Melis EVCİMEN
Kamera: Bircan ÖRSEL / Kurgu: Dilek ÖZYER
İsrail güçleri ve Hamas militanları arasındaki çatışmalar üçüncü gününe girdi.
Hamas, İsrail sınırını nasıl aşabildi? “Aksa Tufanı” operasyonun perde arkasında neler oluyor? Bu operasyonun sonuçları neler olabilir? Uludağ Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Öğretim Üyesi Prof.Dr. Ferhat Pirinççi İsrail Filistin gerilimiyle ilgili merak edilenleri olay.com.tr’de açıkladı…
Prof.Dr. Ferhat Pirinççi operasyonun içeriğini söyle açıklıyor; İsrail’in Mescidi Aksa’da Mescidi Aksa’nın kutsiyetine zarar verecek eylemlerde bulunması ama kapsamına baktığımızda normal şartlar altında geçtiğimiz onlarca yıl Filistinli direniş gruplarının İsrail’e yapmış olduğu saldırılardan çok daha farklı. Çok planlı, önceden iyi bir şekilde kurgulanmış, istihbari alanda bir sızma yapılmamış. Dolayısıyla İKK istihbarata karşı koyma oranları iyice alınmış kapsamlı ve İsrail’in alışık olmadığı belki de son 50 yıldır hiç görmediği tarzda büyük bir eylemle karşı karşıya İsrail. Bu açıdan ben hep tarihsel referansın önemli olduğunu düşünüyorum. İsrail en son 1973 yılında savaşı kendi topraklarında görmüştü. Çünkü
‘İsrail hazırlıksız yakalandı’
İsrail 1967’de bunu yaptı 1973’te sürpriz bir saldırı oldu. İsrail topraklarına gelindi ve İsrail çok ciddi bir tehlike atlattı. Şimdi bu açıdan baktığımızda 1973’te karşımızda İsrail’in karşısında Mısır ve Suriye gibi iki tane devlet vardı. Şu anda öyle bir devlet yok. Bir devlet dışı aktarı var. Bir Filistin Direniş Grubu var ve Hamas’ın askeri kanadı, çok profesyonelce kurgulanmış, eş zamanlı bir operasyon gerçekleştirdi ve bu operasyon sırasında da bir o kadar hazırlıksız yakalandı yani Hamas ne kadar iyi hazırlandıysa evet. İsrail’de o kadar hazırlıksız yakalandı ve dolayısıyla ortada çok ciddi bir hezimet var İsrail açısından. On yıllar boyunca unutulmayacak, on yıllar boyunca üzerinde çalışılacak birçok devletin terörle mücadele veyahut işte asimetrik tehditlere karşı koyma anlamında dersler çıkartacağı çok ciddi bir tablo var karşımızda.
Hamas İsrail sınırını nasıl aşabildi?
Normal şartlar altında ufak tefek sızma girişimleri zaten yapıldığı örtü. Yani zaman zaman Gazze’den çeşitli Filistinli direniş grupları yerleşimlere yani sınıra yakın
yerleşimlere girip ufak tefek bazı sabotaj eylemlerinde bulunuyordu veya ufak tefek saldırı eylemlerinde bulunuyordu. Ama bunlar hep münferit nitelikteydi Ve büyük ölçüde hani
fedai eylem diyebileceğimiz tarzda bir kişinin veya birkaç kişilik grubu gerçekleştirdiği eylemlerde. Ha keza bu füzelerde yani çok daha teknik açıdan teknolojisi düşük. Dolayısıyla ufak çaplı, hızı düşük tahrip gücü düşük. hedefi vurma oranı düşük olan füzelerde ki İsrail’in kurmuş olduğu demir kubbe sistemi zaten o füzeleri engelleyen temel
unsurdu. Şimdi bu sefer karadan havadan ve denizden bir sızma girişimi var. Ve tekbir noktaya değil en az 21 tane nokta tespit edilmiş durumda.
Bunun ötesinde şu anda ikinci gün İsrail bir devre dışı aktöre karşı yıllardır bombaladığı ve yıllardır üst düzey liderlerini elimine ettiği bir üst düzey liderlerin etkisiz hale getirdiği bir devlet dışı silahlı aktöre karşı hala daha başarı sağlayamamış durumda. Kendi topraklarının güvenliği hala daha sağlayamamış durumda. Dolayısıyla çok ciddi bir planlama
Eğer farkında olsalar da önlem almaları gerekiyordu. Çünkü İsrail’in güvenlik politikasındaki temel unsurlardan bir tanesi de can kaybını minimize etmek. Can kaybına uğradığı zaman veya bir askeri rehine alındığı zaman veya bir sivili rehin alındığı zaman karşı tarafa o kadar büyük, ağır bir ceza veriyor ki bir daha böyle bir şeye cesaret edemezsin.
“Aksa Tufanı” operasyonuna Türkiye nasıl bir tutum izleyecek?
Türkiye’nin konumu bu noktada düşünürsek nasıl olacak? Türkiye normal şartlar altında İsrail’le Filistin sorununu dışarı çıkarttığınız zaman çok büyük sorunları olmayan bir ülke. İsrailli Turistlerin en fazla ziyaret ettikleri destinasyonlardan bir tanesi. Ekonomik ilişkilerde, siyasi krizlere rağmen aslında iyi giden bir içeriğe sahip bu aşama baktığımızda Türkiye İsrail ilişkileri inişli ve çıkışlı seyretmiştir. İnişleri çıkışları verilen tarafta aslında Türkiye’dir. Türkiye’nin de inişleri çıkışları belirlemesinin sebebi Filistin sorunudur. Yani İsrail’in Filistin’de yaptığı işgal politikasına karşı sesini yükseltmesidir Türkiye’nin. Şimdi son dönemdeki bu gerilim veya bu savaş aslında çok ciddi bir bölgesel yayılma özelliğine sahip ve sonuçları itibarıyla özellikle İsrail’in karşı cevap itibarıyla Filistinlilerin çok ciddi bir şekilde canını yakma potansiyeline sahip. O yüzden Türkiye bunu gördüğü için önceden bir Filistinliler açısından durumun daha da kötüleşmesine engel olmak. İki bölgede istikrarın huzurun sağlamasını temin etmek. Üç özellikle savaş esnasında rehin meselesinde kolaylaştırıcı rol oynayabileceğini güvendiğinden taraflara önce itidal çağrısında bulundu beraberinde Dışişleri Bakanımız Hakan Fidan’ın yapmış olduğu görüşmelerle de durumu kontrol altına almaya yönelik girişimlerde bulunmaya başladı.