Olay Gazetesi Bursa

Sınav çıkmazındaki gençleri anlattı

Günışığı Kitaplığı'ndan çıkan Dört Kozalak adlı gençlik romanını kaleme alan Karin Karakaşlı, “Gençlik romanlarını okur ve çok severim. Yazarak ben de çok şey öğrendim” dedi.

DİLEK ATLI

Yazar Karin Karakaşlı, editörlüğünü Semih Gümüş’ün üstlendiği Günışığı Kitaplığı’nın Köprü Kitaplar dizisinin 17.’si olan Dört Kozalak adlı kitaba imza attı.

Köprü Kitapları’nı çok değerli bulduğunu söyleyen Karin Karakaşlı, “Günışığı Kitaplığı, bir ilki gerçekleştirerek çocuk ve genç okurları yaş aralıklarına göre ayırdı ve kitaplar sundu. Yetişkin edebiyatının içinde olan bir yazar olarak bana, Günışığı Kitaplığı Yayınları bir okul oldu” diye konuştu.

Karakaşlı, dört farklı genç karakteri ele aldığı romanını şöyle özetledi:

“Dört Kozalak’ın çıkış noktası başarı kavramıydı ve bizim başarı kavramını sistem gereği sınavla ilişkilendirmemizdi. Hepimiz, ben dahil, sınav sistemini deneyimledik. Dolayısıyla, bu hayatımızın bir döneminde bizlerden neleri çalıyor biliyoruz. Her şey değişiyor, sınav ve onunla ölçülen başarı anlayışı değişmiyor. Başarı, bir hayatı kapsar. Kitapta bir Osman öğretmenin ışığında dört öğrencinin bir araya geldiği özel kurs ortamı yarattım. Öğrenciler öğretmenlerinden, Osman öğretmen de onlardan çok şey öğreniyor.”

 

‘GENÇ EDEBİYATINDAN BESLENİYORUM…’

Farklı kültür, inanç ve etnik kökenden bireylerin bir araya geldiği öğrenci karakterlerinin yer aldığı romanında, “Bizim dışımızda ‘başka’ olanlar da var ve biz, o ‘başkalar’ ile zenginleşiriz”in altını çizdiğini söyleyen Karin Karakaşlı, “Gençlik romanlarından beslenen yetişkinlerdenim” dedi.

Genç ve çocuk okura ulaşmanın yetişkini de kapsadığına değinen yazar, “Dolayısıyla bu yayınlarda daha dürüst ve yaratıcı hikayeler anlatma imkanınız var” dedi. Karakaşlı, yetişkin ve genç edebiyatıyla ilgili olarak şu değerlendirmelerde bulundu:

“Yetişkin edebiyatında yaratıcılığınızı serbest bırakıp istediğiniz dili kullanarak yazabiliyorsunuz. Sonsuz bir özgürlük alanı… Çocuk ya da gençlik edebiyatındaysa ‘ulaşmak’ temel bir kaygı oluyor. Okurun dikkat süresini gözeterek temiz bir kurgu ve dil kullanmak gerekiyor. Gerçeğe yakın diyaloglar gerektiriyor. Dürüst ve sıcak anlatımla her konudan söz edilebilir ama onlardan umudu almamak önemli.”