Olay Gazetesi Bursa

‘Domuz gribi’ açıklaması

Sağlık Bakanlığı bünyesindeki Grip Bilim Kurulu’nun düzenlediği toplantıda, Türkiye’de görülen grip tiplerinin, Avrupa’da görülen tiplerle benzer olduğu, Avrupa ve Türkiye’de görülen virüslerin arasında yeni ortaya çıkmış farklı bir virüsün tespit edilmed

Sağlık Bakanlığından konuyla ilgili yapılan açıklamada, “Grip hastalığı ülkemizde özel bir takip sistemiyle izlenmektedir. Bu sistemle gribin ortaya çıkması, yaygınlaşması, azalması gözlemlenip ölçülmekte ve dünya ülkeleri ile birlikte değerlendirilmektedir. Sağlık Bakanlığı bünyesinde uzman kişilerden oluşan Grip Bilim Kurulu 2014-2015 grip sezonunu değerlendirmek üzere 26 Şubat 2015 tarihinde toplanarak; ‘Avrupa Bölgesinde her yıl görülmekte olan mevsimsel grip aktivitesinin ilk vakalarının Ekim ayından itibaren görülmeye başlandığı, Ocak ve Şubat aylarında artarak devam ettiği, ülkemizde de her yıl olduğu gibi bu yılda Aralık ayı ortasından itibaren ilk vakaların görülmeye başlandığı ve İnfluenza vaka sayılarındaki artışın, beklenen mevsimsel grip artışı olup görülen grip tiplerinin de Avrupa’da görülen tiplerle benzer olduğu, gerek Avrupa’da gerekse ülkemizde virüslerin arasında yeni ortaya çıkmış farklı bir virüs tespit edilmediği, bu nedenle, son dört yıldan farklı bir seyir öngörülmediği’ değerlendirmelerini yapmıştır” denildi.

 

“2014-2015 GRİP SEZONUNDA KASIM AYINDAN İTİBAREN H1N1 (DOMUZ GRİBİ) VİRÜSÜNÜN DE İÇİNDE YER ALDIĞI GRİP VİRÜSLERİ GÖRÜLMEKTEDİR”

 

Türkiye’nin olası bir grip salgınına yönelik hazırlık planlarının mevcut olduğunun, bu planların bilimsel verilerle güncel tutulduğunun belirtildiği açıklamada, şu ifadeler yer aldı:

 

“Ülkemizde 2014-2015 grip sezonunda Kasım ayından itibaren H1N1 (Domuz Gribi) virüsünün de içinde yer aldığı grip virüsleri görülmektedir. Bu grip virüsleri mevsimsel grip virüsleri olarak adlandırılır ve doğal haliyle her sene dünyanın her yerinde yaygın olarak görülebilmektedir.

 

Ülkemizde grip hastalığının takibinde; 2012-2013 mevsimsel grip sezonunda influenza açısından pozitif olduğu tespit edilen numunelerin yüzde 92,5’inin influenza A H1N1, yüzde 4,6’sının İnfluenza A H3N2, yüzde 2,7’sinin İnfluenza B, 2013-2014 sezonunda yüzde 2,5’inin influenza A H1N1, yüzde 77’sinin İnfluenza A H3N2, yüzde 20,5’sinin İnfluenza B, 2014-2015 sezonunda ise bugüne kadar laboratuarlara gelen numunelerin yaklaşık yüzde 10’unda influenza pozitifliği tespit edilmiş olup şu an için bunların yüzde 38,9’unun influenza A H1N1, yüzde 22,7’sinin İnfluenza A H3N2, yüzde 38,4’ünün İnfluenza B olduğu saptanmıştır.

 

Grip aşısının özellikle tanımlanmış risk gruplarına uygulanması önerilmektedir. Bu risk grupları; 65 yaşın üzerindekiler, kronik solunum, kalp veya metabolik hastalığı olanlar ve bağışıklık sistemi baskılanmış kişilerdir. Değerlendirilen konular neticesinde grip aşısının Eylül-Aralık ayları arasında yapılması önerilmekle birlikte grip mevsimi Nisan ayına kadar devam ettiği için Mart ayının sonuna kadar aşı yapılabileceği belirtilmiştir. Tanımlanmış risk gruplarının aşıları Sağlık Uygulama Tebliği kapsamında Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanmaktadır.”

 

“Sivas’ta hayatını kaybeden vatandaşımızda, dünya genelinde kış mevsiminde yaygın olarak görülen H1N1 virüsü belirlenmiş olup bu durum hali hazırda salgın göstergesi olarak değerlendirilmemektedir” ifadelerinin yer aldığı açıklamada, “Grip; ateş, yaygın kas ağrısı, halsizlik, öksürük, burun akıntısı, boğaz ağrısı, baş ağrısı, kusma ve zaman zaman da ishal belirti ve bulguları ile seyredebilmektedir. Bazen klinik tabloya zatürre de eşlik edebilmektedir. Üç günden fazla devam eden ateş, solunum sıkıntısı ve şuur bulanıklığı gibi durumlarda vakit geçirmeksizin sağlık kuruluşlarına başvurulması gerekmektedir. Gripten korunmak için; grip aşısı ile aşılanmanın yanı sıra sık sık su ve sabunla eller yıkanmalı, öksürük ve hapşırık esnasında ağız ve burun tek kullanımlık kâğıt mendille kapatılmalı ve mendil çöp kutusuna atılmalı, mendil yoksa kolun iç yüzüne hapşırılmalı, içinde bulunulan mekanlar havalandırılmalı, grip belirtileri olan kişilerin kreş, okul ya da işe gitmeyerek evde istirahat etmeleri sağlanmalıdır” denildi.