Olay Gazetesi Bursa

‘ÖTV askıya alınsın’ talebi

Beyaz eşya sektörü, hükümetten sektöre yönelik özel tüketim vergisinin bir süreliğine kaldırılmasını istedi.

Beyaz eşya sektörü temsilcileri, ana girdileri olan yassı çelik ithalatına getirilmesi planlanan antidamping vergisinin kendilerini olumsuz etkileyeceğini bildirdi.

 

Bunun giderilmesi için de beyaz eşyadaki özel tüketim vergisinin geçici süreyle kaldırılması istendi. Bunun yanı sıra ihtisas gümrüğü oluşturulması, yurtdışından büyük marka alımlarında devlet desteği getirilmesi ve altıncı bölge desteklerinden mevcut yatırımların da yararlandırılması talep edildi.

 

Dünya Gazetesi’nin haberine göre, Türkiye Beyaz Eşya Sanayicileri Derneği (TÜRKBESD) Başkanı Ergün Güler, halen 152 ülkeye ihracat gerçekleştiren sektörün üretim kapasitesiyle İtalya’yı, Almanya’yı ve Güney Kore’yi geride bırakarak, Çin’in ardından ikinci sırayı aldığını söyledi. Güler, Türkiye beyaz eşya sektörünün, yerini Polonya’ya kaptırmaması ve iç piyasanın yatırım cazibesini yitirmemesi için ihtisas gümrüğünün yanı sıra, yassı çelik ithalatında antidamping uygulamaları karşısında sektörün ezdirilmemesi ve yatırımların yerinde teşvik edilmesi gerektiğini vurguladı.

Türk beyaz eşya sektörünün markalı ihracatlarının katlanarak devam ettiğini dile getiren Türkiye Beyaz Eşya Sanayicileri Derneği (TÜRKBESD) Başkanı Ergün Güler, “Marka, yatırım, ihracat ve patent konularında Türk markaları oldukça iyi. 50 bin doğrudan istihdam sağlıyoruz. 15 bin bayi sayısı ve 3 bin 300 servisimiz var” dedi.

Sektörün geçen yıl yüzde 7 ihracatla büyüdüğünü söyleyen Güler, iç piyasada da yüzde 5 büyüdüğünü hatırlattı. 15 Temmuz’a rağmen yine ihracat ağırlıklı büyümenin sürdüğünü dile getiren Güler’in verdiği bilgiye göre, ilk 8 ayda üretim yüzde 8, iç satışlar yüzde 4, ihracat ise yüzde 9 büyüdü. İç tüketimin her şeye rağmen iyi olduğunu söyleyen Güler, asıl amaçlarının markalı ihracatla büyümek olduğunu dile getirdi. Sektörün gündeminin Latin Amerika olduğunu kaydeden Güler, bu ülkelere yatırım için çalışmaların sürdüğünü dile getirdi.

“YÜZDE 16 ANTİDAMPİNG YERLİ ÜRETİCİYİ VURUR”

Çin’in sektörde birinci olduğunu ve geçilmesinin mümkün görünmediğini belirten Güler, ancak üçüncü sıradaki Polonya’nın Türkiye’nin ‘ensesinde’ olduğunu, ikinciliği korumak için birtakım teşvik ve önlemlere ihtiyaç olduğunu bildirdi. Güler’in bahsettiği önlemlerden biri yassı çelik ithalatına düşünülen yüzde 16 antidampingle ilgili. Yassı çelikte yüzde 16 antidampingin konuşulduğunu söyleyen Güler, demir çelik sektörü için önlem alınırken tüm sektörlerin gözetilmesi gerektiğini söyledi.

Güler, şöyle devam etti: “Biz yassı çeliği ithal ederken yüzde 16 antidamping ödeyeceğiz ve ihraç ederken de DİR ile bunu geri alacağız. Ancak iç piyasada bir sıkıntı olacak. İç piyasada sattığımız ürün için de yüzde 16 ödeyeceğiz. Ama benim iç piyasada Koreli ve Japon rakiplerim bitmiş ürünü getirip hiç vergi ödemiyor. Dolayısıyla biz iç piyasada tabiri caizse kendi ayağımıza sıkıyoruz. Yüzde 10 ÖTV ödediğimiz de düşünülürse, yüzde 16 antidampingi kaldıramayız. Demir-çelik sektörünün ağırlıklı olarak hurda alımı ile üretim yapıyor olması sıkıntı. Uzun yıllardır gümrük vergisiyle korunuyorlar. Sektörde doğru bir yol haritası hazırlanmalı ve sektörün hurdadan üretim yapıyor olmaktan vazgeçmesi lazım.”

