Olay Gazetesi Bursa

Davutoğlu’ndan ‘selam seferberliği’ çağrısı

Başbakan Davutoğlu, terör olaylarına inat olarak vatandaşları selamlaşma seferberliğine davet etti.

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, millete hizmet yolunda yoğun bir hafta geçirdiklerini söyleyerek, açılışlar, temel atma, temas, ziyaret ve toplantılarla ilgili bilgi verdi.

 

“Büyüyünce Türk olacağım”

 

“Bu tarihi eşikte hepimizin farkında olması gereken bir tarihi misyonu ifa ediyoruz” diyen Davutoğlu, “Mülteciler dönüp bize bakıyorlar. Dost ve kardeş ülkeler dönüp bize bakıyorlar. Eğer bizim başımız dikse, vakursa, yüzümüzde kararlılık ifadesi varsa onlar da ümitle doluyor. Ama bizi yeis, karamsarlık içinde görürlerse onlar da üzülüyorlar.” dedi.

 

Kendisini çok etkileyen, hafta sonu gelen bir mesajı paylaşmak istediğini aktaran Davutoğlu, şunları söyledi:

 

“Bir Doktor hanımefendi Suriyeli mültecilerle, çocuklarıyla, eğitimleriyle ilgileniyor. Bize gönderdiği mesajda, 7-8 yaşlarında Suriyeli bir yetimin başını okşayıp, ‘okula gidiyor musun?’ diye soruyor. O da yeni başladığını, bir okulda eğitim gördüğünü söylüyor. ‘Büyünce ne olacaksın?’ diye sorduğunda, cevabı doktor, mühendis olmak değil, ‘Büyüyünce Türk olacağım’ diyor çocuk. Gözlerim yaşararak mesajı okudum. Onun kastettiği herhangi bir etnisite değil, Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde vatandaşlık bilinciyle bir araya gelmiş insan topluluğu değil. Onun kafasındaki Türk, kudretli, şefkatli, ona elini uzatan, onu merhamet ve şefkatle okşayan bir milletin adı. Onun kastettiği, o tarihe mirasa sahip çıkan bir milletin adı. Demek istiyor ki ‘ben büyüdüğümde bu millet gibi olacağım.’ Eğer biz bir nesle böyle örnek olmuşsak, bugün bize hangi kumpası kurarlarsa kursunlar hangi araçlarla gelirlerse gelsinler bilsinler ki istikbal mutlaka bizimdir, istikbal o Suriyeli yetim çocuğun örnek aldığı bu milletindir. Biz her adımımızla bu aşkı, sevdayı, istikbali inşa etmeye çalışıyoruz. Ürdün ziyaretimde bütün bu tarihi mirası bir kez daha tefekkür ederek oraya enerjiyle gittim aşkla gittim ve daha büyük bir aşkla geri döndüm.”

 

“Terör örgütlerinin maskesi düştü”

 

Başbakan Davutoğlu, yaşadıkları zorluklara rağmen hem içeride hem dışarıda sorunları çözecek güce, birikime ve kudrete sahip olduklarını bildirdi.

 

 Türkiye’nin tökezlemesini bekleyenler, Türkiye’yi terörle, bazı hukuk tartışmalarıyla dize getirmek isteyenlerin kaos ve kriz bekleyenlerin  boşuna bekleyeceklerini belirten Davutoğlu, çünkü bunlara asla izin vermeyeceklerini vurguladı.

 

Davutoğlu, Türkiye’nin, hukuk ve demokrasi yolunda geri adım atmadan yoluna devam edeceğini dile getirerek, şiddet taraftarlarının sokağa çıkma çağrılarını boşa çıkaran Diyarbakır’daki vatandaşların basiret ve feraseti ile Ankara ve İstanbul’daki vatandaşların basiret ve ferasetinin bir olduğunu vurguladı.

 

Terör örgütlerinin maskesinin düştüğünü, herkesin esas meselenin ne olduğunu gördüğünü belirten Davutoğlu, şunları ifade etti:

 

“Esas meselesi ağaç, dershane, hak, hukuk olmayanlar, Cumhurbaşkanımıza, AK Parti’ye, hükümetimize ve ülkemizin istikrarına saldırarak Türkiye’nin omurgasına ateş ediyorlar. Omurgamıza ateş edebilirler ama kalbimizi asla işgal edemezler. Zihnimizi asla işgal edemezler. Hedeflerini vurabilirlerse Türkiye’nin diz çökeceğini, kapaklanacağını, teslim olacağını zannediyorlar. Allah’ın izniyle ve milletimizin basiretiyle hiçbir şekilde başarılı olamayacaklar. Zehirledikleri insanları ölüme gönderenler, mensuplarına ölümden başka bir şey vaat etmeyen bu odaklar, istikrarımızı, huzurumuzu, refahımızı bozamacayak, bizi 2023 hedefimizden asla geri alıkoyamayacaklar.”

