Olay Gazetesi Bursa

‘Bu ülkeye hakkı, hukuku ve adaleti getireceğim’

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Bu ülkeye hakkı, hukuku ve adaleti getireceğim, bunun mücadelesini yapacağım." dedi.

Muğla Büyükşehir Belediyesinin toplu açılış töreni ve bir dizi toplantılar için kente gelen Kılıçdaroğlu, Gazi Mustafa Kemal Atatürk Kültür Merkezi önünde yaptığı konuşmada, milletinin halini, işsizliği, yoksulluğu, çiftçinin, emeklinin halini ve memleketini düşündüğünü söyledi.

Ülkede insanının huzur ve mutlu yaşaması için çaba gösterdiklerini belirten Kılıçdaroğlu, “Bu ülkeye hakkı, hukuku ve adaleti getireceğim, bunun mücadelesini yapacağım. Bir zat var diyor ki ‘Ne yapıyor bu Kılıçdaroğlu?’ bu Kılıçdaroğlu cebini değil, bu Kılıçdaroğlu milletini düşünüyor. Sen cebini düşünüyorsun ben memleketimi düşünüyorum.” dedi.

“Harcadığın her kuruşun hesabını millete vereceksin”

Belediye başkanlarından iki şey istediğini söyleyen Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

“Bir; biz diyoruz ki harcadığın her kuruşun hesabını millete vereceksin. Nereye, ne kadar harcadığının hesabını millete vereceksin. Bu bizim namus borcumuzdur. Bu bizim millete borcumuzdur. Biz onlar gibi değiliz. Bizi onlardan ayıran temel nokta biz hesap vermeyi namuslu bir görev kabul ederiz. Dürüst ve namuslu insanlar hesap vermekten korkmazlar ama onlar hesap vermezler, birde üstüne üstlük vatandaşa hesap sorarlar. Sen vatandaşa hesap soramazsın kardeşim. Vatandaşa siyasetçi hesap soramaz, siyasetçi hesap verir. Biz o nedenle size hesap vermeyi namuslu görev kabul ediyoruz. İki; biz ayrıca bütün belediye başkanlarımıza görüşü ne olursa olsun nerede yaşarsa yaşasın hiçbir ayrım yapmadan bütün vatandaşlarımıza eşit hizmet yapacaksınız diyoruz. Herkese eşit hizmet götüreceğiz. Bizim için yandaş değil bizim için vatandaş esastır. Vatandaşa hizmet edeceğiz vatandaşı kucaklayacağız.”

Kırsalda yaşayan vatandaşların durumunun iç açıcı olmadığını savunan Kılıçdaroğlu, özellikle çiftçilerin durumunun iyi olmadığını kaydetti.

Mazot fiyatları ve enflasyonun yükseldiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, “Dışarıdan sıfır gümrükle nohut, mercimek getiriyorlar. Kendi vatandaşıyla kendi çiftçisiyle rekabet eden bir siyasi anlayış şu anda iktidarda. ‘Bizim vatandaşımız kazanmasın başka ülkelerin vatandaşı kazansın’ diye mücadele ediyorlar.” diye konuştu.

Sudan’da binlerce dönüm arazi kiralandığını dile getiren Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

“Orada kanola ekiyorlar. Sanki Türkiye’de arazi yok, bütün araziler dolu, her yer ekiliyor, yer bulamadılar Sudan’a gittiler. Şimdi ben AK Parti’nin başında oturan zata sormak istiyorum, Sen Sudan’da araziyi niye kiraladın arkadaş? Bu ülkede çiftçi mi yoktu, traktör mü yoktu, tohum mu yoktu? Her şey vardı, niye gittin sen orada arazi kiraladın. O ürünleri ne yapacaksın da Türkiye’ye getireceksin? Kiminle rekabet edeceksin? Kendi çiftçin ile mi rekabet edeceksin? Bir devlet, bir hükümet düşünün, dışarıda üretecek, getirecek kendi ülkesinde vatandaşıyla rekabet edecek. Buna biz karşı çıkıyoruz, buna karşı biz mücadele ediyoruz. Biz çiftçinin, emekçinin hakkını savunuyoruz.”

Taşeron işçilerin haklarına kavuşması için büyük mücadele verdiklerini anlatan Kılıçdaroğlu, “Düne kadar ağızlarına taşeron işçisinin lafını bile almazlardı. Taşeron işçinin derdini bile bilmezlerdi. Dedik, dedik, Mısır’daki sağır sultan duydu, nihayet bunlar da duydu. Taşeron işçisinin derdini çözeceksin ve ben sonuna kadar takip edeceğim, sonuna kadar.” diye konuştu. 

