Çünkü Livaneli’nin sözleri, neresinden tutarsanız tutun, sorunlu ve izaha muhtaç.
Dahası ötekileştirici ve kamplaştırıcı.
***
İlk cümlesinden başlayalım.
Livaneli’nin Baykal için kullandığı, ‘Tipik bir Sünni, sağcı ve Ankara politikacısı’ ifadesini
‘bir siyasetçin tarifi olarak’ yorumlamak yanlış olur.
Belli ki Livaneli, siyasi hasım olarak gördüğü Baykal’a,‘Sünni’, ‘sağcı’ ve ‘Ankara politikacısı’ sıfatları üzerinden hakaret ediyor ve daha önemlisi bu 3 özelliğe sahip tüm insanları aşağılıyor, küçük düşürüyor algısı yaratıyor.
Oysa Sünni olmak, sağcı olmak ve Ankara politikacısı olmak ne aşağılanacak ne de hakaret edilecek şeylerdir.
***
Livaneli’nin ikinci cümlesi daha da sorunlu.
Değil ana muhalefet partisi koltuğunda oturan bir genel başkan, siyasetin tabanını temsil eden bir mahalle temsilcisi bile herhangi bir etnisite ve mezhep hakkında genelleştirici olumsuz bir hükümde bulunmaz; bulunursa da tasfiye olur.
Kaldı ki Livaneli, Baykal’ın Kürtleri ve Alevileri sevmediğine dair çok önemli iddiasını ispatlaması gerekmez mi?
Ancak Livaneli’nin tartışma yaratan röportajında ortaya attığı “Baykal, Kürtleri ve Alevileri sevmez. Bunu çok sefer kendisi de söyledi, basında çıktı” iddiasının karşılığı yok.
Nitekim Baykal, bir gazeteciye “Ben Kürtleri ve Alevileri sevmiyorum” deseydi, yer yerinden oynamaz mıydı?