Aydın, yazısında şu ifadeleri kullandı:
Dün de bu konuyu köşemize taşıdık. Yüksek elektrik faturalarına çözüm bulunamazsa kamu kurumları da kendi başlarının çarelerine bakacaklar.
Vatandaş ise, kendi elektriğini üretemedikçe dağıtım şirketlerinin insafına kalacak.
Nitekim, Milli Eğitim Müdürlüğü’nden sonra BUSKİ’nin Keles yolu üzerindeki Nilüfer Barajı’na da hidroelektrik santrali kurmak için düğmeye bastığını görüyoruz.
Bir ara BUSKİ Genel Müdürü Güngör Gülenç ile konuşurken, yaz aylarında devreye aldıkları ovalardaki kuyu suyu motorlarının elektrik faturalarının aylık 12 milyon liraya ulaştığından bahsetmişti.
Bu rakam sadece kuyu sularının çekmek için kullanılan su motorlarının elektrik faturası. Koca kurumun elektrik faturasını siz düşünün.
Fakat, BUSKİ buna yıllar evvel çözüm bulmak için kimi tesislerine hidroelektrik, GES kurmaya başlamıştı. Kısmen o santrallerin faydasını gördü. BUSKİ, artan maliyetlere karşı yeni çözüm arayışlarına da girdi.
Bu amaçla daha evvel fizibilitesi yaptırılmış olan Nilüfer Barajı çıkışına hidroelektrik santral kurulmasının yeniden gündeme geldiğini öğrendik.
Yıllık 9.352 Gwh elektrik üretme kapasiteli santrali kurmak için BUSKİ Genel Müdürlüğü’nde yeniden çalışma başlatıldığını görüyoruz.
Nilüfer Barajı’nın dip savağından ilave cebri boru ile alınacak su hidroelektrik santralinden geçirilerek elektrik enerjisi üretilecek.
Bu sayede kurumun elektrik giderlerinin bir kısmı da buradan karşılanacak.
Çok yerinde bir düşünce.
Yıllar evvel kurumun yenilenebilir enerji santrallerine dönük çalışmaları aynı hızla devam etmiş olsaydı, belki bugün BUSKİ’nin elektrik faturası derdi kalmayacaktı.
Ancak yaşanan ekonomik kriz, yönetimsel öncelikler ve tercihler nedeniyle bunun hayata yeterince geçirilemediğini düşünüyoruz.
Nilüfer Barajı’ndan yüksek verim alınırsa aynı uygulama kentimizin diğer barajlarında da başlatılmalı.
Türkiye enerji faturalarına fahiş rakamlar ödeyecek kadar zengin bir ülke değil.
Kaldı ki, BUSKİ bir yatırımcı kamu kuruluşu. Gideri ne kadar az olursa, halka sunduğu hizmet bedeli de o oranda düşecektir.
Maliyeti ne olursa olsun, kamu ve özel sektörde bu tür projeler hızla yaygınlaştırılmalı.
Çünkü sonunda kamu yararı söz konusu.
Olay Gazetesi Yazarı İhsan Aydın’ın yazısının tamamı için tıklayın…