Bolu’da şato villa konseptiyle pazarlanan Burj Al Babas projesine ilişkin başlatılan soruşturma sürüyor.
MASAK raporuyla harekete geçen savcılık, dolandırıcılık yöntemini deşifre etti.
Şirketin yöneticileri hakkında onlarca yıl hapis cezası istendi.
MASAK RAPOR HAZIRLADI
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Aklama Suçları Soruşturma Bürosu, projenin sahibi ve yöneticileri hakkında nitelikli dolandırıcılık suçlamasıyla iddianame hazırladı.
Yapılan şikayetler üzerine harekete geçen başsavcılık, MASAK’tan rapor talebinde bulundu.
Hazırlanan rapor doğrultusunda yapılan mali analizde, şirketlerin yöneticisi/ortağı olan şüphelilerin iştirak halinde nitelikli dolandırıcılık suçu işlediklerine dair tespitler yapıldığı belirtildi.
İddianamede, bu suçtan elde edilen gelirlerin şirketler arası para transferi, nakit çekim, paravan şirketlere sermaye aktarımı gibi yöntemlerle aklandığı anlatıldı.
DOSYADA ÇOK SAYIDA DELİL VAR
Bu işlemlerin gayrimeşru kaynağı gizleme ya da meşru bir izlenim yaratma amacı taşıdığı, ayrıca yurt dışına çıkarma dahil olmak üzere çeşitli işlemlerle suç gelirlerinin aklandığı ve bu eylemlere ilişkin çok sayıda delilin dosyada yer aldığı ifade edildi.
CAMİLER, TÜRK HAMAMLARI, GÜZELLİK MERKEZLERİ…
İddianamede, Mudurnu’daki 732 lüks şato villa içeren Burj Al Babas projesinin şato tipi konutlar olarak tasarlandığı, 2014 yılında lansmanı yapılan projenin kamuoyuna Türkiye’nin en büyük ultra lüks tatil köylerinden biri olarak tanıtıldığı belirtildi.
Proje kapsamında camiler, termal Türk hamamları, güzellik merkezleri ve alışveriş merkezi gibi unsurlarla donatılmış devasa bir tesis vadedildiği, her biri yaklaşık 325 metre kare olan bu villaların mavi kuleleri, spiral merdivenleri ve lüks iç dekorasyonu olacağı anlatıldı.
Böylece alıcılara bir peri masalı yaşam tarzı sunulacağının ifade edildiği, projenin tanıtım faaliyetlerinde projenin bölgeye ve yatırımcılara kazandıracaklarının vurgulandığı, lansman sırasında yapılan satış sunumunun kendi şatonuzu satın alma hayalini cazip fiyatlarla gerçekleştirilebileceği teması etrafında olduğu kaydedildi.
ŞİKAYETÇİLER ARASINDA KUVEYTLİ İŞ İNSANI DA VAR
İddianamede yer verilen MASAK raporlarında, projenin başladığı 2014’ten 2018’e kadar projeyi yürüten şirketlere bin 41 ayrı işlemde toplam 67 milyon 180 bin dolarlık para girişi olduğu ve para yatıranların tamamının Kuveytli iş insanları olduğu vurgulandı.
İddianamede, projenin tamamlanamadığı ve 59 kişinin şikayetçi olduğu belirtildi.
ÖDEMELERİ ELDEN ALMIŞLAR
Soruşturma kapsamında bazı müşterilerden “Şirkete vergi binmesin, banka masrafı olmasın.” denilerek ödemelerin elden alındığı da tespit edildi.
Mağdurların yalan beyanlarla aldatıldığı, teslim tarihi ve diğer konularda gerçek dışı güvenceler verildiği ve projenin bitirilemeyeceği anlaşılmasına rağmen satışların devam ettiği anlatıldı.
Ayrıca iddianamede, toplanan paraların proje için değil, şahısların kendi şahsi menfaatleri için kullanıldığı ve dolandırıcılık kastıyla hareket ettikleri belirtildi.
HANGİ ŞATONUN KİME SATILDIĞI BİLE BELLİ DEĞİL
İddianamede yer alan TMSF İştirakler ve Gayrimenkuller Daire Başkanlığı’nın raporuna göre kayyumdaki projenin tamamlanma maliyetinin 162 milyon dolar ile 188 milyon dolar aralığında olduğu, ödeme planlarının ve belgelerinin bulunmadığı, muhasebe kayıtlarında yer alan verilerin yetersiz olduğu, hangi şatonun kime satıldığı, bedelin ne olduğu ve ne tutarda ödeme yapıldığına dair bilgilerin de belli olmadığı kaydedildi.
885 YIL HAPİS TALEP EDİLDİ
Hazırlanan iddianamede, 13 sanığın her biri için 59 mağdura karşı nitelikli dolandırıcılık suçundan 885’er yıl hapsi istendi.
İddianame, gönderildiği İstanbul 35. Ağır Ceza Mahkemesi’nce kabul edildi.