Olay Gazetesi Bursa

Soylu: ‘Kandil’e gidip oturacağız’

İçişleri Bakanı Soylu, önemli açıklamalarda bulundu.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Bakanlığının 2018 yılı bütçesinin görüşüldüğü TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda milletvekillerinin sorularını yanıtladı.

“Üç kere kızımın etrafından DHKP-C’li teröristler alındı”

 

Silahlı terör örgütleriyle mücadeleye değinen Soylu, “Ben ayda, uzayda yaşamıyorum. Önümdeki bilgileri, gelen hadiseleri görüyorum. Nuriye Gülmen meselesinde bunu defalarca anlatmaya çalıştım. Beni her türlü suçladınız. Üç kere kızımın etrafından DHKP-C’li teröristler alındı. Ama neyimi kaybedersem kaybedeyim, bu örgüt tarihinin en acı tecrübelerini yaşayacak. Ben evden çıkarken, her sabah ya oğlumun ya da kızımın öldürüleceğini düşünerek ve kendimi buna alıştırarak çıkıyorum. Bunu çok net söylüyorum.” diye konuştu.

 

Soylu, “DHKP-C, PKK, DEAŞ’la, işin uyuşturucu, göç bölümüyle yürümeyen mücadele yok. 15 Temmuz, FETÖ bir ülke için yaşanmaması gereken bir süreçtir ama bu yaşandı. 23-24 bin civarında emniyet amirimiz vardı, şu anda zannediyorum 8-9 bin civarında. Bütün buna rağmen bu süreçleri yürüyoruz.” ifadelerini kullandı.

 

“Demokrasiden, hukukun üstünlüğünden ayrılmayız”

 

Bütün bunları yaparken hukuka uyduklarının altını çizen Soylu, “Niye işkence yapalım ki? İşkencenin meşruiyeti nerededir? Nasıl yapılabilir işkence? Kim ‘işkence yapılabilsin’ diye bir şey söyler? Biz sonucu almak isteriz. Konuşur, konuşmaz. İşin başka türlü noktasında hukuken gider, eğer ceza alacaksa hapishaneye girer. Türkiye’de işkenceye sıfır tolerans söz konusudur. Yukarıdan aşağıya bütün herkes, bakanından bekçisine kadar bu noktada hemfikirdir.” dedi.

 

Eksik ve aksaklıkların olabileceğini ifade eden Soylu, Türkiye’nin demokrasiden, hukukun üstünlüğünden ayrılmayacağını söyledi.

 

“Kandil’e gidip oturacağız ve hakimiyetimizin ortaya konulduğunu göreceğiz”

 

Doğu ve Güneydoğu’da bazı belediyelere başkan vekili atanması konusunda sürekli eleştirildiğini belirten Soylu, kayyum belediyelerin vatandaşa hizmet etmelerini sağlamaya çalıştıklarını söyledi.

 

15 Temmuz darbe girişiminde gerekli dersi çıkardıklarını dile getiren Soylu, “15 Temmuzdan çıkardığımız ders, aslında Türkiye’yi geçmiş hükümet sisteminde karşı karşıya getirdikleri istikrarsızlıklardan, sadece kendi sistemimizi korumak adına uğraşmamızdan ve siyasetin sürekli oyuncak olmasından kurtarmaktır.” diye konuştu.

 

16 Nisan referandumunun bu ülkenin bir daha aynı badirelerle karşılaşmaması için adım olduğunu ifade eden Soylu, Türkiye’nin istikrara ve siyasetin şeffaf olmasına ihtiyacı olduğunu vurguladı.

 

Soylu, muhalefetin iç siyasette iktidara karşı kendi pozisyonunu alacağını belirterek, “Karşı tarafta Avrupa, ABD benimle eş kampanya yürütürse işin altına başka olgular sokmaya çalışıyorsa, ben buna bakmak zorundayım. Hepimiz bakmak zorundayız. Biz tehditleri görmek zorundayız.” değerlendirmesinde bulundu. 

 

Terörle mücadelede bir süreç olduğunu ve 14 aydır İçişleri Bakanlığı yaptığını anımsatan Soylu, şunları kaydetti:

 

“Ben hiçbir gün ‘PKK şu tarihte bitecek’ demedim. Ben hep mümkün olduğu ölçüde süreç tanımı yapmaya çalıştım. ‘Baharda şunu yapacağız, sonbaharda şunu yapacağız.’ Nasıl strateji ile gittiğimizi biliyoruz. Yapacağımız şey açık ve nettir. Bir, sınırımızın 25 kilometre ötesindeki kampların tamamını tarumar etmek. İki Kandil’e gidip oturacağız ve orada bizim hakimiyetimizin ortaya konulduğunu göreceğiz. Kürt vatandaşımız Kandil’in korkusundan ve endişesinden, istediği kadar siyaset yapsın istediği kadar başka partiden olsun, istediği yere oy verebilme hakkı olsun, sonuna kadar hürmetimiz ve saygımız sonsuz ama tehditle değil.

