim ailem Balkanlar’dan, Üsküp’ten Bursa’ya göç etti. Göçle ilgili hatırladığım çok az şey var. En iyi hatırladığım iki kolumda bulunan beş adet saat. Niye benim kollarımda onu da bilmiyorum. Var olan arazileri evi bırakıp yola koyulmuşuz. Yıl 1957. Bu tarihte Yugoslavya Türkiye’den elli yıl ilerde. O saatler ailemizin iki yıllık geçimini temin etmiş. 
Babam askerliğini Belgrat’ta yapmış. Ben doğduktan birkaç ay sonra asker olmuş. Namazını askerde iken de kılmış. Bir gün namaz kıldıktan sonra üniversiteli bir Hırvat ne yaptığını sormuş. Babam namaz kıldığını söyleyince ne okuduğunu sormuş. Babam da Fatiha suresinin mealini anlatmış. Bu hadiseden sonra aralarında dostluk oluşmuş. Bu Hırvat zaman zaman babama İslam dini üzerine sorular sorarmış.
Babamın terhis vakti gelince Hırvat, “Üsküp’e döndükten sonra ne yapacaksın” demiş. Babam da “Çiftçilik yapacağım herhalde” deyince; “Bak” demiş. “Üsküp’e dön aileni topla Anadolu’ya göç edin” demiş. Çünkü bundan böyle bu topraklarda size rahat vermezler. Avrupa sizin bu topraklarda olmanızı istemiyor ve Yugoslavya ile geliştirdiği politikaları bu merkezde yoğunluk kazanıyor. On beş yıl evvel Makedon politikacılardan bana söylenen şu olmuştu: “Bu coğrafyayı Avrupa Birliği’ne alacaklar, niye biliyor musun, Türkiye’den uzak tutmak için.”
Bu ülkenin sonradan görmüş burjuvazisi hiç olmazsa Balkan tarihini okusunlar. Zenginliğin, varlığın bir çırpıda yok olabileceğini görürler.. Ayrıca siz kendinizi dünya vatandaşı olarak görebilirsiniz. Daha ötesine de geçebilirsiniz ama size hiçbir artı sağlamaz. Bir Türk olarak Türkiye dışında nerede yaşarsanız, ne kadar paranız olursa olsun ikinci sınıf muamelesi görürsünüz. Batı’nın zahirine aldanmayın. 
Bu ülkenin her türlü nimetinden en fazla pay alanlar “ Bu ülkede yaşanmaz” diyorsa kendilerini ilgilendirir bir şartla:
“Vatanlarını yaşanmaz bulanlar, yabancı bayrak altında yaşamanın ne demek olduğunu bilmezler. Bu nedenle vatanlarını yaşanmaz hale getirirler.”