Olay Gazetesi Bursa

Mısıroğlu’na Devlet Bahçeli ayarı!

MHP lideri Devlet Bahçeli grup toplantısında konuştu. Bahçeli isim vermeden, bir dönem tarih programı yapan ve 'Keşke Yunanlılar galip gelseydi' diyen Kadir Mısıroğlu'na sert sözlerle seslendi. Mısıroğlu'na 'zevat' dedi.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin TBMM Grup Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, Türkiye’nin terörle amansız bir mücadele halinde olduğunu vurguladı.

Yurt içinde ve dışında teröristlerin tepesine milletin azametinin “ateş gibi yağdırıldığını” belirten Bahçeli, “Hepimizin dikkat etmesi gereken husus, TSK’yı siyasi tartışmaların içine çekmekten, yıpratmaktan, zan ve töhmet altına almaktan süratle kaçınmaktır.” uyarısında bulundu.

“Komuta kademesini tariz ve taciz etmek ahlaksızlıktır”

“Bugünkü hassasiyet düzeyi yüksek ortamda, bilhassa Genelkurmay Başkanımızı ve komuta kademesini maksatlı şekilde tariz ve taciz etmek ahlaksızlıktır.” ifadesini kullanan Bahçeli, “Buna hiç kimsenin hakkı yoktur. 15 Temmuz’da korkusuzca direnmiş, darbecilere tamam dememiş bir komuta heyeti üzerinde kuşku uyandırmak, ipe sapa gelmez yorumlarla dedikodu yapmak bize göre utanmazlıktır.” dedi.

Bahçeli, “Türkiye’nin etrafının mayınlarla döşendiğini; kimin eli kimin cebinde olduğu, kim kiminle düşüp kalktığının, kimin kime teşrifatçılık yaptığının hepten karıştığını, manzaranın kaotik bir durum aldığını” dile getirerek, “Rakka’ya ön kapıdan sokulan IŞİD, arka kapıdan PKK’nın mihmandarlığıyla adeta elini kolunu sallayarak çıkıp gitti. Sonuçta, Rakka PYD-YPG’nin denetim ve kontrolüne girmiş oldu. Ardından, bebek katilinin poster ve fotoğrafları düzenlenen uydurma, sefil ve rezil kutlamalarla meydanlara asıldı, terörizm ABD müşahitliğinde gövde gösterisi yaptı.” diye konuştu.

Rakka’nın danışıklı dövüş halinde, bir terör örgütünden alınıp diğerine teslim edildiğini, bunun bir kepazelik, seviyesiz bir skandal olduğunu belirten Bahçeli, “ABD Büyükelçiliği tepkiler üzerine ‘PKK, yabancı terör örgütleri listesinde yer alan bir örgüttür ve Öcalan, PKK ile bağlantılı terörizm faaliyetleri yüzünden Türkiye’de hapiste bulunmaktadır. Saygı görmeye değer bir şahsiyet değildir’ diyor. Bunu Rakka meydanlarında katilin posterlerini astırmadan düşünecektiniz. Yazıklar olsun, geçti borun pazarı, sürün merkebinizi Kandil’e.” ifadelerini kullandı.

“Kontörünüz biterse ben göndereceğim”

Bahçeli, ABD’nin İstanbul Başkonsolosluğunda irtibat görevlisi olarak çalışan ve 4 Ekim’de tutuklanan tartışmaların odağındaki Metin Topuz’a ait cep telefonunun yeni bir kriz çıkardığına işaret ederek, şunları kaydetti:

“ABD bu cep telefonun ve sim kartının iadesini bir nota eşliğinde Türkiye’den istemiştir. Pensilvanya’daki hoca görünümlü teröristbaşını iadeye yanaşmayan, onca delile, onca kanıta rağmen 15 Temmuz FETÖ darbe teşebbüsüne tam olarak inanmayan ABD, telefon isteyerek şaka mı yapmış, yoksa kafa mı bulmuştur?

Darbecileri Türkiye’ye vermeyen ABD, kala kala telefona mı kalmış, gözü telefona mı takılmıştır? Madem telefon bu kadar değerlidir, o zaman verin hain Gülen’i alın telefonunuzu, üstelik tepe tepe kullanın, sabahlara kadar IŞİD’den FETÖ’ye, PKK’dan YPG’ye kadar önünüze gelen terör örgütüyle konuşun, anlaşın, uzlaşın, özlem giderin. Kontörünüz biterse yüksünmeden, milletvekili maaşımdan fedakarlık yaparak, kişisel harcamalarımdan kısarak, söz veriyorum ben size göndereceğim. Yok, telefonu alamazsanız, hükümet buna aldırış etmezse, hemen yaka silkmeyin, yine sözüm söz olsun, yeni bir telefon alıp kargoya vereceğim ve Rakka’ya göndereceğim. Nasılsa anında elinize geçer, nasılsa hemen size ulaşır. Merak ediyorum, bu kadar mübalağa ve marazi olayların arasındaki hakikat kırıntılarını hangi teleskopla görüp keşfedeceğiz?

ABD kararını vermelidir; dost muyuz, düşman mı? Müttefiksek eğer, stratejik ortaksak eğer, herkes bunun gereğini yapacak, sorumluluğunu yerine getirecek ahlak, siyaset ve erdemi derhal göstermelidir. Oyalamaya, oyalanmaya, oyunlara gerek yoktur, vakit de kalmamıştır.”

 

Kadir Mısıroğlu’na sert sözler

 

Milletimiz yaşanmış bir destan sonucunda ayağa kalkmayı başarmıştır. Cumuriyet demokrasiyi geliştiren şu ana kadar bulunmuş en iyi sistemdir. İçinden geçtiğimiz şu günlerde bu devlet yapılanmasının tahribata maruz kaldığı bilinen bir gerçektir. Milli mücadeleyi kötülemek için fırsat konuşanların hatta keşke Yunan galip gelseydi diyenlerın varlığı utanç vericidir. Bunlara bir delinin hezeyanı mı diyelim? Diyemeyiz kanımız çekilir. Atatürk’e sövmek bunların mesleğidir, son yıllarda bu zevatın sayısındaki artış da dikkat çekicidir. Bunlar her şey olsalar da adam olamazlar, insan olamazlar, Türk ise asla olamazlar. Cumhuriyet düşmanlarının maskesi düşmüştür. Din kisvesine bürünen hainlerin en son oyunu 15 Temmuz’da bozulmuştur.

 

Öncelikle şu sorunun cevaplanması gerekir; adalet, hukuk mu desteklenecek yoksa kan gölünün suç ortağı mı olunacak? Henüz bunun yanıtı verilmedi. Karşımızdaki dünya gerçeği hedeflenenin tam tersi istikamete doğru gitmektedir. Huzurla huzursuzluk arasındaki makas gittikçe açılmaktadır. 

KADİR MISIROĞLU NE DEMİŞTİ: 

Kadir Mısıroğlu, bir konuşmasında, “Beni tefe koyarlar ama keşke Yunan galip gelseydi. Ne hilafet yıkılırdı. Ne şeriat yıkılırdı. Ne medreseler lağvedilirdi. Ne hocalar asılırdı. Hiç biri olmazdı” demişti.