Olay Gazetesi Bursa

‘Okurun zihnini test eden kitap’

2017 Yılın Yazarı Orhan Kemal etkinlikleri kapsamında Bursalılarla buluşan yazarlar Ayfer Tunç ve Murat Gülsoy, usta kalemin “Tersine Dünya” romanını değerlendirdi.

Dilek Atlı

Nilüfer Belediyesi’nin “2017 Yılın Yazarı Orhan Kemal” etkinlikleri kapsamında düzenlenen söyleşiler, tüm hızıyla sürüyor… Öykü ve romanlarıyla tanınan Ayfer Tunç ve Murat Gülsoy, Akkılıç Kütüphanesi’nde usta yazarın “Tersine Dünya” adlı yapıtını değerlendirdi. Bursalı edebiyatseverlerle bir araya gelen Tunç ve Gülsoy, bu ünlü yapıtı, edebiyat, sinema ve tiyatro disiplinlerinde ele aldı. Orhan Kemal’in yazın dünyasında farklı bir noktada duran romanı Tersine Dünya ile ilgili bilgiler veren Tunç ve Gülsoy, toplumsal cinsiyet algısı üzerinde de durdular.

TERSİNE BİR DÜŞÜŞ HİKÂYESİ…

Orhan Kemal’in Murtaza, Bereketli Topraklar Üzerinde ve 72. Koğuş eserlerine çok yakın durduğunu ifade ederek sözlerine başlayan yazar Tunç, Orhan Kemal’in yapıtlarındaki ortak noktanın her zaman ezilenlerden yana durmak olduğunun altını çizdi. Sinema ve tiyatroya uyarlanan eserin seyretmekle okumak arasındaki farkına değinen Tunç, “Seyrederken imgeler hazır sunuluyor. Okurken ise bilinçaltınız kuvvetleniyor. Toplumsal rollerin ne kadar benimsendiği ortaya çıkıyor. Bu bakımdan okurun zihnini test etmesini sağlıyor. Beyin jimnastiği oluyor. Tersine Dünya’da cinsellik rolünün katmanlı olduğunu içeren bir anlatı tarzı var” diye konuştu. Tunç, Türk edebiyatına unutulmaz eserler bırakan Orhan Kemal’in bu romanıyla ilgili şunları kaydetti:

“Bitirim Leyla, eşi Süleyman ve çocukları baş karakterler. Kadın ve erkek kimlikleri toplumsal bakımdan yer değiştiriyor. Üçkağıtçılık oyunuyla geçim sağlayan ve mahallenin Yasin adındaki genç adamına âşık olan Bitirim Leyla, işlediği suçlar nedeniyle hapis cezası alınca ‘adam adamcık’ ya da ‘ev adamı’ diye tabir edilen namuslu koca Süleyman üç çocuğuna bakmak için çalışmak zorunda kalır, tacize uğrar, kadınlar tarafından uğradığı cinsel tehditler nedeniyle zor durumlarda kalır ve en sonunda düşer. Bu, Türk filmlerindeki kadın rollerindeki gibi bir düşme hikâyesidir. Ama tersine… Bu eserle ve tüm çağlar ile ilgili cevap almak istediğim bir soru var. Orhan Kemal, alt sınıfın dil zenginliğini kullandığı eserinde bu sınıftaki görünür şiddeti de kullanır. Önemsediğim soruysa, başka sınıfsal düzlemde bu hikâye nasıl yazılırdı?”

MİZAHİ UNSURLAR VAR…

1968 yılında Pardon adlı mizah dergisinde tefrika olarak yayımlanan eserin yazarın ölümünden sonra romanlaştırıldığına değinen Murat Gülsoy ise olay akışındaki mizahi unsurların ön plana çıkışına dikkat çekti. Toplumsal ve biyolojik cinsiyet konularının ele alındığı romanla ilgili şunları dile getirdi:

“Cinsiyetçi bakış açısı günümüz insanına tanıdık gelen meseleler aslında. Eserde bıyıklar övülüyor. Bir erkeğin cinsiyet kimliği olarak bıyıkları, koca elleri ve koca ayakları vardı şeklinde övgüler var. Dil zenginliği de dikkatleri çekiyor. Örneğin, ‘Babam, kocam olsun’ sözü kulakları tırmalayarak, ‘Anam, avradım olsun’ sözünü toplumda ne kadar kanıksadığımızı işaret ediyor. Cinsiyet üzerinden yaşanan sömürü düzenine kitapta yer veriliyor. Bu da kadın, erkek rollerinin yer değiştirilmesiyle sağlanıyor. Toplumumuzda erkeğin kadına bakışını kitapta, kadının erkeğe bakışıyla fark ediyoruz. Gülmecenin bu bakımdan irkilten bir yönü de var. Örneğin, tiyatroda ya da sinemada kadın kılığına girmiş erkeğe gülüyoruz. Oysa, erkek kılığına girmiş kadına gülmüyoruz. Üstelik bu tür hikâyelerin sonu da kahramanlıkla bitiyor. Neye güldüğümüz konusunda cinsiyeti aşağılamak rol oynuyor. Bu bakımdan o yıllarda yazılan eseri bugün daha rahat anlamak mümkün. O dönemde bazı kavramlar zor anlaşılırdı. Günümüzde kadınlar erkek egemen alanlarda etkin şekilde yer alsalar da toplumdaki cinsiyetçi bakış açısı aynı şekilde süregeliyor. Bu açıdan, Orhan Kemal’in Tersine Dünya’sı önemli bir yapıt.”

Söyleşi sonunda Nilüfer Belediyesi Meclis üyesi Pınar Göz, Başkan Mustafa Bozbey adına yazarlara teşekkür ederek birer ahşap portre çalışmalarını armağan etti. Katılımcılar ise yazarlara kitaplarını imzalatmayı ihmal etmedi.