 

Ben nasıl tehdit edildiğini gördüm. Batıdaki hiçbir siyasetçi Doğu’da ve Güneydoğu’da bir seçimde bulunmamıştır. Ben bulundum. Nasıl insanları tehdit ettiklerini, nasıl arabalara doldurup teker teker oy verme konusunda yönlendirdiklerini, nasıl insanları korku içerisinde tuttuklarını… Kolay kolay bir teşkilat başkanı okulda sorumluluk yapmaz. Bilerek ve tecrübeyi yaşayabilmek için, nasıl bir süreç var görebilmek için oraya gittim.”

 

Yapılması gerekenin demokrasiye sahip çıkmak olduğunu vurgulayan Soylu, demokrasinin sürdürülebilir hale getirildiği andan itibaren Türkiye’nin yükseleceğini ve yükselmeye devam edeceğini belirtti.

 

“Ajanlık faaliyeti yapmalarına müsaade etmeyeceğiz”

 

Türkiye’ye gelen bazı yabancı ülke vatandaşlarının gözaltına alınması nedeniyle kendisine kızıldığını ifade eden Soylu, şöyle konuştu: 

 

“Senin ne işin var PYD kampında? Benim ülkemde ne işin var? Hadi bakalım gidelim Almanya’ya, İngiltere’ye, Amerika’ya da onlara karşı olan ülkelerin, terörist olanların kamplarında bulunalım, ondan sonra orada o işi yapmaya çalışalım, bakalım bizi sokacaklar mı?

 

Ben İçişleri Bakanı olduğum sürece, Sayın Cumhurbaşkanımızın da hepimizin bilgisi dahilinde, bu ülkede ajan faaliyeti yapmaya çalışan kimseye müsaade etmeyeceğimizi bilmenizi istiyorum. Çok net. Bu bizim görevimiz. Bu kararlılığı ortaya koymalıyız.”

 

“54 bin 696 şahıs hakkında güvenlik soruşturması var”

 

İçişleri Bakanı Soylu, memuriyetle alakalı İçişleri Bakanı Soylu, memuriyetle alakalı 54 bin 696 şahıs hakkında güvenlik soruşturması olduğunu, 11 bin 114 vatandaşın işlemlerinin devam ettiğini açıkladı. Soylu, yeni bir sistem kurduklarını, vatandaşı mağdur etmeden bir hafta, 10 gün içerisinde bunu bitirme fırsatlarının olacağını söyledi. olduğunu, 11 bin 114 vatandaşın işlemlerinin devam ettiğini açıkladı. Soylu, yeni bir sistem kurduklarını, vatandaşı mağdur etmeden bir hafta, 10 gün içerisinde bunu bitirme fırsatlarının olacağını söyledi.

 

“Terör örgütüne bir istismar alanı bırakmak istemiyoruz”

 

Soylu, “Türkiye’de güvenlik politikaları hiçbir zaman terörü engelleyemeyeceği bir durumda olmamıştır. Sorun siyasettedir. Topu başka tarafa atmayın. Okumanız yanlış, sorun siyasettedir. Türkiye büyük bir devlettir, kendine asi olan herkese hak ettiğini verebilme kabiliyetine sahiptir.” diye konuştu.

 

Bakan Soylu, Doğu ve Güneydoğu’daki vatandaşın devlet ile terör örgütü arasında sıkıştırılmaması gerektiğini belirterek, “Yapmamız gereken iş belli. Devlet terör örgütü ile uğraşacak, oradaki vatandaşımız hayatın olağan akışına göre iddialarına, hedeflerine, ihtiyaçlarına göre yaşayacak. Devletin görevi budur. Teröristle mücadele ayrı, bunu acımasız şekilde gerçekleştireceğiz. Bu süreci 21. yüzyıla taşımak istemiyoruz, terör örgütüne bir istismar alanı bırakmak istemiyoruz. Onlar bizim vatandaşımız.” ifadelerini kullandı.

 

Soylu, kendisine yöneltilen eleştiriler ile “empati kurması” yönündeki telkinlere de yanıt vererek, şöyle devam etti:

 

“Bana ikide bir ‘Empati kurun.’ diyorsunuz. 1 Ocak 2017’den itibaren 46 sivil şehit var. Öğretmen, elektrikçi, orada beraber imeceye gitmiş adam. Hepimiz siyasetçiyiz. Hukuktan başka üstünlüğümüz yok. Empati bekliyorsunuz. Bir kez, ‘Bu ölen Şenay Aybüke Yalçın, Necmettin öğretmen. Şunu da eleştirelim, çukur mücadelelerinden sonra bırakılan bombalarla… Bu çocuklar da bizim çocuklarımız deyin.” 

 

Soylunun açıklamalarının ardından İçişleri Bakanlığı ile bağlı kuruluşlarının 2018 bütçeleri komisyonda kabul edildi.