 

“Kiraladıkları terör örgütleriyle…”

 

Başbakan Ahmet Davutoğlu, buradan geriye tek bir adım atmadan, adalet ve kalkınma, birlik, huzur, demokrasi için yürüttükleri mücadelelerini sürdüreceklerini bildirdi.

 

Davutoğlu, şu görüşlere yer verdi:

 

“Biz burada sadece kendi vatandaşlarımızın can ve mal emniyeti savunmuyoruz bütün insanlığın değerlerini müdafaa ediyoruz. Milyonlarca mazluma kucak açarak, zalimlere meydan okuyoruz. Türkiye ile hesabı olanların kiraladıkları terör örgütleriyle, lejyonerlerle mücadele ederek, mazlum Asya’nın, mazlum Ortadoğu’nun bütün halklarının istiklal ve istikbal mücadelesini veriyoruz. Tarih bu noktasında gelin, yüreklerimizin, vicdanlarımızın sesini birleştirelim. Kaos ve kriz bekleyen felaket tellallarına prim vermeyelim. Mutlaka en geniş anlamda dayanışma içinde olalım. Bireysel ve toplumsal psikolojimiz için moral ve motivasyonumuz için hiç çıkmadığımız kadar sokaklarımıza çıkalım. Bu sokaklar bizim, bu diyar, bu şehirler, bu insanlar bizim. Hiç gitmediğimiz kadar esnafımızın yanına gidelim. Alışveriş yapmayacaksak bile yoldan geçerken gördüğümüz her esnafa bir selam verelim. Hiç sormadığımız kadar komşularımızın halini, hatırını soralım. Komşularımızın kimliklerini sormayalım, Türk müsün, Arap mısın, Kürt müsün, Sünni misin, Alevi misin diye sormayalım. Soracağımız tek şey hali hatırı olmalıdır. Bizim hatırlarını inşa edeceğimiz komşularımız olmadıkça milletimizin bekası olmaz. Hiç dayanışma yapmadığımız kadar dayanışma içine girelim. Kalbi kırık olan, gönlünde hüzün olan, acı olan kim varsa onun yanında olalım. Hayatın her safhasında omuz omuza olan, aynı safta birleşen bütün vatandaşlarımı bir kez daha selamlıyorum. “

 

“Biz terörü kudret gücümüzle Allah’ın izniyle yeneceğiz”

 

Başbakan Davutoğlu, terör olaylarına inat olarak vatandaşları selamlaşma seferberliğine davet ederek, “Doğuda olanlar Batı’ya gitsinler ‘esselamu aleyküm’ desinler. Batı’da olsanlar Doğu’ya, Kuzey’de olanlar Güney’e, Anadolu’nun kalbinde olanlar herkes birbirine selam versinler. Biz terörü kudret gücümüzle Allah’ın izniyle yeneceğiz. Güvenlik güçlerimiz bu selam için mücadele ediyor. Bu kudret elinin ötesinde teröre gerçek darbeyi selamlaşmak vuracak. Ülkemiz her zaman selam diyarı, sin diyarı, barış diyarı olsun.” diye konuştu. 

 

Davutoğlu, “Bu teröristlerin şehirlerimize bıraktığı tahribat ortada. O teröristleri nasıl o şehirlerden söküp atıyorsak teröristlerin yakıp yıktığı şehirlerimizi de yeniden inşa edeceğiz. Bu kapsamda ilgili bakanlıklarımız büyük bir özveriyle çalışmalarını sürdürüyor. Altyapısıyla üstyapısıyla sosyal imkanlarıyla yepyeni Güneydoğu inşa edeceğiz, medeniyet düşmanlarına inat edeceğiz, modern Moğollara, barbarlara inat inşa edeceğiz.” değerlendirmesini yaptı.

 

Davutoğlu, dünkü Bakanlar Kurulu toplantısında Cizre, Silopi ve Sur ilçelerinin sokaklarını tek tek ekranda takip ederek, oralarda neler yapılacağını görüştüklerini dile getirerek, şöyle devam etti:

 

“Biz bu inşa faaliyetine girerken buraları yıkan o hain odaklar bu sefer halkın karşısına başka argümanla ortaya çıkıyor. Neymiş? ‘Devlet halkın malına el koyuyormuş.’ Bunların hiç utanması, sıkılması, ağarı, hayası yok. Terör örgütleri şehirleri yakarken, yıkarken, bir binadan diğerine geçmek için tüneller açarken, halka ‘yatarken kapılarınızı açık bırakın’ derken neredeydi bunlar? Ne demek yatarken kapılarınızı açık bırakın? ‘Mahremiyetiniz bile yok’ demek. Evlere giriyorlar, ‘yatarken kapılarınız açık kalacak, biz istediğimiz anda girebileceğiz’ diyorlar.

