Olay Gazetesi Bursa

Dedikodu yapana çivili utanç maskesi! İşte en korkunç 6 işkence yöntemi

Ortaçağlarda kullanılan işkence aletlerini gördüğünüzde, o dönemde yaşamanın ne kadar acı verici ve zor olduğunu daha iyi anlayacaksınız. İşte karanlık çağın en karanlık işkence aletleri...

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Shaming maskeleri

Dolandırıcılara, 17. ve 18. yüzyıllarda Avrupa’da tekrar suç işlememeleri için utanç maskeleri verildi. Sert metalden yapıldığından ve yüzü sıkıca sardığından acı verici olurdu. Dedikodu yapmak, gizlice dinlemek ve yalan söylemek suçlarını işleyen insanları cezalandırmak için bu maskeleri giydirip, suçluların küçük düşmesini sağlarlardı. Maske suçlunun kafasına takılıp, 1 gün boyunca kalırdı, suçluların ağzını açmaması için çivilerin yerleştirildiği bir de metal parçası vardı.
 

‘Aziz kalenin atma kulesi’ diyede tarif edilen bu maskeler, kılıç metalinden fes şeklinde yapılır, uç kısmınada kilit takılırdı. Kadının konuşmasını önlemek için, cihaz ağzına kapatacak şekilde hazırlanmış demir bir korkulukla donatılırdı. Cezası ağır olanların konuşmasını önlemek için, alt ve üst dudaklarının belirli mesafelerine yerleştirilen sivri uçlu çiviler, kadın konuşmak istediği zaman dudaklarına saplanarak büyük acı veriyordu. Bu çiviler sadece kadın acıktığı zaman onu kontrol etmekten sorumlu olan kişi tarafından çıkartılıyordu. Kontrolcüler genellikle ev halkı arasından seçiliyordu. Çok sıkı denetim yapıldığından, maskeyi çıkartmaya cesaret edemiyorlardı.

Burun kesme

Eski Mısırlılar, Krallığın kuralları ihlal edildiği takdirde, insanların burunlarını kesmeyi severdi. Antik Mısır’da herhangi bir suç işleyen kişilerin burunları kesilir ve Rhinocolura yani burunsuz insanların şehrine sürülürmüş. Ayrıca ırza tecavüz erkek hadım edilerek cezalandırılırken, bir başka kadının kocasını ya da bir erkek çocuğu baştan çıkaran kadının da burnu kesilirmiş. Bu acımasız ceza genellikle küçük suçlu ve hırsızların yanı sıra, yozlaşmış hükümet yetkililerine de verilirdi.

Suçlu kafasını file ezdirme

Eski uygulama yöntemleri genellikle acımasızdı ama sadece birkaçı bu kadar korkunçtu. Filler Ortaçağ’da, Güney ve Güneydoğu Asya’da suçluları cezalandırmak için kullanılırdı. Ayrıca, 19. yüzyılın sonlarında hırsızları ve sahtekarları öldürmek için de Hindistan’da popülerdiler. En yaygın kullanılan yöntem, fillerin gövdeye veya kurbanların başına ayağıyla basıp öldürmesiydi. Fillerin zeki yaratıklar olduğu ve “suçlularına sivri uçlu bıçaklarla” suçluları dilimlemeleri gerektiği bildirildi.

Lahit

Lahit, içine giren kişinin vücudundaki farklı bölümleri deler. Cihaz hem ön ve arka taraftan kapalıdır, kurbanın çıkması mümkün değildir. Hiçbir çığlık dışarıdan duyulmaz.

Cadı Avcılığı

1450-1750 Yılları Arasında Avrupa’da Cadılık çok yaygındı. Avrupa’da büyücülük için tahminen 50.000 kişi idam edildi. Önce cadı sorgulama yapılırdı. Sorgulama ve işkencenin yetersiz kaldığı zamanlarda, cadı deneylerinin uygulanması devreye girmiştir. Fakat bazı bölgelerde bu deneyler uygulanmış, bazı bölgelerde ise yasaklanmıştır. Buna göre deneyler Su, Ateş, İğne, Gözyaşı ve Kantar deneyleri olarak şu şekilde sıralanabilir. Su deneyi, sıcak veya soğuk su ile gerçekleştirilir. Kadından, kaynayan sudan bir nesnenin alınması istenirdi. Yanma sonucunda oluşan yaralar çabuk iyileşirse, suçsuz sayılırdı. Soğuk su deneyinde ise kadın, suya çırılçıplak eli ayağı bağlı olarak atılır, su yüzeyine çıkarsa cadı olduğu ispat olmuş olurdu, sonra yakılarak infaz edilirdi. Boğulup ölürse suçsuz bulunurdu.

Metal Boğada yakma

Eski Yunanlılar, insanları büyük bir bronz boğanın içinde pişirerek cezalandırıyorlardı. Cihazın içine bir kapıdan bir suçlu kilitlenir ve altından bir ateş yakılırdı, bu da kurbanın yavaş yavaş ölümüne neden olurdu. Bildirildiğine göre, bu ceza yöntemi yoldan geçenler için eğlence görevi görüyordu. Boğanın burnuna yerleştirilmiş küçük metal borular vardı. Kurban acı içinde çığlık atarken, can veriyordu.