Olay Gazetesi Bursa

‘Savcı kendini Yassıada hakimi zannediyor’

Başbakan Davutoğlu, "Bu savcılardan biri diyor ki, 'İktidarın sonu da Menderes'in sonu gibi olacak.' Bu kendini bilmez savcı, kendisini Yassıada hakimi zannediyor" dedi.

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, partisinin Muğla mitinginde yaptığı konuşmasına, Muğla ve ilçelerini selamlayarak başladı. Davutoğlu, Muğla’nın her zaman milletin yolunda gidenlerin yanında olduğunu söyledi.

Başbakan Davutoğlu, Cumhuriyet tarihinde 10 yıl kesintisiz hem özgürlüklerin arttığı hem ekonominin kalkındığı iki dönem bulunduğuna bildirdi. Davutoğlu, bunlardan birisinin Adnan Menderes yönetiminde 1950’lerdeki Türkiye olduğunu söyledi. Diğerinin de 2002’den bugüne kadar partisinin kurucu Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın başbakanlığı ile başlayan ve bugüne kadar gelen süreç olduğunu vurgulayan Davutoğlu, “Şimdi de emaneti Torosların çocuğu olarak, sizlerin temsilcisi olarak alan benim. Bendenizle devam edecek istikrar ve güven” diye konuştu.

“CHP de HDP de aynı şeyi söylüyor”

Adnan Menderes’ın ülkede imam hatipleri yaygınlaştırdığını belirten Davutoğlu, “Şimdi getirdikleri projelerle imam hatipleri kapatmaya çalışıyorlar. Türkiye’de dini özgürlükler Adnan Menderes ile birlikte en geniş anlamda ama zorlu mücadelelerle yaşanmaya başlandı” dedi.

Davutoğlu, şimdi CHP’nin de HDP’nin de aynı şeyi söylediğini ve “Diyanet’i kaldıralım” dediklerini belirtti.

Davutoğlu, şunları ifade etti:

” Bakın CHP Genel Başkan danışmanı diyor ki ‘HDP’nin barajı geçmesi için gerekirse onlara destek vereceğiz.’ HDP, CHP ne derse aynısını söylüyor. ‘Diyanet’i kaldıracağız’ diyor, o da aynısını söylüyor. İmam hatiplerle uğraşıyor, onlar da. Bundan sonra bunların partisinin adı CHDP. Aynı kaptan su içiyorlar, aynı sözleri söylüyorlar. Çünkü bunların birisi Türk Baası, birisi Kürt Baası, Esed zihniyeti var bunlarda, Esed zihniyeti.”

“Savcı kendini Yassıada hakimi zannediyor”

Başbakan Davutoğlu, “Eğer kaderde Adnan Menderes gibi bu millet için şehit olmak varsa canımız, başımız üstüne. Eğer bu millet için şehadet alnımıza yazılmışsa, biz Hazreti Mevlana çocukları Şebiarus gibi, düğün gecesi gibi karşılarız” dedi. 

Davutoğlu, HSYK tarafından görevden ihraç edilen savcılardan birinin, “Bu iktidarın sonu da Adnan Menderes’in sonu gibi olacak” dediğini aktararak, bu sözleri sarf edenlerin, AK Parti’yi tanımadığını kaydetti. 

AK Parti’nin tehditlerden yılmayan, geri adım atmayan bir yapısı olduğuna işaret eden Davutoğlu, şunları söyledi:

 “Biz bu yola gerektiğinde kefenimizle çıkmış, başımızı koymuşuz. Baş veririz ama baş eğer miyiz? Darbecilere, vesayetçilere, paralelcilere yol verir miyiz? Bu kendini bilmez savcı kendisini Salim Başol zannediyor. Yassıada hakimi zannediyor. Aynı mantık. Diyor ki ‘Adnan Menderes’in akıbeti onları bekliyor’. Eğer kaderde Adnan Menderes gibi bu millet için şehit olmak varsa canımız, başımız üstüne. Muğla’dan İstiklal Harbi’nde en çok şehit veren ilimizden sesleniyorum, Kuvayımilliye diyarından sesleniyorum; eğer bu millet için şehadet alnımıza yazılmışsa, biz Hazreti Mevlana çocukları Şebiarus gibi, düğün gecesi gibi karşılarız.” 