 

Allah aşkına ev mahremiyetine, aile mahremiyetine, aile namusuna bile saygısı olmayan bu hain odaklara biz o şehirleri, o aileleri, o insanları terk eder miyiz? İşte verdiğimiz mücadele bunun için. Şimdi o gün onlara ses çıkarmayanlar, orada imar ve inşa faaliyetine girdiğimiz için, bu çerçevede attığımız adımları ‘devlet halkın malına el koyuyor’ diye ifade ediyorlar. Biz, halkın gönlüne, muhabbetine kendimizi vermişiz, elimizi onların yüreklerine koymuşuz, yüreklerine dokunmuşuz.”

 

“Hiç çıkmadığımız kadar sokaklarımıza çıkalım”

 

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, kanlı şebekeler kıta, bölge, ülke, halk, etnik köken, din, kültür, coğrafya, otobüs durağı, cadde, havaalanı, stadyum, lunapark ayırımı yapmadığını belirterek, “İsimleri, kimlikleri farklı olabilir ama hepsi insanlık düşmanıdırlar. Karanlığı mum yakarak, şiddeti merhametle, nefreti daha fazla muhabbetle yeneceğiz. Bireysel ve toplumsal psikolojimiz, moral ve motivasyonumuz için hiç çıkmadığımız kadar sokaklarımıza çıkalım.” dedi.

“Terör örgütlerinin maskesi düştü”

 

Başbakan Davutoğlu, yaşadıkları zorluklara rağmen hem içeride hem dışarıda sorunları çözecek güce, birikime ve kudrete sahip olduklarını bildirdi.

 

 Türkiye’nin tökezlemesini bekleyenler, Türkiye’yi terörle, bazı hukuk tartışmalarıyla dize getirmek isteyenlerin kaos ve kriz bekleyenlerin  boşuna bekleyeceklerini belirten Davutoğlu, çünkü bunlara asla izin vermeyeceklerini vurguladı.

Davutoğlu, Türkiye’nin, hukuk ve demokrasi yolunda geri adım atmadan yoluna devam edeceğini dile getirerek, şiddet taraftarlarının sokağa çıkma çağrılarını boşa çıkaran Diyarbakır’daki vatandaşların basiret ve feraseti ile Ankara ve İstanbul’daki vatandaşların basiret ve ferasetinin bir olduğunu vurguladı.

 

Selam seferberliği çağrısı

 

Davutoğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, 6-7 Ekim olaylarından sonra yine bir grup toplantısında selam seferberliği başlattığını anımsatarak, yeni bir selam seferberliği başlatma teklifinde bulundu.

Selamın barış, insanların bir arada, birlikte, hoşgörü içinde yaşama taahhütü demek olduğunu ifade eden Davutoğlu, “esselamu aleyküm”ün de sihirli bir kelime olduğunu vurguladı.

Arakan’a İslam İşbirliği Teşkilatı üyesi ülkelerin temsilcileriyle yaptığı ziyarette, İngilizce anons ile susturulmak istenen kalabalığı “esselamu aleyküm” diyerek susturduğunu ve kalabalığın “ve aleyküm selam” diyerek kendisine cevap verdiğini ve sessizleştiğini anlatan Başbakan Davutoğlu, şöyle devam etti:

“Aynen Myanmar’da hiç tanışmadığımız ama bir selam ile gönül beraberliği kurduğumuz kardeşlerimize verdiğim selam gibi Türkiye’nin her köşesindeki 78 milyona sizler adına ‘essalamu aleyküm’ diyorum. Bu bazılarının hangi geçmişte, milletten ve inançlarından kopanların ‘günaydın’a alternatif olarak gördükleri için hafif tepeden baktıkları bu ‘esselamun aleyküm’ varya, Anadolu insanının, cahil köylünün selamı gibi gördükleri bu ‘esselamu aleyküm’ varya dünyanın, insanlık tarihinin gördüğü en güzel mesajdır ve demektir ki ‘ben sana Allah’ın selamını veriyorum, bil ki benden sana zarar gelmez, benden sana sadece emniyet, barış, muhabbet gelir’ ve karşı taraf ‘ve aleyküm selam’ derken o da ‘aldım barış mesajını, benden de sana hiçbir zarar gelmez’ der.”

 

“Biz terörü kudret gücümüzle Allah’ın izniyle yeneceğiz”

 

Başbakan Davutoğlu, terör olaylarına inat olarak vatandaşları selamlaşma seferberliğine davet ederek, “Doğuda olanlar Batı’ya gitsinler ‘esselamu aleyküm’ desinler. Batı’da olsanlar Doğu’ya, Kuzey’de olanlar Güney’e, Anadolu’nun kalbinde olanlar herkes birbirine selam versinler. Biz terörü kudret gücümüzle Allah’ın izniyle yeneceğiz. Güvenlik güçlerimiz bu selam için mücadele ediyor. Bu kudret elinin ötesinde teröre gerçek darbeyi selamlaşmak vuracak. Ülkemiz her zaman selam diyarı, sin diyarı, barış diyarı olsun.” diye konuştu. 

