Kent merkezindeki trafiğin durumu malum.
Özellikle akşam saatlerinde içinden çıkılmaz bir hal alıyor.
Ancak ana yollar da farklı değil.
Şimdi başlıktaki ifadeye dikkat.
Ne diyor:
Dünyanın hiçbir yerinde Bursa`daki gibi bir trafik sistemi yok.
Daha da açık bir ifadeyle, ortasından metronun geçtiği ana yollarda, lastik tekerlekli araçların cirit atmasını dünyanın hiçbir yerinde göremezsiniz diyor, bana bu başlığı attıran yetkili.
Kim o yetkili?
Bursa`nın ulaşımdaki patronu konumunda olan Burulaş Genel Müdürü Levent Fidansoy.
Geçen gün medyaya gelirken, trafiğe takıldığı için söyledi bunları.
Ancak zaten, nicedir bu gerçekle yüz yüze.
Yüz yüze ama eli kolu bağlı gibi.
“Güney Afrikalara kadar gittim ama orada bile Bursa`daki gibi bir trafik sistemi yok” diyecek raddeye gelmiş.
“Bursa`nın ulaşımda sorumlusu olarak, neden çözüm üretmiyorsunuz Sayın Fidansoy?” dediğinizi duyar gibiyim.
Ancak zaten çözüm üretebilse, yakınmayacak.
Çünkü Bursa`da trafik sıkışıklığının çözülmesi için radikal kararlar alınması lazım.
Ve o kararların alınması için de güçlü bir siyasi irade şart.
Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe, göreve geldiği günden bu yana, kamunun ulaşımdaki rolünü her geçen gün arttırdı.
Toplu taşıma araçlarının kamu eliyle yürütülmesi konusunda Fidansoy`dan da farklı düşünmüyor.
O zaman başka iradelerin varlığı mı devreye giriyor?
Özetle, 5 şeritli yollar inşa edilse de, ana yollar, köprülü kavşaklarla donatılsa da kalıcı çözüm olmuyor.
O halde, dikkatleri başka taraflara çekme zamanı gelmedi mi?
Vesayeti sona erdiren seçim
HSYK seçimleri, kritik bir eşikti.
Konuştuğum hukukçuların çoğu, yargıda vesayet sisteminin sona erdiğini söylüyor.
Ayrıca, meseleyi sadece hükümetin zaferi olarak görmemek gerektiğini de ekliyorlar.
Zaten iktidar partisi yetkilileri bile, hükümet yanlısı bir HSYK yapısından çok, çoğulcu ve tabii en önemlisivesayetten arınmış bir HSYK`yı tercih ettiklerini söylüyorlardı.
Sandıktan çıkan sonuç da aynen böyle oldu.
YARSAV-cemaat işbirliği, seçimi almaya yetmedi.
Burada anahtar kelime vesayet.
Nitekim, yeni üyelerin siyasi fikirleri aynı değil.
Ancak, kurul üyelerinin çoğu vesayete karşı…
Ayrıca, Yargıda Birlik Platformu`nun iktidarın emrinde olmadığını ancak vesayete karşı duruş sergilediğini, temsilcisi söylüyor.
Yargıda Birlik Platformu Sözcüsü Ankara Cumhuriyet Savcısı Abbas Özden bakın ne demiş:
‘Yargıda Birlik Platformu listesinden HSYK üyeliğine seçilenler Cumhuriyetin değerlerine sıkı sıkıya bağlı, dik durabilecek kişilerdir. Hiç kimsenin emir ve talimatını yerine getirmezler. Kimsenin hakim ve savcısı olmazlar. Türkiye Cumhuriyeti’nin hakim ve savcılarıdır ve öyle hareket edeceklerdir. Bundan herkes emin olsun. Dünya görüşümüz belli. Sosyal demokrat olduğumu herkes biliyor. Duruşumda hiçbir şey değişmedi. Benimle beraber duranlar da aynı şekilde. Biz düşüncelerimizi atıp başka bir düşüncenin savunucusu olmuş değiliz.”
Şimdi sormak lazım, bunları söyleyen bir hukukçunun sözcülüğünü yaptığı platform, iktidar yanlısı olarak görülebilir mi?
İDO`dan BUDO denetimine ilginç yorum
Malum, Bursa markası BUDO, tepeden tırnağa denetimden geçmişti.
Sektördeki rekabetten dolayı da gözler İDO`ya çevrilmişti.
Ancak BUDO Genel Müdürü Levent Fidansoy, denetimleri dikkat çekici bulmasına rağmen, kimin tarafından ihbar edildiklerini ellerinde belge olmadıkları için bilmediklerini söylemişti.
Denetimin dikkat çekici yönü ne peki?
İstanbullu bir kadın müşterinin ihbarı üzerine, Ulaştırma ve Denizcilik Bakanlığı`ndan 3 müfettişin soluğuBUDO gemisinde alması ve gemileri A`den Z`ye denetleyip didik didik taramasından dolayı.
Ayrıca Fidansoy, şikayetlerin Ankara`daki bürokratlar tarafından da şaşırtıcı bulunduğunu söylüyor.
Tüm bunları neden hatırlattım?
İDO`dan BUDO`nun denetlenmesine yorum geldiği için.
Dün elektronik postama düşen iletide bakın ne demişler: