Olay Gazetesi Bursa

Erkeklerin yüzde 70’inde bu problem var!

Medical Park Karadeniz Hastanesi’nden Üroloji Uzmanı Op. Dr. Hasan Turgut, erkeklerin dillendirmekten kaçındığı sertleşme sorununu anlattı. Turgut, 40 yaş üstü erkeklerin yüzde 70’inin sertleşme sorunu yaşadığını ifade etti.

Üroloji Uzmanı Op. Dr. Hasan Turgut, risk faktörlerini sıraladı: ”Hipertansiyon ve ilaçları, şeker hastalığı, damar sertleşmesi (ateroskleroz), aşırı alkol tüketimi, sigara ile psikolojik nedenler…”

Op. Dr. Turgut, sertleşme ve boşalma bozukluğu ayrımının iyi yapılıp tedaviye o şekilde başlanmasının son derece önemli olduğunu vurguladı. Ayrıntıları yazısında verdi…

Sertleşme sorunu nedir?

Erkeklerde cinsel ilişkiyi sağlayacak nitelikte peniste yeterli sertleşme olmaması ya da ereksiyonu yeterli süre devam ettirememesi durumuna iktidarsızlık denir. Erkeklerde sertleşme problemi, tıp literatüründe ‘erektil disfonksiyon’, ‘impotans’ (empotans) veya ‘ereksiyon problemi’ olarak da bilinmektedir. İdeal olan, cinsel ilişki sırasında penisin vajina içerisine kıvrılmadan, kolay bir şekilde girebilmesi ve içeride boşalma anına kadar sertliğini korumasıdır. Eğer penis içeriye girerken kıvrılırsa, bu yeterli sertliğin oluşmadığı anlamına gelmektedir. Türkiye’de 40-70 yaşları arasındaki erkeklerin %70’inde peniste yetersiz sertleşme şikayeti yani iktidarsızlık bulunmaktadır.
 

Boşalma bozukluğu ile karıştırılıyor

Yeterli cinsel ilişkiye girememe durumu penisin sertleşme yani ereksiyon kusuruna bağlı olabileceği gibi, erken boşalma veya orgazm olmamasından ya da cinsel istekte (libido) azalmadan da kaynaklanıyor olabilir. Çünkü erken boşalmadan hemen sonra da peniste sertleşme kaybolur. Burada sorun sertleşme kusuru değil, boşalma bozukluğudur. Bu ayrımın iyi yapılıp tedaviye o şekilde başlanması son derece önemlidir.

Peki iktidarsızlık neden olur?

Yaşlanmanın doğal bir sonucu olarak cinsel güçte bir düşüş olur ki bu normaldir. Bu düşüşün derecesi ve başlama yaşı kişiden kişiye farklılık gösterir. Yaşla birlikte özellikle ateroskleroz (damar sertleşmesi), testosteron düşüklüğü ve nörojenik zayıflamaya bağlı olarak penis sertleşme gücünde de azalma ortaya çıkar. Peniste sertleşmeyi sağlayacak kasların gücü azalır, boşalma gecikir, cinsel arzu yani libido düşer ve orgazma ulaşma süresi uzar. Böyle durumda önceden yeterli olan erotik ya da dokunsal cinsel uyarılar artık yetersiz hale gelir ve daha güçlü uyarılara ihtiyaç oluşur.

Bunlar varsa risk grubundasınız

İktidarsızlık gelişiminde risk faktörlerinin başında hipertansiyon, şeker hastalığı, damar sertleşmesi (ateroskleroz), aşırı alkol tüketimi, sigara, hipertansiyon ilaçları ve sedatifler gibi ilaçlar gelmektedir.

Psikojenik nedenler göz ardı edilmemeli

Bunların yanında sertleşmeye neden olabilecek sorunlar içerisinde psikojenik nedenler de olabilir. Hastaların % 30’unda neden psikolojiktir. Stres, depresyon, korku, davranış bozukluğu gibi bir durum varsa, beyinden ereksiyonu sağlayacak uyarılar gelmeyeceği gibi, baskılayıcı uyarılar da açığa çıkarak cinsel fonksiyonları engeller. Psikojenik nedenlerin ortaya çıkmasında kişinin cinsellikle ilgili bilgileri, aile ve çevresel faktörler, kültür, daha önceki cinsel ilişki deneyimleri, kendine güven, korku, yanlış inançlar, kendinde ve eşine ait fiziksel kusurlar, eşinin bilgisi de çok önemlidir. Gebe bırakma korkusu, bulaşıcı hastalık kapma riski, başka kadınlarla ilişki kurarken korku, ilk gece (gerdek gecesi) korkusu da sorumlu olabilir.

Hormonlar da sorumlu mu?

İktidarsızlığın sebeplerinden hormon bozuklukları ancak %5 hastada saptanır. Testosteron hormonu yetmezliği ve prolaktin yükselmesi en sık görülenleridir. Hastaların %10-20’sinde ise sinir sistemindeki bir bozukluk söz konusudur. En önemlisi omurilik yaralanmalarıdır. Beyin ile ilgili hastalıklar nadir de olsa iktidarsızlık nedeni olabilir. Şeker hastalığı, alkolizm, prostat ya da mesanenin büyük ameliyatları da penisi uyaran sinirleri zayıflatarak veya hasar vererek sertleşme sorunu yapabilir.

Günde 1 paket içmek nelere mal oluyor?
 


