Olay Gazetesi Bursa

Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Aliyev’den ortak açıklama

Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan, Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev ile ortak basın toplantısında konuştu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, ortak basın açıklaması gerçekleştirdi.

Aliyev’in konuşmasından satır başları şöyle;

“Türkiye gibi kardeşimizin yanımızda olması bize daha da güç verir. Her zaman aziz kardeşimi karşılarken bilirim ki dünyada Türkiye ve Azerbaycan gibi yakın ülke yoktur. Bizi birleştiren hem ortak tarih, din, medeniyet, dil, edebiyat ve siyasetimizdir. Türkiye ve Azerbaycan dünya çapında bağımsız siyaset yürüten ülkeler. Türkiye’nin gücü bizim gücümüzü arttırır. Dünyanın birçok ülkelerinde Türkiye hakkı, adaleti savunur, ezilmiş halkların çıkarlarını savunur. Adaleti, hukuku savunur. Bugün Erdoğan Türkiye’sini dünya için bir örnektir. Bağımsızlık, mertlik, cesaret ve gelişme örneğidir. Bu gün imzalanmış bir nice sözleşme Türkiye’nin gelişmiş sanayisini Azerbaycan’a getirecek. Bugünkü imzalanan metinler çok küçük bir yer tutuyor. Bütün dünya Türk halkının zekasının, istidadını bir kez daha gördü, gelişmiş sanayisini bir daha gördü.

Türk ve Azerbaycan askerleri Azadlık Meydanı’nda birlikte geçtiler. Türkiye ile Azerbaycan bayrakları bezendi. Bu insanların yüreğinden gelen duygulardır. Bu asırlar boyu kurduğumuz servettir. Bizim üstünlüğümüz ondadır ki, hem halklar, hem liderler bir yerdedir, birbirine ‘kardeş’ der. Ağır günlerde de, sevinçli günlerde, bugünkü günde de birlikteyiz. Bugün Türkiye-Azerbaycan birliği sadece halklarımız için değil bölge ve dünya için büyük önem taşıyor. Bugün aziz kardeşimle sohbet esnasında fikirlerimiz üst üste düşüyor. Bölgede yeni bir işbirliği oluşturmalıyız. Bundan bütün bölge ülkeleri faydalanabilir. Geleneksel Türkiye-Azerbaycan-Gürcistan işbirliği var. Aynı zamanda Türkiye-Rusya-İran işbirliği var. Bütün bu platformları birleştirip tek platform yapabiliriz.”

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN’IN AÇIKLAMASI

Cumhurbaşkanı Erdoğan da açıklamalarında şunları kaydetti:

“Değerli kardeşime, sayın Cumhurbaşkanıma özellikle bu zafer gününde vermiş olduğu mesaj nedeniyle şahsım ve heyetim adına çok çok teşekkür ediyorum. Zaferin başta bu işin liderliğini yapan kardeşime, onun şahsında tüm Azeri Türk kardeşlerime mübarek olmasını şahsım, heyetim, milletim adına ben de diliyorum, tekrar tebrik ediyorum.

Gerçekten 44 günlük bir savaş sonrasında ortaya çıkan netice Azerbaycan’daki kardeşlerimizi nasıl sevindirdiyse aynı şekilde Türkiye’deki kardeşlerini de sevinmiştir. Gerek şahsımızda gerek tüm milletimizin şahsında yaşanan bir sevinçti. Gerek hükümetimiz olarak gerekse bu noktada parlamentonun büyük bir kısmı olarak bu sevinci beraber yaşadık. Buna özellikle de yazılı, görsel medyanın da büyük kısmı aynı şekilde katıldı ve bu zaferi beraber sürekli olarak kutladılar, mesajlarını da bu istikamette verdiler.

Şu anda bugün bu törenlere biz kardeşimin de davetiyle geldik ve caddedeki o heyecanı gördüğümüz zaman böyle bir zaferin neticesinde ancak coşku böyle olurdu, bu şekilde olurdu bunu gördük. Böyle bir zafere tebrik etmek, mübarek olsun demek herhalde bizim de görevimizdir. Rabbim bundan sonraki süreci inşallah başarılarla dolu olarak devam ettirmeyi de nasip etsin.

Bugün etraflıca kardeşimle görüştük. Karabağ niçin bugüne kadar sürüncemede kaldı? 30 sene niçin Karabağ’da bu çile çektirildi? Bu Minsk üçlüsü denilen bu üçlünün işi neydi? Bunlar dünyanın en güçlü ülkeleriydi. Amerika, Rusya, Fransa niçin bu kadar bu oyalandı? Neden neticelendirilmedi? Acaba bunu neticeye kavuşturamazlar mıydı? Kavuştururlardı. Daha sonra çok daha olumlu mesajlar gelmeye başladılar.

Bunların başında da Fransa. Devamlı gardaşımı arıyordu, ondan neticeler elde etmeye çalışıyordu. Tabii zaman zaman bize de ulaşmak istedi ama doğrusu biz de dönmedik. Çünkü biliyorduk ki dert başkaydı. Bunu da özellikle kardeşlerimiz artık göbeğimizi keseceğiz dediler, adımı attılar, adımı attıktan sonra zaten iş yürümeye başladı. İş yürümeye başladıktan sonra da biz burada sayın Putin’le görüşmeler yaptık. Aynı şekilde işin diplomasi bakanı Dışişleri Bakanım Mevlüt Bey yürüttü. Bu noktada istihbarat boyutu yürütüldü, savunma boyutu yürütüldü. Bütün bu çalışmalarla birlikte hava çok daha farklı gelişmeye başladı.

Ben burada sayın Putin’in yaklaşımlarını bir kenara koyamam, gerçekten onun olumlu yaklaşımları da bu süreci olumlu istikamette götürmeye yardımcı oldu. Bu arada yine kardeşimin az önce ifade ettiği platform konusunu doğrusu ben de çok önemsiyorum. Gerekirse altılı bir platform da oluşturabiliriz dedi. Bunu sayın Putin de kabullendi. Rusya, Türkiye, Azerbaycan, İran, Gürcistan eğer kabullenir, uyarlarsa Ermenistan da bu platformun içerisinde yer alabilir.

“Ermenistan halkına bir kinimiz yok, sıkıntı Ermenistan yönetimidir”

Böylece bölgesel barışı tesis edelim dendi. Şimdi bu bölgesel barışın bölgedeki ülkelere getireceği yükler vardı. Bu yüklerin altyapı, üstyapı, siyasi bunun yanında diplomatik birçok yüklediği görevler vardı. Bugün de kardeşime söyledim, ‘eğer bu konuda olumlu adım atıldığı takdirde biz de kapalı olan kapılarımızı açarız’. Yeter ki adımla atılsın, bizim de kapılarımızı Ermenistan’a kapatalım diye bir derdimiz yok. Biz barışın güvercini olmak istiyoruz, kaldı ki Ermenistan halkına bir kinimiz yok, sıkıntı Ermenistan yönetimidir. Benim ülkemde Ermeniler var. Vatandaşlar hakkı elde eden var, etmeyeni var. Onları da biz kabul ediyoruz.”