Olay Gazetesi Bursa

Pınar Altuğ’dan bomba açıklama: Kendi evliliğimden vazgeçtim

Jülide Ateş'in sunumuyla Haber Global'de yayınlanan '40' programı, 3 Aralık Perşembe akşamı Pınar Altuğ’u konuk etti. 46 yaşındaki oyuncu, kendisine yöneltilen 40 soruyu tüm dobralığıyla yanıt verdi.

Jülide Ateş, bu haftaki ’40’ programında bir ilki yaşadı. Ateş, Pınar Altuğ’a yönelttiği “Pınar Altuğ aldatan kadın mı?” sorusuna yanıt olarak “Sana ne” cevabını aldı! O anlar ekrana da yansıdı.

Pınar Altuğ aldatan kadın mı?

Sana ne ya da kime ne? Neden böyle bir açıklama yapma ihtiyacım var? Ben ilk kocamla evlenirken ‘niye seviyorsun’ diye sordunuz mu? Boşanırken niye soruyorsunuz? Üstelik de boşanan benim! Hayatımın hiçbir döneminde beraberliklerimle ilgili çok açıklamalar yapan kadın olmadım. Evlendiğim zaman niye evlendin diye kimse sormadı, boşanırken sorma hakkı oldu. Biliyorsun bu bizim çok sevdiği bir şeydir. Evlenirken niye evleniyorsun diye sormaz ama, çocuğu ne zaman yapacaksın, o mu oldu diye sorar, bu mu diye sorar. Kaldı ki ben birinin yuvasını mı bozmuşum. Ben kendi evliliğimden vazgeçtim. Dolayısıyla bu beni ve onu ilgilendirir. Acayip olanı ise ne o, ne ben hiç açıklama yapmadık. Herkes konuştu! Konuşmaya istedikleri gibi deva edebilirler, biz ne yaşadığımızı biliyoruz. Hele üzerinden 17 sene geçmiş ve 14 senedir başka bir adamla beraberim, evliliğim var, çocuğum var, tekrar geriye dönüp bunları konuşmak gereksiz ve saçma.

Pınar Altuğ dipten nasıl çıktı?

Dibe vurmadım ki. Basın işler yolunda gitmediğinde onu daha büyütmeyi ve daha kötü göstermeyi sever, bu bir gerçek. Ay ne kadar mutlular diye atılan bir başlık yerine boşanıyorlar mı daha caziptir; negatif insanlara daha cazip gelir. ‘Çocuklar Duymasın’da evet bir boşanma kararı aldım, bu haberden ilk haberi olan ailemden önce Birol. Aradım, ‘biz boşanma kararı aldık, bunun diziyi etkileyeceğini ya da başka bir yön vereceğini düşünüyorsan ayrılabilirim’ dedim. O da ‘Ben böyle bir şeye ihtiyaç duymuyorum, burada anneyi oynayabilirsin’ dedi. Ya da şöyle diyeyim; ben dizide hayat kadınını oynasaydım benim namuslu bir evliliğim olamayacak mıydı? Ya da ben katili oynasaydım, akıl hastası bir kadını oynasaydım, normal bir anne olamayacak mıydım? Olabilir mi böyle saçma bir şey? Böyle bir yük, böyle bir koşullandırma kimsenin üzerine konulamaz ama ben, yine de teklif ettim.

“Öyle bir şey oldu ki, ‘Çocuklar Duymasın’ benim için çok kıymetli, başka bir şeyler onun üzerine konuşulmamalı. Biz el sıkıştık ve ben gittim. Benim gidişim gönderilmişim, kovulmuşum olarak lanse edildi. Çünkü bu daha eğlencelik bir haber. Ben kendim gidince olmuyor! Ben kendim Birol’a ‘ben gidiyorum’ dedim, o da ‘tamam git’ dedi. Benim gidişim böyle bakıldığı zaman çok onurlu ve gururlu bir durum, ama kovulmam daha iyi bir haber. Biz yaşadığımız biliyoruz. Biz bu kadar düşman olsaydık seneler sonra yeniden bir araya gelir miydik? Mesela Karadağlı hep der ki: “O gün sen giderken ben yanında gelmeliydim ya da gitmemeliydin senin elini tutmalıydım” Ama o gün ki aklımızla bunu beceremedik. Bugünkü aklımızla bunu düşünebiliyoruz.”

Pınar Altuğ istenmeyen gelin oldu mu?