‘Bu karar çok önemli’

İstanbul’da gerçekleştirilen İslam İşbirliği Teşkilatı Olağanüstü Zirvesi’nin Doğu Kudüs’ü Filistin devletinin işgal altındaki başkenti olarak tanıdığını anımsatan Kılıçdaroğlu, “Bugünkü ortamda bu karar çok önemli. Şimdi ben bu kararın gereğini hükümetin yerine getirmesini istiyorum. Doğu Filistin’e gidecekler ve ‘Filistin devletinin Türkiye Büyükelçiliğini burada kurduk’ diyecekler. Sen, mademki İslam İşbirliği Örgütünü Türkiye’de topladın, bu kararı aldın, ki alman da lazımdı, bu karara her türlü desteği veriyoruz. Şimdi verdiğin sözü tutacaksın arkadaş. Diyeceksin ki ben Türkiye Cumhuriyeti hükümeti olarak Doğu Filistin’de Büyükelçiliği kuruyorum.” diye konuştu.

Bütçe görüşmelerinde Binali Yıldırım’ın “Bizim Doğu Filistin’de Türkiye’nin Büyükelçiliği var.” dediğini kaydeden Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

“Burada bir Büyükelçilik var mı diye baktık, yok. Peki sen Başbakan olarak eline verilen bu metni okurken hiç düşünmedin mi? Kudüs’te bir Büyükelçilik yok. Büyükelçilik nerede? Tel Aviv’de. Orada mı evet orada. Doğu Kudüs’te ne var? Konsolosluğumuz var. Şimdi o Konsolosluğu Büyükelçiliğe çevirin kardeşim. Filistin Devleti’nin Türkiye Cumhuriyeti Büyükelçiliği yapın. Madem ki Mecliste söyledin bunu o zaman sözünün arkasında dur. Ben takipçisi olacağım. Filistin davasını savunan her vatandaşın da takipçisi olmasını istiyorum. Böylece iradelerimiz birleşmiş olur. Filistin davasının sağı solu yoktur. Filistin bizim milli davamızdır. Filistin’de dökülen her kan bizim kanımız sayılır. Filistin’e her koşulda sahip çıkacağız.”

“Toplumun her kesimine her mağdura yardım götürüyoruz”

CHP’li belediye başkanlarına baskı yapıldığını iddia eden Kılıçdaroğlu, “İstedikleri kadar baskı, zulüm yapsınlar. Biz asla bildiğimiz doğru ve namuslu yoldan dönmeyeceğiz. Bizim belediyelerimiz sadece bulundukları yerlerdeki yurttaşlara yardım etmiyorlar. Türkmenlere de yardım götürüyoruz. Onlar bizim soydaşlarımız. Ezidiler geldi ülkemize onlara da yardım götürdük. Toplumun her kesimine her mağdura yardım götürüyoruz. Çünkü biz Cumhuriyet Halk Partisiyiz. Çünkü bizim yüreğimizde insan sevgisi var.” diye konuştu.

CHP’nin 2 bin lira asgari ücret önerisine AK Partililerin tepki gösterdiğini ileri süren Kılıçdaroğlu, 2018 yılında asgari ücretin 2 bin lira olması gerektiğini söyledi.

Kendisine söylediklerinden ötürü yine dava açacaklarını, açılan davalardan korkmadığını ifade eden Kılıçdaroğlu, “Hayatımı bu ülke ve millet için feda etmeye hazır bir kişiyim. Benim bütün derdim ülkede herkes huzur içinde yaşasın.” dedi.

2019 seçimleri

2019’daki seçimlerde demokratik parlamenter sistem ve tek adam rejimi tercihinin yapılacağını ifade eden Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

“Demokratik parlamenter sistem benim gibi düşünmeyen insanların da özgürce düşüncelerini dile getirdikleri bir sistemdir. Demokratik parlamenter sistemde vatandaştan toplanan her kuruş verginin hesabı vatandaşa verilir. Demokrasinin çıkış noktası da budur. Vatandaş ‘Benden vergi aldın, hesabını ver?’ der. Siyaset kurumu hesabını vermek zorundadır. Hanımlar, musluğu açtığınızda 5 çeşit vergi ödersiniz. Çocuğunuzun altını temizlediğinizde vergi ödersiniz. Yakınınız vefat eder, kefen bezi alırsınız vergi ödersiniz. Hepimiz vergi öderiz. Vergi dairesinde kaydınızın olup olmamasının hiçbir önemi yok. Dolmuşa vergi ödersiniz, sakız al vergi ödersiniz, gözlük al vergi ödersin, elbise al vergi ödersin… Ama Man Adası’nda şirket kurarsan vergi ödemezsin. Man’dan buraya para gelirse gene vergi ödemezsin. Şimdi buradaki ahlaki soru şudur. Bu ülkede fakir fukara vergi verirken, devleti yönetenler vergi vermemek için yakınları aracılığıyla her türlü numarayı yapıyorlar. O nedenle biz bunun üzerine gidiyoruz. Bu ülkede tüyü bitmemiş bir çocuk vergi ödeyecek, bu Ankara’daki beyler vergi ödememek için her türlü numarayı yapacaklar. 2019’da musluğu açtığı zaman her sabah vergi ödeyen, elektrik düğmesini açtığı zaman çocuğunu sabahın köründe okula göndermek için 4 çeşit vergi ödeyen anne bunun hesabını sormak zorundadır.”