Olay Gazetesi Bursa

Erdoğan: Zulümlere tribünden seyirci olmayız

Memur-Sen'in düzenlediği konferansta konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul seçimiyle ilgili itirazlarla ilgili olarak açıklamalar yaptı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Memur-Sen Konfederasyonu’nun düzenlediği uluslararası “İşin Geleceği: Tehditler ve Fırsatlar” konferansında konuştu. 

Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle: 

Türkiye’de ideolojik sendikacılığın yerini yeni bir sendikal anlayış almıştır.  Türkiye’nin son yıllardaki tüm demokrasi hamlelerinde Memur-Sen kritik rol oynamıştır.

31 Mart itibariyle tamamlamış olduğumuz seçimlerden sonra bazı belediyelerdeki gelişmelerden rahatsızlık duyma gibi veya bulundukları yerde mücadelelerini kararlı bir şekilde sürdürüemeyenler sebebiyle Memur-Sen camiasının asla rahatsızlık duymaması gerekir. İnsanoğlu bir yere kadar menfaatleriyle yürür. Memur-Sen camiasının seçimler sebebiyle ortaya çıkan tabloda bulundukları yerlerde dimdik duracaklarına inanıyorum. Seni makamından mı alacak? Seni memurluktan atabilir mi atamaz. Bu ülkede bir hükümet var. Biz yapılacak zulümlere tribünden seyirci olmayız. Yapılması gereken neyse onu da yaparız. Bütün yargı ve yürütme mekanizmalarını her halükarda başta Memur-Sen olmak üzere yürütmek durumundayız. Memur-Sen camiası üyeleri ‘sendikanı değşitir’ diyenlere karşı dimdik durmalı ve yerini korumalıdır. 

“FINANCIAL TİMES ŞÖYLE YAZMIŞ, NE YAZARSAN YAZ”

Batı dünyasının belli kesimleri ekonomimizi çökmüş gibi gösterme gayreti içine giriyor. Türkiye dimdik ayaktadır güçlenerek de yoluna devam edecektir. Financial Times böyle yazmış, sen ne yazarsan yaz. Türkiye’nin gücünü de kabullenecekler. Bunlar ilk kez bu başlıkları atmıyorlar. Ey Financial Times 4 milyon Suriyeliye ev sahipliği yapan Tükiye’yi sen tanıdın mı? Biz 4 milyon mülteciye ev sahipliği yaparken kimsenin doğru dürüst ciddi desteği olmadan harcanan 35 milyar dolardır. Onlar öyle yapacak biz doğrusunu yapacağız. Bu ülkemizdeki 4 milyon mülteciyi de bir yerden destek gelir mi diye beklemeyeceğiz. Bir tas çorba varsa o mülteci kardeşlerimizle paylaşarak yola devam edeceğiz. Bolu’da seçilen belediye başkanı ben onlara bir tas çorba vermem demişse de biz valilikler kanalıyla yedirmeye, içirmeye, giydirmeye devam edeceğiz. 

Türkiye’nin PKK ve FETÖ gibi terör örgütlerine karşı meşru mücadeleyi engellemeye çalışıyorlar. Asıl sorgulanması gereken iftiraların uluslararası kuruluşlar nezdinde alıcı bulmasıdır. Bizi birkaç marjinalin iftirası değil, iddialar teyit edilmeden Türkiye karşıtı her türlü habere prim verilmesi rahatsız ediyor.

“31 MART DEMOKRASİ ŞÖLENİ HAVASIYLA GERÇEKLEŞTİ”

Türkiye olarak 31 Mart’ta bir seçim maratonunu başarıyla tamamladık. 31 Mart seçimleri demokrasi şöleni havasıyla gerçekleşti. Dünyada bizim gibi bir katılım oranına sahne olan bir başka ülke adeta yok gibidir. Yüzde 85’e varan katılım oranıyla yapılan seçimlerin bir kez daha hayırlara vesile olmasını diliyorum. ABD’de bile yüzde 50’nin altında katılım. Seçim sonuçlarının demokrasimizin kalitesini daha da artırdığına inanıyorum. Türkiye’de son 6 yılda Gezi olaylarıyla başlayan çukur eylemleriyle bir üst aşamaya çıkan anti-demokratik girişimlere ülkemiz muhatap oldu. 15 Temmuz darbe teşebbüsü tarihimizin en büyük ihanetlerinden biridir. Geçtiğimiz ağustos ayında ise ekonomik saldırıya maruz kaldık.

“OLAY PARTİME GELİNCE NİYE RAHATSIZ OLUYORSUNUZ?”

Son 5 yılda 7 kez sandığa gittik. Biz hiçbir zaman seçim ekonomisine tevessül etmesek de seçimlerin ekonomide ağır bir yük oluşturduğu vakadır. Seçim döneminde yaşanan tartışmalar artık sona ermiş artık herkes günlük hayatına yönelmiştir. Seçim kanunumuz çerçevesinde yapılan hak arama mücadelesi demokrasının gereğidir. Kimse hak arama mücadelesine girdi diye, bu mücadeleyi verenleri hakaretle eleştirme yoluna gidemez. Her türlü siyasi parti geçmişten bugüne bu tür hak arama mücadelesini vermiştir. Olay partime gelince niye rahatsız oluyorsunuz? YSK noktayı koyduğu zaman bizim için de mesele bitmiştir. Ondan sonra yola devam. Türkiye’nin bekası her türlü politik hesabın üstündedir. Özellikle içinde bulunduğumuz hassas dönemde siyasetçilerin sorumluluk duygusuyla hareket etmesi önem arz ediyor. 

“DÖNEM KIZGIN DEMİRİ SOĞUTMA DÖNEMİ”

Dönem kızgın demiri soğutma, birlik ve beraberliği yeniden perçinleme dönemidir. Tartışmaları bırakıp asıl gündeme odaklanmalıyız. Yapısal reformları hayata geçirmeye devam edeceğiz. Şu anda turizmde yüzde 50 bandına ulaşmakta olan bir Türkiye var. Savunma sanayii ve turizmde yakaladığımız ivmeyi başka alanlarda da inşallah gerçekleştireceğiz.”