“Eskiden bir paralel vardı şimdi bir üçgen var; CHP, HDP, MHP”

Davutoğlu, içinde bulunduğumuz günleri bir imtihan zamanı olarak gördüğünü belirterek, şöyle devam etti:

“Savcı böyle diyor, bizi güya tehdit ediyor. O tehditlerin gereken cevabını veririz. Ama bakıyorsunuz Bahçeli diyor ki ‘iktidara gelirsek o savcıları görevine iade edeceğiz”. CHP’liler, HDP’liler diyor ki, bir çok milletvekili, ‘bu savcıları göreve iade edeceğiz’. Tuzağı görüyor musunuz irfan sahibi, hikmet sahibi Muğlalılar? Eskiden bir paralel vardı, şimdi bir de üçgen var; CHP, HDP, MHP. Bunlar paralelle üçgeni birleştiriyorlar.”

“28 Şubat zulmünü biz bitirdik”

“Nasıl Menderes döneminde, Demokrat Parti dönemimde tek pari zulmu bittiyse, 28 Şubat zulmünü de biz bitirdik” diyen Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Tek parti döneminde çocuklarına evde Kur’an okutanlar karakola götürülürdü. Benim dedem de babama Kur’an okuttuğu için götürülmüştü. Ama Demokrat Parti bu zulmü bitirdi. 28 Şubat’ta da aynı şekilde başörtülü kardeşlerimize zulmedildi. Başı açık kardeşlerimiz eğer üniversitelerde başörtülülere yardım ettilerse, onlara zulmedildi. Bütün bu zulümleri kim bitirdi?”

“Onlar Türkiye’yi namerde muhtaç etmişti”

AK Parti’den önce Türkiye’nin kendi silahını yapamayan, hibe olarak tank, insansız hava aracı almaya çalıştığını dile getiren Davutoğlu, şunları söyledi: 

“O Türkiye’den bugün kendi ATAK helikopterini yapan kudretli bir Türkiye doğdu. ATAK helikopterlerimiz geçen hafta hizmete girdiler. Şimdi TSK’nın onurunu, şerefini yücelten ALTAY tankları hizmete giriyor. Aynı şekilde, inşallah 2023’te bu Toroslarda, bu Yörük Türkmen obalarının ufuklarında Türk yapımı milli savaş uçağımız uçacak. Onlar Türkiye’yi namerde muhtaç etmişti. Yerli savaş uçağını yapan kim? Milli helikopteri, insansız hava aracını, milli tankı, milli savaş gemisini yapan kim?” 

“Türkiye bütün tuzakları aşıp 2023’te gerçek bir küresel güç olacak”

Türkiye’nin bütün bu tuzakları aşıp 2023’te gerçek bir küresel güç olacağını vurgulayan Davutoğlu, “Hem özgürlükleri koruyacağız, hem demokrasiyi koruyacağız, hem Adnan Menderes’in açtığı çığırda kim karşımıza çıkarsa çıksın ‘milli irade’ diyeceğiz, hem ekonomimizi dünyanın en rekabetçi en güçlü ekonomileri arasına sokacağız” dedi. 

“CHP, Cumhuriyet’i savunabilir mi?”

“Cumhuriyetçilik, oturduğunuz yerden ideolojik birtakım sözler sarfetmek, slogan üretmek değildir” diyen Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Cumhuriyeti yüceltmektir, Türkiye Cumhuriyeti’ni yüceltmektir. 2023’e giderken isteğimiz, MHP, CHP’ye gönül vermiş, oy vermiş vatandaşlarımıza bir muhasebe yapmalarıdır. Türkiye ve Cumhuriyet’in geleceği ancak ve ancak güvenin, istikrarın, huzurun devamıyla olur. Perde gerisinden Pensilvanya ile dini istismar ederek dolaylı siyaset yapan çetelerle işbirliği yapan CHP, Cumhuriyet’i savunabilir mi? MHP, açık bir şekilde Türkiye’de 2002’de verilen emaneti tamamlamayıp 3- 3,5 yılda kaçıp giden Bahçeli’ye tekrar emanet verilir mi? Madem ki yapacağın hizmet vardı, niye bıraktın?”