Olay Gazetesi Bursa

Çölyak hastalarının umudu oldu

Siirt'te çölyak hastası Hatice Taş, kurduğu dernekle kentteki yaklaşık 300 hastanın umudu oldu.

Siirt’te 11 yıl önce yakalandığı çölyak hastalığı nedeniyle zor günler geçiren Taş (28), kurduğu Çölyakla Yaşam Derneği’nde kendisi gibi aynı hastalıkla mücadele eden 300 civarındaki kişinin glütensiz gıdaya ulaşımı için çaba gösteriyor.

 

Buğday, arpa, yulaf, çavdar gibi tahılların içerisinde bulunan glüten adlı bir proteinin ince bağırsakta parçalanamamasından kaynaklanan bir emilim bozukluğu hastalığı olarak tanımlanan çölyak hastalığına dikkati çekmek amacıyla seminerler düzenleyen Taş, vatandaşları hastalık hakkında bilgilendiriyor.

 

Taş, AA muhabirine, çölyak hastası olduğunu 11 yıl önce öğrendiğini belirterek, “Bu hastalıktan önce hayallerim vardı. Hayallerimden vazgeçip, çölyakla yaşamayı kabul ettim” dedi.

 

Kendisi gibi aynı hastalıkla mücadele eden kişilere yardımcı olmak için çalışmalara başladığını dile getiren Taş, şunları söyledi:

 

“Siirt’te 4 yıl önce Çölyakla Yaşam Derneği’ni kurduk ve hastaların glütensiz ürünlere daha kolay erişebilmesi için çalışmalar yaptık. Bir pastanemizde glütensiz ürünler üretilmeye başlandı. Böylece çocuklarımız doğumgünü yaş pastalarını, hastalarımız da bayramlarda tatlılarını sipariş edebiliyorlar. Ürün bulma noktasında sıkıntı çektiğimiz bir yerde yaşıyorken ülkede birçok firmayla görüşüp yanımızda bulundurma amaçlı glütensiz ürün siparişi vermeye başladık. Bu anlaşma doğrultusunda yaklaşık 1 yıldır ‘Sevgi Diyet Market’i açtık. Hastalarımız bu markette glütensiz ürünlere daha kolay ulaşabiliyor.” 

 

Bütün zorluklara rağmen glütensiz hayata “evet” dediklerini ifade eden Taş, “9 Mayıs Dünya Çölyak Günü, bizim için özel bir gün ama biz sadece bugünde anılmak ve hatırlanmak istemiyoruz. Ailemizin hergün sofrada çölyakla yaşadığımızı gördüğü gibi toplumun da bunu görmesini ve kulak ardı etmeden duyarlı bir davranış sergilemesini temenni ediyoruz” diye konuştu.

 

Taş, Siirt’te yaklaşık 300 çölyak hastasının bulunduğunu belirterek, bunu hastalıktan ziyade bir yaşam tarzı olarak gördüklerini kaydetti.