İhsan Aydın
İhsan Aydın

Yerli ve milli ürün gamını kullanmak

Son dönem ABD menşeli ekonomik kuşatmanın Türkiye’ye olumsuz etkilerini azaltmak için topyekun bir bilinçlenme dikkat çekiyor.

Yerli ve milli lafları her yerde çok konuşulmaya başlandı.

Tüketimin her aşamasında yerli ürün kullanımı konusunda son dönem sosyal medyadaki paylaşımların sayısı da arttı.

Türkiye’de üretilen ürünlerin tercih edilmesi için ardı ardına çağrılar yapılıyor.

O çağrıların büyüğünü, telefon sektöründe en çok döviz kaybının yaşandığını gören Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yaptı.

İletişimde ABD orijinli markaların kullanılmamasını ve boykot edilmesini istedi.

Çağrıya katılımın sonuçları ne olur bilmiyoruz ama, meşhur firmanın ürünlerinin fiyatları kimi pazarlama portallarında aşağıya çekilmeye başlandı.

Peki, Türkiye’de yerli ve milli üretim ile tüketim konusunda bilinç artarsa ithalat çılgınlığı dizginlenebilir mi?

Bunu zaman gösterecek.

Ülkesini seven, vatansever hepimizin yerli ürün tüketimi konusunda duyarlı olma mecburiyetimiz var.

Sadece tüketim değil, en çok döviz kaybının yaşandığı tüm harcama kalemlerinin ülkemizde üretiminin de artırılması kaçınılmaz.

Bir papaz için gemileri yakan sözde müttefike Türkiye’nin de kendince verebileceği yanıtlar var.

Toplum bilinçlenirse, bireysel tepkilerin kartopuna dönüşerek güç zehirlenmesi yaşayan ve sadece Türkiye’ye değil, etrafındaki her yere tehdit savuran, giderek yalnızlaşan sözde stratejik ortağa da bir ders olacağını düşünüyoruz.

Bu açıdan üretim ve tüketimde daha çok yerli ve milli ürün gamlarına eğilim artmalı.

Daha ilkokul yıllarında verilmek istenen yerli malı kullanma bilincinin biz yetişken bireylerde de uygulama safhanına geçmiş olması gerekiyor.

Zorunlu olmadıkça, yabancı menşeli ürünleri tercih etmekten kaçınmalıyız.

Eğer ülkemize karşı fütursuzca başlatılmış bu kuşatmayı kırmak istiyorsak, yurttaş olarak hepimize görev düşüyor.

Herkesin yapabileceği bir şey olduğunu düşünüyoruz.

Hamaset ve şov kaçmadan bireysel olarak boykota destek verebiliriz.

Çünkü başka Türkiye yok.

 

Belediyeler başlamalı

 

Yerel yönetimlerin dış kredili projelerinde genelde döviz cinsi para kullanılıyor.

Örneğin; altyapı, raylı sistem vb. gibi yatırımlarda dış finans kuruluşlarından alınan para cinsini kullanmak durumundasınız.

Belediyeler bu yüzden dış borç ödemelerinde dövizle ödeme yapmak zorunda kalıyorlar.

Büyük ölçekli projelerde Türk Lirası cinsinden borçlanmak bazen mümkün olmayabiliyor.

Ancak ekonomik kuşatmanın kırılabilmesi için belediyelerimizin de bir yerden başlaması gerekiyor.

Döviz cinsi borçlanma ve dış finans teminlerinden kaçınabilirler.

Kısa adı İLBANK olan İller Bankası artık öyle güçlendi ki, belediyelerimizin büyük ölçekli projelerine TL cinsinden kredi sağlayabiliyor.

Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin bugün devam etmekte olan çoğu büyük projesinde İLBANK kredisi kullanılıyor.

Eğer İLBANK’ın mali büyüklüğü Türkiye’nin bütün belediyelerinin alt ve üstyapı projelerine kaynak sağlayacak şekilde güçlendirilirse, dış finans kuruluşlarından para aramaya da gerek kalmaz.

AK Parti’nin Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Erol Kaya eski bir belediye başkanı.

Dün 800’ün üzerindeki AK Partili belediye başkanına bir genelge göndererek, döviz cinsi borçlanma ve ihaleden kaçınmalarını istedi.

Üstüne, belediyelere ait sosyal tesislerde yerli ürün satışı yapılması ve ABD markalarından kaçınılmasını istediklerini de açıkladı.

Belediyeler bir yerden başlarsa arkası gelir.

Çünkü kentlerin sahibi yerel yönetimler.

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X