“YATIRIMCIYI POLONYA VE ROMANYA’YA KAPTIRMAYALIM”

Polonya ve Romanya’dan Türk firmalarına yatırım teklifleri geldiğine de dikkat çeken Güler, “Çok cazip yatırım ortamı sunuyorlar. Polonya’dan 3 günde geliyor TIR’lar. Romanya’dan da öyle. Türkiye’deki yatırımcıların bu ülkelere kaymaması lazım. Çelik sanayini koruyacağız diye, beyaz eşya sektöründen yatırımı kaçırmayalım” ifadelerini kullandı. Sektörün karlılık problemine de değinen Güler, “Şu an sektörde karlılık oranı yüzde 5-9 arasında. Bu çok düşük. Henüz asgari ücretin etkileri hissedilmedi. Karlılıkların bu kadar düşük olması yatırımcıları Türkiye’ye yatırım konusunda negatif etkiler” dedi.

“ÇAYDAKİ GİBİ İHTİSAS GÜMRÜĞÜ BEKLİYORUZ”

Beyaz eşyacıların elektrikli ürün atığının toplanmasına yönelik AEEE yönetmeliğine tabi olduklarını hatırlatan Güler, buna göre her yıl belli oranda ürün atığı toplama zorunluluklarının olduğunu kaydetti. Aynı zamanda en az A+ enerji tasarruflu ürün üretebildiklerini kaydeden Güler, bu anlamda yurtdışında gelen düşük enerji tasarruflu ürünler nedeniyle piyasada haksız rekabetin yaşandığını dile getirdi.

Güler, şu ifadeleri kullandı: “Gümrüklerde A+ altı enerji tasarruflu ürün geldiğinde bunun denetimi yapılmıyor. Bunlar iç piyasada satılabiliyor. Aynı zamanda bu ürünleri Türkiye’ye getirenlerin atık toplama gibi sorumlulukları da yok. Piyasa Denetimi ve Gözetimi var, ancak bunun takibi yapılmıyor. Bu tarz firmalar tespit edilemiyor. Oysa kahve ve çayda devlet üreticiyi korumak için Rize’de tek giriş kapısı belirlemiş, yani orası ihtisas gümrüğü olmuş. Orada detaylı denetim yapılıyor. Biz de Rize’deki gibi beyaz eşya ve elektronikte bir ihtisas gümrüğü olsun istiyoruz. Böylece piyasaya giren ürünün Türkiye’deki yönetmeliklere ne kadar uygun olduğu denetlenir.”

 

“2008’DEKİ GİBİ ÖTV TEŞVİKİ GETİRİLSİN”

Ayrıcalık değil eşitlik istediklerini söyleyen Güler, ayrıcalık istedikleri tek konunun ÖTV ile ilgili olduğunu dile getirdi. Evlerde A+ olmayan ürünlerin toplanmasıyla yılda bir Keban Barajı kadar tasarruf yapılacağını hatırlatan Güler, şöyle devam etti:

“2008 yılında ÖTV bir çeyrek kaldırılmıştı. ÖTV aslında yüzde 7. Ancak biz kendi kampanyalarımızda KDV’yi kaldırdık desek de devletin ÖTV’yi kaldırması kadar etkili olmuyor. Devlet diyor ki tüketici A+ ürüne geçsin. Biz de diyoruz ki, devlet ÖTV teşviki versin, bizler de her sattığımız ürüne karşı bir A+ altı ürünleri topladığımızı beyan edelim. Bunu da Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan tasdik ettirelim. Bunlar geri dönüşüme kazandırılsın. Bir yıldır uğraşıyoruz, henüz cevap alamadık. Bu olursa, hem cari açık azılır, hem çevreye katkımız olur, hem de perakende canlanır.”