Doğu ve Güneydoğu’da terör örgütüne karşı yürütülen mücadelede güvenlik güçlerinin büyük bir başarı elde ettiğinin altını çizen Davutoğlu, terör odaklarının tek tek bulunup şehirlerden temizlendiğini söyledi.

Davutoğlu, “Bu teröristlerin şehirlerimize bıraktığı tahribat ortada. O teröristleri nasıl o şehirlerden söküp atıyorsak teröristlerin yakıp yıktığı şehirlerimizi de yeniden inşa edeceğiz. Bu kapsamda ilgili bakanlıklarımız büyük bir özveriyle çalışmalarını sürdürüyor. Altyapısıyla üstyapısıyla sosyal imkanlarıyla yepyeni Güneydoğu inşa edeceğiz, medeniyet düşmanlarına inat edeceğiz, modern Moğollara, barbarlara inat inşa edeceğiz.” değerlendirmesini yaptı.

 

“Şer ittifakının diliyle konuşmakta hiç bir beis görmüyorlar”

 

AK Parti’nin ülkedeki vesayet odaklarıyla olan mücadelesini bundan sonra da aynı şekilde sürdürmekte kararlı olduğunu vurgulayan Davutoğlu, bugüne kadar milletin iradesinin tecelli etmesine engel olanlarla nasıl mücadele sürdürmüşlerse bundan sonra da sürdüreceklerini söyledi. 

 

Davutoğlu, AK Parti’nin siyaset kurumunu, milli iradeyi vesayetten, başka iradelerden kurtarmak için çabalarken, muhalefetin olanı ya seyrettiğini ya da vesayetçilerle işbirliği yaptığını aktararak, “Şer ittifakının diliyle konuşmakta hiçbir beis görmüyorlar. CHP’nin paralel yapının ipoteği altına girdiği artık netleşmiştir. Siyasi söylemlerini bile onlardan ödünç alarak, siyaset yapamaz hale geldiler, onların sözcüsü haline geldiler.” dedi.

 

“En başta CHP ipe un sermeye başladı”

 

HDP’nin de kendisini teröre ipotek etmiş bir parti olduğunu vurgulayan Davutoğlu, şunları kaydetti:

 

“Millet iradesinin terör baronlarının iradesi altında ezilmesine asla müsaade etmeyeceğiz. Hiç kimse bu miletin Meclisi’nde belli sıfatları kullanarak, siyaset yapıyor görüntüsü altında, bu milletin çoluk çocuk demeden canına kasteden bir terör örgütünün sözcülüğünü yapamaz, yapamayacak. Akıllarını, iradelerini ve vicdanlarını bir örgütün kanlı hesaplarına teslim edenlerin adalete hesap vermesi için elimizden ne geliyorsa onu yapacağız. Dokunulmazlık ahlaksızlığın, vicdansızlığın, terör yandaşlığının kılıfı, mazereti olamaz. Ama onlar bir oyun oynadılar, buradan mağduriyet edebiyatı çıkarmaya çabaladılar. Sonrasında timsah gözyaşları dökeceklerdi. Biz ise dokunulmazlıkların bir defaya mahsus ve tek bir seferle kaldırılması için önerge getirdik. Çünkü kendimize, milletimize ve onun vicdanına güveniyoruz. 

 

Bizim bu teklifimiz karşısında hemen ipe un serdiler. En başta CHP ipe un sermeye başladı. Onların amacı siyasetçiyi tamamen güçsüz bırakacak bir vesayet rejiminin temellerini atmak. Biz buna da müsaade etmeyiz. ‘Türkiye’de herkesin dokunulmazlığı olacak ama siyaset tamamen korumasız olacak’ anlayışını kabul etmeyiz. Böyle bir şey düşünülemez bile. Bu siyaseti vesayet altına almanın dolaylı adıdır. CHP ve HDP zaten vesayeti sevdiği için, vesayet altında oldukları için bundan rahatsız olmazlar, hatta hoşlanabilirler ama AK Parti milletvekilleri üzerinden milletin iradesine ipotek koyan bir düzenlemeye asla müsaade etmeyecektir. Bu AK Parti’nin değerlerine, kuruluş felsefesine de aykırıdır. Suça karışanların, bir caninin taziyesine gidenlerin, arabasıyla silah taşıyanların hukuk önünde hesap vermesi için elimizden geleni yapıyoruz, yapacağız ve mutlaka hesabını verecekler. Ama Türkiye’de özgürlükleri daraltacak hiçbir uygulamayı hayata geçirmeyeceğiz.”