TAHA TÜTÜNCÜ
Büyükşehir Belediyesi, kenti afetlere karşı daha dirençli hale getirmek amacıyla önemli bir adım atarak Afet Koordinasyon Merkezi’ni yenilenmiş yapısıyla hizmete açtı. Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’in katılımıyla gerçekleşen açılış töreninde, merkezin afet yönetimi ve kriz anlarında daha etkin rol oynayacağı vurgulandı.
Açılış töreninde konuşan AFAD İl Müdürü Mehmet Buldun, afetlere karşı hazırlıklı olmanın önemine dikkat çekerek, merkezin veri akışı açısından kritik bir rol üstleneceğini belirtti. Buldun, “Bu anlamlı günde, tüm depremlerde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet diliyorum. Açılışını yaptığımız Afet Koordinasyon Merkezi’nin, Türkiye Afet Planı kapsamında yürütülecek çalışmalara büyük katkı sunacağına inanıyorum. Burada sağlanacak veri akışının afet yönetimine ciddi bir destek sağlayacağı aşikâr. Belediyemizdeki bilgi akışının derlenip toparlanması ve Valiliğimizin koordinasyonuyla ilerlemesi bizim için büyük bir avantaj olacak. Bursa, her yönüyle dirençli olmak zorunda. İl Afet Risk Azaltma Planı (İRAP) kapsamında atılacak adımlar, kentimizi daha güvenli hale getirecektir. Türkiye Afet Planı bir sistemdir ve bu sistemin en önemli parçalarından biri de bu tür afet yönetim merkezleridir” diyerek katkıda bulunanlara teşekkür etti.
“KRİZ YÖNETİMİNDE UZMANLAŞMAMIZ GEREKİYORDU”
Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, açılışı yapılan Afet Koordinasyon Merkezi’nin yalnızca bir başlangıç olduğunu, afetlere karşı daha sistematik ve sürdürülebilir çözümler üretilmesi gerektiğini vurguladı. Türkiye’nin afet geçmişinden yeterince ders çıkaramadığını belirten Bozbey, kent yöneticilerinin ve vatandaşların bilinçli hareket etmesi gerektiğini söyledi. Bozbey, “1999 Depremi’nden galiba sonuç çıkaramadık. 2 yıl önce yaşadığımız 6 Şubat depreminde yine hepimiz şaşkınlıkla ne yapacağımızı bilemedik. Halbuki bu felaket, bize her şeyi anlatmıştı; ihtiyaçlarımızı, nasıl müdahale etmemiz gerektiğini ve hangi adımları atmamızın zorunlu olduğunu göstermişti. Ama ne hikmetse, bizim unutma süremiz 29 gün. Normal yaşantımıza dönüyoruz ve bir felaket başımıza geldiğinde tekrar ‘Nerede kalmıştık?’ diyoruz. Bizler, bu coğrafyada yüzyıllardır afetleri yaşayan insanlarız. Belki de en tecrübeli olan bizler olmalıyız. Binaların yapımında, kent planlamasında, kriz yönetiminde çoktan uzmanlaşmış olmamız gerekiyordu” dedi.
“KAÇAK YAPILARA ASLA MÜSADE ETMEYECEĞİZ”
Bozbey, özellikle kaçak yapılaşmaya dikkat çekerek, afetlerin yıkıcı etkisini artıran temel unsurlardan biri olduğunu ifade ederek, “Kent yöneticilerinin sorumlulukları çok büyük. Yasalar her şeyi belirlemiş durumda. Ancak bizler uygulamada eksiklikler yapıyoruz. Kaçak yapılara asla müsaade etmememiz gerekiyor. Eğer kaçak yapılan bir binada yaşanan felakette bir can kaybı yaşanıyorsa, bunun sorumlusu o kenti yönetenlerdir. Kimse kusura bakmasın, yeterince acı çektik ve artık hazırlıklı olmamız gerekiyor” diye konuştu. Bursa’yı daha yaşanabilir bir kent haline getirme hedefi doğrultusunda denetim mekanizmasının güçlendirilmesi gerektiğini vurgulayan Bozbey, vatandaşların da bu sürece destek vermesi gerektiğini söyledi. Bozbey, çocuklara yaşanabilir bir kent bırakmak zorunda olduklarını belirterek, “Bunu hem sıkı bir denetim mekanizmasıyla hem de yasalara uyan vatandaşlarla başarabiliriz. Yeni teknolojileri kullanarak, can kaybı yaşanmayan bir sistem oluşturma derdindeyiz” ifadelerini kullandı.
