Olay Gazetesi Bursa

Merkez bankaları alarmda

Brexit referandumuna sayılı saatler kala, dünya piyasalarında nefesler tutuldu. AB'den ayrılmama yönündeki eğilimin güçlendiği açıklamalarına rağmen merkez bankaları temkini elden bırakmıyor.

Günlerdir piyasaların kilitlendiği İngiltere’de kritik referanduma saatler kaldı. Ülkenin Avrupa Birliği’ndeki (AB) geleceğinin oylanacağı referandumla ilgili belirsizlik hala sürüyor.

​Geçen hafta İngiltere’de Milletvekili Jo Cox’un, uğradığı silahlı saldırı sonucu hayatını kaybetmesinin ardından yayımlanan son anketlerin, 23 Haziran’da yapılacak referandumda İngiltere’nin AB’de kalacağı sonucuna işaret etmesine rağmen, farkın az olması kafaları karıştırıyor. Referandumdan AB’den ayrılmaya yönelik bir karar çıkması İngiltere ekonomisi ve ticaret ortaklarına en azından kısa vadeli bir darbe vurmasının yanında, dünya ekonomisinin dörtte birini oluşturan AB’nin geleceği hakkında da soru işaretlerini artıracak. Son kamuoyu yoklamaları ”AB’den ayrılmama” yönündeki eğilimin güçlendiğini göstermesine rağmen, dünyanın en güçlü merkez bankaları gergin bir biçimde referandumun sonuçlarını bekliyorlar.

ÇOK ÖNEMLİ BİR KARAR

Fed Başkanı Janet Yellen geçen hafta çarşamba günü faizlerin değiştirilmediği Fed toplantısı sonrası açıklamalarında, ”İngiltere ve Avrupa için açıkça görülüyor ki bu çok önemli bir karar. Küresel ekonomi ve finans piyasalarındaki mali şartlar üzerinde sonuçlar doğurabilecek bir karar” dedi. İsviçre Merkez Bankası güvenli liman olarak görülen frankta İngiltere’nin AB’den çıkması durumunda bir müdahaleye gidebileceğini bildirirken, Japonya Merkez Bankası yetkilileri de benzer endişeleri dile getirerek döviz piyasasında yeni dalgalanmalar olabileceğinin sinyallerini verdi. Uzmanlar AB’den ayrılma kararının ayrıca Fed’in bir sonraki faiz artışını erteletebileceğini ve küresel merkez bankalarını eşgüdümlü harekete geçirmek zorunda bırakabileceğini belirtiyorlar.

AB’DE BÜYÜME ZAYIFLAR

Küresel ekonomik büyüme, finansal krizin en şiddetli olduğu dönemin üzerinden sekiz yıl geçmiş olmasına rağmen zayıf seyrini sürdürürken, emsali görülmemiş ve artık seçenekleri gittikçe daralan genişlemeci merkez bankası politikalarına dayanıyor. Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD), İngiltere olmadan AB’nin ekonomik büyümesinin 2020 itibariyle yüzde 1 daha zayıf olacağını belirtiyor.

PİYASALAR POZİTİF BAŞLADI

Küresel piyasalar, İngiltere’de AB referandumu ve ABD Merkez Bankası (Fed) Başkanı Janet Yellen’ın açıklamalarının gündemde öne çıktığı kritik haftaya pozitif başladı. Analistler, bu hafta Brexit başta olmak üzere yurt dışında yoğun haber gündeminin takip edileceğini belirterek, yurt içinde ise bugünkü Papa Politikası Kurulu (PPK) toplantısının piyasaların odak noktasında olacağını kaydediyor. Kurul toplantısına ilişkin anketine katılan ekonomistlerin tamamı marjinal fonlama oranında (faiz koridorunun üst bandı) indirim bekliyor. Ekonomistlerden 1’i bu indirimin 25 baz puan, 12’si ise 50 baz puan düzeyinde gerçekleşmesini öngörüyor. Öte yandan, ekonomistlerin tamamı bir hafta vadeli repo ihale faiz oranı (politika faizi) ve borçlanma faiz oranında (faiz koridorunun alt bandı) değişiklik beklemiyor. TCMB, geçen ayki PPK toplantısında faiz koridorunun üst bandını 50 baz puan düşürerek yüzde 9,5’e çekerken, politika faizini yüzde 7,50 ve faiz koridorunun alt bandını yüzde 7,25’te bırakmıştı.

DOLAR DÜŞÜYOR

İngiltere’den hafta sonu açıklanan üç ankette AB’de kalma yanlısı kampanyanın ivme kazandığının görülmesiyle küresel risk iştahının artmasına paralel aşağı hareketin sürdüğü dolar/TL, 10 Haziran’dan beri en düşük olan 2.90 seviyesinin altına geriledi.

AB İÇİN KRİTİK TAKVİM

Bu hafta Avrupa Merkez Bankasına ilişkin dava, İngiltere’deki AB referandumu ve İspanya’daki erken genel seçimler, AB’nin geleceği ve istikrarı açısından kritik önem taşıyor. Söz konusu riskler arasında en önemlisi ‘Brexit’ olarak öne çıkarken ECB yargılaması ve İspanya’daki seçimler de AB için hem ekonomik hem de siyasi risk olarak görülüyor.