Olay Gazetesi Bursa

Çocukluk travmalarımız iş hayatını da etkiliyor

Kariyer yaşamımızın önemli bir parçasıdır. Hayatımızın büyük bir bölümünü okulda geçiriyoruz. Okul hayatımızı da bir zaman sonra iş, meslek ve kariyer hedeflerimize göre yönlendiriyoruz.

Eğitmen ve Danışman Ebru Demirhan, okul öncesi ve okul hayatı boyunca oluşan travmaların iş hayatımızı etkileyebileceğini anlattı.

“Kariyer çalışmalarımız görünenden çok önce başlıyor aslında… Bir de ailenin yüklediği anlamlar ve beklentileri de hesaba katarsak kariyer çocukluktan gelen bir zemine sahip olabiliyor.

Kariyer denildiğinde, ileriye gitmek, ödüllendirilmek, terfi almak, birçok değerlendirme yöntemlerinden geçmek, otorite ile ilişkinin yönetimi, stres yönetimi, krizlerle başa çıkmak, sorumluluk, kazanmak, yenilik, yönetilmek – yönetmek gibi çok fazla anlam içerdiğini görürüz. Tüm bu kavramların bir ucu da çocukluğumuza kadar dokunabilir. Çocukluk anne rahmine düştüğümüz anda başlar ve 7 yaşa kadar devam eder. Bu süre içinde birçok kavramımızı içinde yaşadığımız ortamdan alır ve oluştururuz. Anne baba, büyük aile ya da yurt, yuva gibi ortamların şekillendirme gücü konusunda birbirinden farkı yoktur. Büyüme ortamı, büyütülme şekli, ailenin kültürü ve yaşam şekli kavramların oluşmasında çok önemlidir. Kavramlarla birlikte çocukluk travmaları da geleceği şekillendiren önemli etkenlerdir.

Çok otoriter kişilerle büyümek

Çok otoriter kişiler tarafından büyütülmek iş hayatında otorite karşısında paralize olmak, kriz anlarını yönetememek, gereksiz seviyede sessiz kalmak gibi durumlara sebep olabileceği gibi otorite ile çatışmayı da getirebilir. Her iki durum da kariyer basamaklarında ilerlemenin önünde engel olabilir.

Aşırı beklentilerle büyütülen çocuklar

Sorumluluk kavramına bakış açımız ve sorumlulukla ilişkimiz de çocukluk dönemimize dayanır. Aşırı beklentilerle büyütülmek, yaşa karşı orantısız sorumlulukların verilmesi gibi durumlar travmalara sebep olabilir ve iş hayatında sorumluluk almamak için kariyeri reddetmekle aşırı sorumluluk alarak kariyer basamaklarında hızlı ilerlemeyi de getirebilir. İnsan her durumdan farklı bir yönelim alabilir.

Prens/es olarak büyütülmüş çocuklar

Prens ve prenses olarak büyütülmüş çocuklar iş dünyasında sorumluluk alamıyor olabilir. Onların kendi üzerine düşen sorumluluğu almaması takım arkadaşlarının yükünü arttırabilir. Bozulan denge takım içinde kızgınlık, öfke gibi duygulara yol açabilir.

Şiddet İçeren Ortamlarda Büyüyenler için İstediklerini Şiddetle Yaptırmak Normalleşir. Ebeveynlik büyük sorumluluktur. Yetiştirilen çocuğun tüm hayatını, temas ettiği herkesi kapsayan bir sorumluluktur. Şiddet içeren ortamlarda büyüyen çocuklar için şiddet uygulamak, istediğini fiziksel, sözlü, duygusal şiddetle yaptırmak normalleşir. Bu durum çocuğun iş yaşantısında ve işyeri ortamında gizli ya da görünen terörlere sebep olabilir. Durum kişinin kimliğinden ya da kişiliğinden bağımsız sadece yetiştirilme tarzı etken olmuş olabilir. İşyeri ve birim içi huzuru bozan bir unsur ortaya çıkmış olur. Normalleşen davranışları çok çabuk benimseriz, bırakmak için de desteğe ihtiyacımız olabilir.

Mükemmeliyetçi ebeveynle büyümek

Mükemmeliyetçi ebeveyn ile büyüyen kişiler ebeveynin patolojisinden kaynaklanan sebeplerle genellikle onay alamadıkları ve ödüllendirilemedikleri için iş hayatında zorlanabilirler. En iyiyi yapmaya çalışırken kendilerini çok yorabilir, işkolik olabilirler. Çalışma arkadaşlarını eleştiren bir role bürünebilirler. İnsiyatifi dağıtmayıp tüm yetkiyi ve kontrolü ellerinde tutmaya çalışabilirler. Farkında olmadan takım arkadaşlarını atıl bırakıp onların yapabilirliğine engel olabilirler. Bu tarz kişilerin etrafında çalışmak, düşünmeyi bırakmak ve işin sıradanlaşmasına sebep olabilir.

İstenmeyen çocuk olmak

Beklenen, istenen bir çocuk olmakla istenmeyen, beklenmeyen bir çocuk olmak dahi iş yaşantımıza etki edebilen konulardır. Tercih edilme, kabul edilme süreçlerimizde etkisi vardır. Aynı zamanda aidiyet hissimizi de belirler. Sadece istenmeyen çocuk olduğu için girdiği işten “Beni sadece burası kabul etti, diğerleri kabul etmeyecekler” diye çıkamayan, kendine uygun olmayan bir işte emekli olana kadar çalışan kişilerin sayısı az değildir.

Sunum yapamamak, topluluk önünde konuşamamak, bilgiyi aktaramamak, yaptığı işi sunamamak, kariyerde olması gereken yerlere başkalarının ilerlemesini izlemek, hakları alamamak gibi birçok konunun arkasında çocukluk travmalarımız yatıyor olabilir. Kendinize zaman ayırmanızı ve kariyerinizde olmak istediğiniz nokta ile olduğunuz nokta arasındaki farkı bir de çocukluğunuzda aramanızı öneririm.”