Olay Gazetesi Bursa

Ispanak kâbusunda son durum… İl Sağlık Müdürlüğü açıkladı

İstanbul Sağlık Müdürlüğü, ıspanak ve ıspanağa benzer bitki zehirlenmesiyle ilgili 108 vatandaşın hastanelere başvurduğunu, 80'inin taburcu edildiğini, 28’inin ise takibi ve tedavisinin acil gözlem servislerinde devam ettiğini duyurdu.

Öte yandan Ziraat Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Murat Kapıkıran, ıspanak üretimi sırasında ’atropa belladonna’ diye adlandırılan yabani ot tohumunun, yerli tohumlarla karışmış olabileceğini söyledi.
İstanbul Sağlık Müdürlüğünden yapılan açıklamada, 4 Kasım 2019 tarihi itibarıyla sağlık tesislerine “atropin ve scopalamin” içeren yabancı otların tüketimi sebebiyle oluşan rahatsızlıklarla ilgili toplamda 108 kişi başvurduğu bildirildi.

Sosyal medya üzerinden kaynağı belli olmayan birçok paylaşımın yapıldığına dikkat çekilen açıklamada, resmi makamlar tarafından doğrulanmadıkça hiçbir bilginin dikkate alınmaması gerektiği vurgulandı.

Açıklamada, “Bu kişiler, uzman sağlık personelimizce değerlendirilip gerekli tetkik ve tedavileri yapılarak 80’i taburcu edilmiş olup 28’i ise gözlem altındadır. Bu otların tüketiminin klinik bulguları; görme bulanıklığı, cilt kuruluğu, taşikardi, kabızlık ve bazen hipertansiyon belirtileri şeklinde görülebilmektedir. Şu an itibari ile hastalarımızın herhangi bir hayati tehlikesi söz konusu değildir.” denildi.

TOHUMLAR KARIŞTI İDDİASI

ZİRAAT Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Murat Kapıkıran, ıspanak üretimi sırasında ’atropa belladonna’ diye adlandırılan yabani ot tohumunun, yerli tohumlarla karışmış olabileceğini söyledi.

İstanbul ve Tekirdağ’da zehirlenme şüphesiyle pek çok kişi hastanelere başvururken, İstanbul İl Tarım Müdürlüğü zehirlenmelerin yabancı otlardan kaynaklandığını açıkladı. Ispanak ve yeşilliklerden alınan numuneler incelendi. Analizlerde atropin ve skopolamin içeren yabancı otlar bulunduğu anlaşıldı.

Ziraat Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Murat Kapıkıran, Demirören Haber Ajansı’na (DHA) konuya ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

“AYNI DÖNEMDE BÜYÜYEN YABANİ BİR OT”

“Bahsi geçen bu ot ’atropa belladonna’ diye bir ot” diyen Murat Kapıkıran, “Yapraklarının gelişmiş olduğu dönem sonbahardır. İki şekilde düşünmek lazım. Ispanak hasadının aslında kök ve gövde boğumunun birleştiği yerden toprak altına doğru 3 cm aşağıdan kesilerek hasat edilmesi gerekiyor. Ayrıca demet halinde çıkarılması gerekiyor. Eğer ters çevirip salladığınızda herhangi bir yabani otun da karışmamış olması gerekiyor. Bu birinci ihtimaldir. Bir de bir tür tağşiş olabilir. Böyle de değerlendirebilir. Üretici ya da hasat edici tarladan toplarken ıspanak miktarını artırmak için bunu yapıyor diye kabul etmek düşünülebilir bir şey değil. Çok benzeyen bir ot. Aynı dönemde büyüyen yabani bir ot. Dolayısıyla yanlışlıkla karıştığını kabul etmek istiyoruz. Demetlerin miktarını artırmak bağlamında zehirlenmelerin olabilmesi için biraz yüksek miktarlarda olması gerekiyor. Bunun olmasını da bir tağşiş diye değerlendirebiliriz, umuyoruz ki böyle değildir” dedi.

“ÇÖZÜM DENETLEYEBİLMEK”

Murat Kapıkıran, sözlerinin devamında denetimlere dikkat çekerek, “Tarımın bütün alanlarında üreticiler pazara çıktıklarında kar edemeyip, belli zararlara uğradıkları için daha çok verim elde edebilmek için daha çok ilaç kullanıyorlar. Verimi yükseltip daha çok rekolte elde edip, masraflarını çıkarmaya çalışıyorlar. Bu olay dönemsel bir olay. Başka tarım ürünlerinde de aynı sorunlarla karşılaşmak mümkün. Bunların çözümü de üretim sahalarından, marketlere ve pazarlara kadar bütün süreci teknik elemanlarca denetleyebilmek. Daha çok ziraat ve gıda mühendisi istihdam etmek” diye konuştu.

NASIL KARIŞMIŞ OLABİLİR?

Ziraat Mühendisi Murat Kapıkıran, tüketicinin dikkat etmesi gereken hususları ifade ederek şunları söyledi:

“İki çeşit ıspanak var. Yerli ıspanak tohumuna dikenli tohum deniyor. Diğeri dairesel bir tohum. Tohumlar karışmış olabilir. Yerli üretimde tohum elde ederken, o yabani otların da tohumları birlikte edinilmiş ve tekrar kullanılmış olabilir. Bu yabani ot bir çok alanda mevcut bir ot. Ama tamamen demetler halinde çoğalan bir ot değil. Ispanağa sadece yaprakları benziyor. Kuzu ıspanak denen küçük yapraklı ıspanağa daha çok benziyor. Buradaki çözüm, hasat sırasında da, tüketicinin marketten alımı sırasında da destenin içine iyi bakması gerekiyor. Yani kökü mutlaka gövdedeki bağlı olduğu yapıya bağlı şekilde ise alınması lazım. Tek şekilde farklı yapraklar da içinde bulunuyorsa bunların temizlenmesini istemesi gerekiyor. Aldıktan sonra fark ettiyse de evinde onları temizleyip ıspanak yaprağı olmayanları ayırt etmesi gerekiyor. Çünkü birebir aynı yapraklar değil bunlar.”

ÜRETİCİ NELERE DİKKAT ETMELİ?

Murat Kapıkıran, üreticilere de çağrıda bulundu. “Bu olay umuyorum ki yabani ot mücadelesinde kullanılan herbisit kullanımını artırmaz” diyen Kapıkıran sözlerinin devamında, “Çünkü bir meşruiyet kazanıyor böylelikle. Üreticinin özellikle buna dikkat etmesi gerekiyor. Kamunun da denetimlerinde herbisit kullanım miktarının artmamasını sağlamak, sağlığa zarar vermeyecek kalıntı limitlerinin altında miktara izin vermesi gerekiyor. Bizim doğru bulduğumuz, bütün tarım ilaçlarının hiç kullanılmaması. Özellikle yabani ot mücadelesinde mümkün olduğunca mekanik temizlemenin yapılmasını öneriyoruz. Uygunsa mekanik temizlemeye gitmeleri daha sağlıklı sonuç verecektir. Hasatta işaret edilen ürün dışında herhangi bir ürünün karışmamasına da, hasat yapanların ve üreticilerin dikkat etmesi gerekiyor. Denetimlerde de buna dikkat edilmesi gerekiyor” ifadelerini kullandı.