Avatar
Selahattin Adıgüzeller
E-Posta: [email protected] YAZARIN TÜM YAZILARI

Üç dolu rakı kadehinin sırrı!

Geçtiğimiz günlerde yapılan CHP Olağanüstü Kurultayı`nda, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu`nun konuşmaları gündeme oturmuştu.
Kendisinden beklenmeyecek sertlikte konuşan Kılıçdaroğlu`nun özellikle, masaya vurarak söylediği şu sözleri çok anlamlıydı…
Dedi ki;
“Bana rakı masalarında partiyi, memleketi kurtaran değil, projeler üretecek, çalışacak adamlar lazım!”
 
*
 
Bu sözlere alınanlar oldu haliyle…
“Ne yani hem rakı içip hem siyaset yapamayacak mıyız? İkisinden birini seçmek zorunda mıyız?”diye sitem edenler çıktı.
Bazıları ise “Bana söylemedi ki, ben viskiciyim abicim, rakı içenler düşünsün!” diyerek, oralı bile olmadı.
Fıkra boyutuna kadar vardı bu tartışma…
Kurultay bitti ama esprileri bitmemiş anlaşılan…
Madem öyle, CHP Genel Başkan adaylarından Muharrem İnce`nin hoşgörüsüne sığınarak, biz de bir fıkrayla bu atalım rakı muhabbetini…
 
*
 
CHP`li Muharrem Bey, kurultay sonrası tek başına bir meyhaneye girer, kendine rakı söyler…
Garsondan üç tane de kadeh ister.
Sonra, şişeyi o kadehlere doldurup doldurup, birbiriyle tokuşturarak içmeye başlar…
Bu içiş şekli dikkatini çeken garson, merak eder dayanamayıp sorar nedenini…
Muharrem Bey anlatır:
“Benim iki iyi partili dostum var. Biri Yalova`da, diğeri Bursa`da… Üçümüz aramızda karar verdik, hangimiz tek başına meyhaneye giderse, herbirimiz için de birer kadeh koyuyoruz masaya… Birbirimizin şerefine içiyoruz…”
Garson çok duygulanır.
Fakat, son gelişinde, “Bu akşam sadece iki kadeh getir!” der İnce
Garson üzgün bir ses tonuyla sorar:
“Hayırdır, partili dostlarınızdan birine bir şey mi oldu yoksa?”
Muharrem Bey gülümser ince ince:
“Yok, yok, onlar gayet iyiler… Ben alkolü bıraktım da!”
 
Kameralar yaka, sürücüler faka…
 
Trafik polislerine yaka kamerası takılacakmış…
Amaç;
Sürücülerle polis arasındaki tartışmalara, rüşvet, darp, hakaret gibi iddialara son vermek.
Şimdilik Adana`da başlamış uygulama, yakında tüm yurtta uygulanabilir.
Ve şöyle güzel diyaloglar yaşanabilir:
– Ehliyet, ruhsat lütfen?
– Yok!
– Nasıl yok?
– Bir önceki denetimde almıştınız ya memur bey!
– O halde in aşağı, yasal işlem yapacağız…
– İdare etseniz abicim, neyse cezamız öderdik…
– Doğru konuş, bak şu an kamera çekimde!
– Kamera mı? Hani nerede?
– Yakamda!
– Yakadan yakın çekim ha! Güzel fikir! Kaç megapiksel bu? Selfie yapıyor mu?
– Cezayı yiyince görürsün pikselini, selfiesini!
– Aşk olsun memur bey, sizin yaptığınız çekimi MOBESE kameraları yapmaz!
 
Sağır sultan!
 
Eşinin sağırlaştığı endişesi yaşayan adama, doktoru basit bir deney önerisinde bulunur:
-Endişende haklı olup olmadığını anlamak istiyorsan, evde, eşine önce beş metre, ardından iki metre ve sonunda tam dibine gelerek, aynı soruyu sor…
Eve gidince uygular bu deneyi…
Mutfakta ocağın başındaki eşine, seslenir uzaktan:
– Hayatım, bu akşam yemekte ne var?
Yanıt gelmez.
Yaklaşır iki metre kadar, tekrar sorar, yine yanıt gelmez.
Bu kez kulağının dibine gelerek sorar…
Eşi döner :
-Üçüncü defadır söylüyorum, tavuk var tavuk!  

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X