AKOM’A ÖZEL BİNA HEDEFLİYORUZ
Afetlere karşı koordineli hareket etmenin önemine değinen Bozbey, AFAD ile iş birliğini artırarak müdahale süreçlerini daha etkin hale getireceklerinin altını çizerek, “AFAD ile birlikte ortak bir organizasyon yapısı oluşturacağız. İlk müdahaleler bu çerçevede yapılacak ve süreci daha sağlıklı yönetebileceğiz. Bugün AKOM (Afet Koordinasyon Merkezi) açıyoruz, ancak ilerleyen dönemde bütün kenti kontrol edebileceğimiz müstakil bir Afet Yönetim Merkezi inşa etmeyi planlıyoruz. Bu merkez aracılığıyla sadece depremler değil, sel, yangın ve çevre felaketleri gibi diğer afetlere karşı da daha sistemli bir yapı kuracağız” diye konuştu.
ÇEVRE KİRLİLİĞİ DE BİR AFETTİR
Konuşmasında çevresel afetler konusuna da değinen Bozbey, Bursa’nın hava kirliliği ve sanayi kaynaklı çevre sorunlarına karşı da mücadele edeceklerini vurgulayarak şunları söyledi: “Bursa’nın sadece deprem riski değil, çevresel afet riski de var. Özellikle hava kirliliği konusunda ciddi önlemler almamız gerekiyor. Şu an İnegöl’de vatandaşlarımızın maske takması gerekiyor. Kim havayı kirletiyorsa, bizim radarımızdadır. Bununla ilgili her türlü hukuki ve idari adımı atacağız. Bizi mahkemeye versinler, şikayet etsinler fark etmez. Bizim önceliğimiz insan sağlığı ve Bursa’nın geleceği.” Büyükşehir Belediyesi’nin Bursa’daki tüm dereleri ve hava kalitesini sürekli kontrol edecek bir sistem kuracağını ifade eden Bozbey, kentte çevresel felaketlerin önüne geçmek için bilimsel verilerle hareket edeceklerini vurguladı.
“GEMLİK YORGUN BİR ŞEHİR”
Açılışta söz alan Gemlik Belediye Başkanı Şükrü Deviren, Türkiye’de afet yönetiminde geçmişte yapılan hatalara dikkat çekerek, kaderciliği bırakıp bilimin ışığında hareket edilmesi gerektiğini vurguladı. “Bu merkezin açılmasını, geçmişte yapılan hataların tekrarlanmadığı ve kadercilikle değil bilimle hareket edilen yeni bir dönem olarak görüyorum. Uzmanların deprem konusunda defalarca uyarmalarına rağmen ciddi adımlar atılmadı. Büyük bir kadercilik anlayışıyla sürecin geçiştirilmesine göz yumuldu. Sonuç olarak, Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depremlerinde binlerce kişiyi kaybettik” diye konuştu. Gemlik’in büyük kısmının alüvyon zemin üzerinde yer aldığını hatırlatan Deviren, yapılaşmanın ciddi şekilde denetlenmesi gerektiğini söyleyerek, “Gemlik’in pilot bölge olmasını istiyoruz. Zemin etütleri tamamlanmış 3 ilçeden biriyiz ve bu konuda öncelik talep ediyoruz. Gemlik yorgun bir şehir. Mevcut binaların büyük kısmı yığma tuğladan yapılmış durumda. Yapay zeka analizleri, olası büyük bir depremde Gemlik’te 48 bin kişinin hayatını kaybedebileceğini gösteriyor. Bunun önüne geçmek için önlemlerimizi şimdiden almak zorundayız” ifadelerini kullandı.