Yeni bakış açılarına ihtiyaç var

Risklerin küreselleştiğini ve etkisini sınır tanımadan gösterdiğini belirten TÜSİAD Başkanı Kaslowski, bu dönemde yeni bakış açılarına ihtiyaç olduğunu vurgulayarak, büyümeden enflasyona, eğitimden AB sürecine kadar beklentilerini sıraladı.

Yeni bakış açılarına ihtiyaç var

Türk Sanayicileri ve İşinsanları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Simone Kaslowski, ”Risklerin yaygın ve çeşitli olduğu çağımızda riskin öngörülebilirliği ve yönetimine ilişkin yeni bakış açılarına, yeni çözümlere ihtiyaç’ dedi.
Kaslowski, ‘AON Risk Zirvesi 2019′ etkinliğinde gerçekleştirdiği konuşmasında, riskin tanımlanması ve sınıflandırılmasında yerel-küresel ayrımının giderek belirsizleştiği bir çağı yaşadığımıza vurgu yaparak, ”Sermayenin, emeğin ve fikrin tüm dünyayı dolaştığı böylesine bir dönemde riskler de artan oranda küreselleşiyor, etkisini sınır tanımadan gösteriyor’ ifadelerini kullandı. Risklerin böylesine yaygın ve çeşitli olduğu çağda riskin öngörülebilirliği ve yönetimine ilişkin yeni bakış açılarına, yeni çözümlere ihtiyaç olduğunu anlatan Kaslowski, ”Aon Risk Zirvesi 2019’un bu alanda gelenekselleşen bir platform olarak hem iş dünyamıza hem de kamuoyuna fikirlere ve eylemlere risk penceresinden bakma farkındalığını kazandıracağına inanıyorum” dedi.

DOĞRU ALGI VE YÖNETİM ÖNEMLİ

İlk bakışta yerel bir sorun olarak değerlendirilebilecek nice gelişmenin, çok kısa bir süre içerisinde tüm dünyanın yönetmek için stratejiler geliştirdiği bir risk sarmalı halini alabildiğini dile getiren Kaslowski şöyle devam etti: ”Dolayısıyla riski tanımlamak, öngörmek, yönetmek ve hatta onu bir fırsata dönüştürmek geleceğe ulaşmak için giderek önem kazanan becerilere dönüşüyor. İş dünyası için riski doğru algılayıp, doğru yönetmek bugün her zamankinden daha kıymetli. Risk Zirvesinin ev sahibi Aon’un 60 ülkeyi kapsayan 2019 Global Risk Yönetim Anketi bu trendi doğrulayan önemli bulgular içeriyor. İş dünyası temsilcileri, en önemli risk olarak gördükleri ekonomik yavaşlamadan siber saldırılara kadar oldukça geniş bir yelpazede bir risk haritası ortaya koyuyorlar. Ankete katılan firmaların belirttiği en önemli 15 riskin neredeyse yarısının sigortalanamayan ya da kısmen sigortalanabilen riskler olması da oldukça çarpıcı.”

‘EKONOMİK YAVAŞLAMA’YA DİKKAT

Gelecek nesillere olan borcu ödeyebilmek için gerçekliği doğru analiz etmeye ve en net haliyle kabullenmeye başlanılması gerektiğini anlatan TÜSİAD Başkanı Kaslowski, ”Ülkemiz son yıllarda oldukça zorlayıcı gelişmeleri aynı anda yaşadı. Yaşadığımız siyasi belirsizlikler ve ekonomik daralma, Suriye sorunu, ABD ile Çin arasında yaşanan ticaret savaşlarının neden olduğu küresel yavaşlama ve jeopolitik gerginliklere dayalı küresel gelişmeler ülkemizin risk penceresinin genişlemesine neden oldu. Aon’un yaptığı ankette iş dünyasının en önemli risk olarak gördüğünü belirttiği ‘ekonomik yavaşlama’ ülkemizin yüzleştiği önemli risklerin başında geliyor” ifadelerini kullandı.

BÜYÜME MODELİ GÖZDEN GEÇİRİLMELİ

Kaslowski, genç işsizliğe dikkat çekerek, ”Bir ülke için en büyük ve yönetilmesi en zor risk gençlerinin umutsuzluğudur. Türkiye olarak bu riski yönetebilmemiz için mevcut büyüme modelimizi gözden geçirmemiz ve onu kısa ve orta vadede bizleri bekleyen finansal, jeopolitik ve çevresel risklere göre tasarlamamız şarttır” dedi.

SİYASETTEN BAĞIMSIZ MERKEZ BANKASI

-Artan dış borç yüküyle pek çok olumsuz makroekonomik göstergeyi olumluya döndürebilecek istihdam ve yatırım kapasiteleri daraldı.

-Özel sektör borç yükünü ve özellikle bankacılık sektöründeki sorunlu kredilerin etkisini azaltacak adımların atılması gerekiyor.

-İstihdam ve yatırım kapasitesini genişletmek için reformlara ihtiyacımız var. Finansal istikrarın ilk koşulu kalıcı düşük enflasyon.

-Enflasyonu düşürmenin en etkili yolu siyasetten bağımsız yönetilen bir Merkez Bankası’nın enflasyon hedeflemesi yapmasıdır.

-İktisatta mucizeler yoktur. Güçlü kurumlar, liyakat, hesap verebilir şeffaf yönetim tarzı ekonomiye güveni tekrar sağlamamızın tek yoludur.

-Eğitim ülkenin geleceğine yapılan en kıymetli yatırımdır. Bu alanda atılacak adımların gelişmeye ve ekonomik büyümeye büyük katkısı olacaktır.

-Avrupa Birliği perspektifini canlandırmamız, ülkemize dünyanın tüm bölgelerinden yatırım ve finansman girişlerini tekrar artıracaktır.

HABERİ PAYLAŞ
ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X