Biz ilk beraber olduğumuzda, benim kayınvalidem özel bir kadındır, çok farklıdır, Yağmur’la birlikte gidiyoruz geliyoruz, haşır neşir haldeyiz. Yağmur odada uyurken kapıyı açıyor, ‘Bir şey soracağım sen Pınar Altuğ’la mı berabersin?’ diyor. ‘Evet’ diyor Yağmur, ‘tamam’ deyip kapıyı kapatıyor. Beraberlik gayet yolunda gidiyor, evlenmeye karar verdik, kayınvalidem bir sosyal ortamda çok yakından tanıyabileceğin bir isim, bizim camiamızdan biriyle tesadüfen aynı masaya düşüyor. Kadın dönüp kayınvalideme ‘Ya bu kadar yaş farkına karşı gelmiyor musunuz, bu sizi rahatsız etmiyor mu?” diyor, kayınvalidem ona ‘Sanırım sizin çocuğunuz yok, çünkü eğer bir çocuğunuz olsaydı, evladınızın gözünde bu kadar mutluluk ışıltıları uyandıran birinin sizin için ne kadar kıymetli olacağını anlardınız” diyor ve masada herkes buz kesiyor ve konu kapanıyor. Bu kayınvalidemin bana verdiği en kıymetli hediyelerden birtanesidir. Aramızda bir gün bile yaş muhabbeti olmadı, hiç konuşmadık. Dalgasını geçeriz çok eğleniriz, hiç böyle bir şey gelmedi oradan bana, benim ailemden de gelmedi. 2 taraf da bizim yaşımızla ilgilenmedi, bizim duygularımız onlar için her zaman daha kıymetliydi.

Mutlu evliliğin sırrı evlilik sözleşmesi mi?

Hayır asla değildir. Bana göre içinde hiçbir hesabın olmamasıdır, bunu sadece para anlamında söylemiyorum. Bunu böyle yaparsam böyle olur gibi hesaplar başlarsa bence o evlilikte tehlike var demektir. Ben 17 yaşından beri kendi parasını kazanan, kimseye eyvallah etmemiş bir kadınım. Çok bildiğimi okuyabiliyorum, çok şükür kendi mesleğim var kendi param var. Evliliğin aşkına kapılıp ya da hayat öyle getirdiği için çocuklara vs. ileyle iş hayatından vazgeçip eve tek gelen parayı paylaşan bir ailede yarın öbür gün kadın dımdızlak sokağa bırakılacaksa, evet evlilik sözleşme yapılmalı. Ben kendi açımdan böyle bir şeye ihtiyaç duymadım, hayır bizim aramızda evlilik sözleşmesi yok. Tam tersi bizim aramızda hiç para konuşulmaz; 14 senedir beraberiz 12 buçuk senedir evliyiz, biz hiç böyle bir senin şu kadar var, benim şu kadar var hiç olmadı. Bu bir şans.

Pınar Altuğ’a eşinin yanında topuklu ayakkabı giymesi yasak mı?

Pınar Altuğ’a hiçbir şey yasak değil, bir kere hiç kimse bana bir şey yasaklayamaz zaten, öyle bir şey yok, dinlemem. Kanundan bahsetmiyorum tabii ki, kocam mocam bana bir şey yasaklamaz, ömründe yasaklamadı! Zaten bana diyor ki ‘ben seni böyle aldım niye değiştireyim ki?” Beni tanıdığında topuklu ayakkabılarını giyen, mini eteğini giyen bir kadındım. Galiba hepimiz topuklu ayakkabıdan düz ayakkabıya dönüyoruz çünkü konfor güzel, moda da bu konuda destekliyor bizi. Şimdi ben buraya bir jean, bir t-shirt bir spor ayakkabı ile gelseydim, hiç fark etmezdi.

“Ama evet, Yağmur’un çok tepesinden bakmayı sevmiyorum. Çünkü biz aynı boydaydız. Birebir aynı boyumuz 1.74. Ama kadın her zaman daha uzun görünür, bir de topuk giyince daha kocaman oluyorum, sevmiyorum onun yanında öyle gezmeyi, ama düğüne giderken topuklarımı tabii ki giyiyorum, ama sokakta da topuklu ile gezmiyorum.”

Sosyal medya toplumu asosyal mı yaptı?

Evet. Ben buna dahil değilim ama evet. Ben eğleniyorum, arkadaşlarımdan haber alıyorum iyi geliyor. Seviyorum ama, delicesine bağlı ve tiryaki değilim. Ben tiryaki değilim. Fırlatıp atıp, akşama kadar aklıma bile gelmiyor. Gelen sorulara da cevap vermesini seviyorum. Ben böyle sildim, şöyle oldu cevabını da vermeyi seviyorum, bunu yaparken çocuğumdan ya da kocamdan zamanımı esirgemiyorum.

Pınar Altuğ, ‘Çocuklar Duymasın’dan başka bir dizide oynayacak mı?

Teklif gelirse evet. Başka dizilerde de oynadım. Sadece ‘Çocuklar Duymasın’da değil; üstüne üstlük ‘Çocuklar Duymasın’dan ayrıldığım ve tekrar başladığım sürenin aralarında başka dizilerde oynadım ama, ‘Çocuklar Duymasın’ Türkiye için o kadar başka ki, birçoğumuzun aklında kalmadı bu işler… Ben ‘Meltem’i o kadar kabul ettim ki, sokakta ‘Meltem’ deyince gayet dönüp cevap veriyorum. Ben bu kadar uzun süre bir karakteri oynayabilmeyi ve ekranda olabilmeyi bir başarı olarak görüyorum. Elbette başka işler de olabilirdi, hala olabilir, daha buradayız bir yere gitmiyoruz, o olmasaydı bu olsaydı diye düşünmedim bugüne kadar.