 

Şeker hastalığı, damar sertliği (ateroskleroz), kolesterol yüksekliği ya da yaralanmalar penise giden kan akımını bozarak iktidarsızlığa neden olabilir. Günde 1 paket sigara içenlerde 30 yıl, 2 paket içenlerde ise 15 yıl içerisinde ereksiyon bozukluğu görülme riski %70 civarındadır.

Bunların dışında Kronik böbrek yetmezliği, karaciğer yetmezliği, siroz, tiroid hastalıkları da iktidarsızlık yapabilir. Bazı ameliyatlardan sonra da penisin sertleşmesi bozulabilir. Bunlar arasında en sık prostat kanseri ameliyatı olan radikal prostatektomi, beyin ve omurilik ameliyatları, rektum ameliyatları, aort damar ameliyatları, açık ve kapalı prostat ameliyatları, üretra darlıklarına yönelik ameliyatlardır.

Hangi tetkikler yapılır?

Öncelikle hastadan iyi bir öykü alındıktan sonra kan şekeri ve testosteron ile prolaktin hormonlarına bakılır. Gerekirse karaciğer ve böbrek fonksiyonları da kontrol edilir.

NPT testi (Uykuda penis sertleşmesinin ölçülmesi): Erkeklerde gece uykuda iken penis 2-7 kez refleks olarak sertleşir. Bu fizyolojik bir durumdur. Yaş ilerledikçe bunun sıklığı ve gücü azalır. İktidarsızlık nedeninin psikolojik mi olduğunu yoksa peniste damar veya sinir yapısıyla ilgili organik bir bozukluğun mu bulunduğunu büyük olasılıkla ortaya koyar. Kıymetli bir testtir ama bozuk çıkması her zaman bir hastalık bulunduğuna işaret etmez. Bu nedenle 2 gece üst üste tekrarlanmalıdır.

Penil Doppler ultrasonografi: Burada penisi besleyen damarlardaki kan akım miktarı ölçülür. Azalmış ise damarsal bir neden bulunduğu anlaşılır.

Sertleşme sorunu evli çiftler arasında ilerleyen zamanlarda ciddi sorunlara neden olabilmekte ve boşanmaya kadar gidebilecek travmatik süreçler doğurabilmektedir. Nasıl ki bayanlarda cinsel işlev bozukluğu olan vajinismus partner tedavi uyumu gerektiriyorsa sertleşme sorunu da aynı ciddiyetle ele alınmalı ve eşle birlikte çözüm aranmalıdır.

Tedavi de neler yapılmalıdır?

Bir hastalığın ve patolojinin tedavisine başlarken öncelikle tanının doğru konması lazım sertleşme sorunu olan hastalarda da iyi bir öykü alınıp nedeninin psikojenik mi yoksa başka nedenlerden kaynaklandığı iyi tespit edilmelidir. Bazen hastanın kullandığı herhangi bir ilaç bile iktidarsızlığa sebep olabileceği için ilacın kesilmesi ya da değiştirilmesi durumunda sorun çözülebilmektedir. O yüzden anamnez dikkatle alınmalıdır.

Yaşam kalitesi çok önemli

Hastaların yaşam koşullarını özellikle stres faktörlerini ortadan kaldıracak düzenlemelere gidilmesi son derece faydalı olacaktır. Günümüzde ereksiyon kusuru olan hastalar için çeşitli medikal tedavi seçenekleri olmakla beraber bu ilaçların özellikle kalp hastalarında dikkatle kullanılması gerekir. O yüzden gelişi güzel olarak eczaneye gidip alınmadan önce mutlaka üroloji hekimine danışmak gerekir. Medikal tedavi seçeneğinden fayda göremeyen hastalar için halk arasında mutluluk çubuğu denilen penis protezi seçenekleri de değerlendirilmelidir.

İlaç dışındaki neler yapılması gerekir?

Öncelikle risk faktörlerinin ortadan kaldırılması gerekir. Kolesterol içermeyen bir diyet uygulanması, aşırı kiloların verilmesi önemlidir. Egzersiz, düzenli yürüyüşler ya da fazla yorucu olmayan spor uğraşıları son derece faydalıdır.

Stresten kaçınılmalı

Sıkıntı ve bunalımlı bir hayat, ister istemez cinsel yaşamı da etkiler ve iktidarsızlık nedeni olabilir. Maalesef günümüzde en sık nedenlerin başında gelmektedir.

Sigaranın cinsel fonksiyonları çok fazla bozduğu artık kesinlik kazanmıştır. Tek başına bile sigara iktidarsızlık nedeni olabilir. Aşırı miktarda alkolünde zararı tespit edilmiştir. Ama alışkanlık oluşturmuş ise ereksiyonu olumsuz etkileyebilir.

Tansiyon düşürücü veya psikiyatriden verilen bazı ilaçların cinsel gücü düşürücü etkileri mevcuttur. Bunların kullanılması durumunda ilgili doktora başvurarak doz ayarlaması veya değiştirilmesi konuşulabilir.
 


 

Eşler arasındaki sorunlar da iktidarsızlıkta önemli bir yer tutar. İyi bir aile yaşantısı ve eşler arasında anlayış cinsel yaşantıyı düzeltebilir. Gerekirse erkeğin yanı sıra kadının da hekim tarafından görülmesi ve konuşulması faydalı olabilir. Bu amaçla psikiyatri klinikleri tarafından psikoterapi uygulanması önerilir.