Olay Gazetesi Bursa

CHP’li Bülent Kuşoğlu’nun iddialarına KGM’den yanıt

Karayolları Genel Müdürlüğü (KGM), Sayıştay denetim raporunda yer alan bulguların suiistimal, yolsuzluk ve usulsüzlük olarak nitelendirilmesinin hukuki açıdan doğru bir yaklaşım olmadığını belirtti.

KGM, CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Kuşoğlu’nun medya organlarında yer alan “Genel Müdürlükçe 2019’da 80 milyar liranın üzerinde harcama yapıldığı” iddiasına yazılı açıklamayla yanıt verdi.

Söz konusu iddianın “gerçek dışı” olduğu ifade edilen açıklamada, “Geçen yıl 10 milyar 789 milyon lira cari, 24 milyar 791 milyon lira yatırım olmak üzere toplam 35 milyar 580 milyon lira harcama yapıldı.” ifadesine yer verildi.

Bu bilgilerin “Karayolları Genel Müdürlüğü 2019 Yılı Faaliyet Raporu”nda yer aldığına işaret edilen açıklamada, şunlar kaydedildi:

“Yap-İşlet-Devret modeliyle yaptırılan Gebze-Orhangazi-İzmir (İzmit Körfez Geçişi ve Bağlantı Yolları Dahil) Otoyolu Uygulama Sözleşmesi’nin yürürlüğe girdiği tarih öncesinde sözleşmenin tabi olduğu 3996 sayılı Kanun’a, 6111 sayılı Kanun’un 134. maddesiyle eklenen Ek 1. Madde ile bahse konu taşınmazlar için ‘kullanım bedeli ve hasılat payı alınmaz’ hükmü 25 Şubat 2011 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdiğinden, kamulaştırma bedeli İdare tarafından karşılanan taşınmazlar için bu taşınmazların kendisine teslim edildiği tarihten itibaren sözleşme süresince kullanım bedeli ödenmesine dair görevli şirketin yükümlülüğü yürürlükteki mevzuata uygun olarak ortadan kalkmıştır.”

Açıklamada, Silifke-Mut (1. Kısım) yolunun bir kesiminin yapım işi ihalesine ilişkin sadece bir firma tarafından iptal davası açıldığı belirtilerek, Sayıştay raporunda “Hukuka aykırı olan İdarenin işlemine (ihale kararı) ilişkin verilen iptal kararı, sadece davacı açısından değil bütün ilgililer (ihaleye giren diğer yükleniciler) açısından sonuç doğurur” şeklinde ifade kullanıldığı ancak ihaleye giren diğer yükleniciler tarafından menfaatlerinin ihlal edildiğine yönelik herhangi bir dava veya başvuru bulunmadığı bildirildi.

Dava konusu ihalenin “yapım tekniği açısından özellik arz eden”, “sık sık heyelanların meydana geldiği bir coğrafya içerisinde yer alan bir proje” olduğu da göz önüne alındığında, Danıştay kararı uyarınca dava konusu ihale iptal edilse dahi yeni yapılacak ihalenin de yine 4734 sayılı Kanun’un 21/b maddesine göre pazarlık usulüyle ihale edilmesi gerekeceğine dikkat çekilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi:

“8 Ağustos’ta ihale kilometreleri içindeki yol kesiminde meydana gelen heyelan nedeniyle Silifke-Mut Devlet Yolu trafiğe kapanmış ancak 23 Ekim’de açılabilmiştir. Bu güzergahta benzer riskli kesimler halen bulunmaktadır. Bu çalışmaları tamamlayabilmek için bu kesimde acele kamulaştırma yapılmasına yönelik yetki alınmıştır. Tüm bu hususlar göz önünde bulundurularak, İdaremizce iptal kararının uygulanmamasına yönelik bir amaç güdülmediği, aksine söz konusu ihaleye ilişkin sadece şikayetçi firma tarafından dava açıldığı, başkaca herhangi bir dava veyahut başvuru bulunmadığı, şikayetçi firmanın kararın uygulanmasından feragati neticesinde yürürlükteki mevzuat çerçevesinde kamu yararı ve menfaati doğrultusunda işlem tesis edilmiştir.”

Açıklamada, Devlet İhale Kanunu hükümlerine göre, ihale edilen yapım işlerinde mevzuatta belirtilen sınırların üzerinde iş artışı yapılarak, süre uzatımı verildiği iddiasına ilişkin, Devlet İhale Kanunu’nun 63/3 maddesinde “Yüzde 30 fazla artış, temel, tünel ve benzeri işler ile tabii afetler gibi nedenlerden ileri gelmiş ise İdarenin isteği, müteahhidin kabulü ve ilgili Bakanın onayıyla süre hariç, aynı sözleşme ve şartname hükümleri içinde yüzde 30’u geçen işlerde aynı müteahhide yaptırılabilir” hükümlerinin yer aldığı ve keşif artışı yoluna gitmenin şartları ve usulünün gösterildiği ifade edildi.

“KEŞİF ARTIŞLARI KANUNA UYGUN OLARAK YAPILDI”

Yüzde 30’un üzerindeki işlerde keşif artışı olurlarının, Devlet İhale Kanunu’nun ilgili maddesi ve sözleşme eki Bayındırlık İşleri Genel Şartnamesi’nin ilgili maddesi hükümleri çerçevesinde Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı makamının yetkisinde olduğuna işaret edilen açıklamada, şunlar kaydedildi:

“Verilen keşif artışları kanuna uygun olarak yapılmıştır. Ayrıca, önceki yıllarda, konuya ilişkin emsal yargı kararlarında kanuna aykırılık tespit edilmemiştir. Proje tekliflerinde yüksek teklif verilen iş kalemlerinin tercih edildiğine ilişkin bulguyla ilgili olarak söz konusu işte imalatlar devam ederken, projesinde bölgesi gösterilen ancak detaylandırılmayan kavşaklar, onaylı projesine uygun olarak ilgili iş bünyesinde yapılmış olup, aradaki fark projedeki ilave imalatlardan kaynaklanmaktadır.”

Açıklamada, Sayıştay Denetim Raporu’ndaki bulguların tespit niteliğinde olduğu belirtilerek, bulgulara ilişkin değerlendirmelerin Sayıştay Başkanlığına iletildiği bildirildi.

Söz konusu bulguların, sorgulama süreçleri sonunda, Sayıştay yetkili kurullarınca onaylandıktan sonra kesinlik kazandığına işaret edilen açıklamada, “Bu nedenle bulguların suiistimal, yolsuzluk ve usulsüzlük olarak nitelendirilmesi hukuki açıdan doğru bir yaklaşım değildir. Kuruluş olarak sorumlu olduğumuz yol ağında daha güvenli ve kaliteli bir ulaşım altyapısı inşa ederken, Kurumumuza verilen yetki ve kamu kaynağının kullanılmasında her zaman kamu menfaatini ön planda tutarak, tarafsız, saydam ve hesabı verilebilir çalışmalar yürütüyoruz.” ifadesine yer verildi.