Olay Gazetesi Bursa

Sürgünlerin şehri Bursa

Fehmi Enginalp'in, 2015 Yılmaz Akkılıç Bursa Araştırmaları Ödülü'nü alan kitabı “Sürgünlerin Güzel Başkenti” kitaplaştırıldı. Çalışmasında Bursa'nın neden ve nasıl sürgünler kenti olduğunu aktaran Enginalp, “Amacım kent kültürüne katkı sağlamak” dedi.

DİLEK ATLI

Araştırmacı-yazar ve yayımcı Fehmi Enginalp’in kaleme aldığı “Sürgünlerin Güzel Başkenti”, kentin kültür belleğine eklendi. Kentlilik bilincine katkı sağlayan yapıt, Nilüfer Belediyesi’nce 2015’te düzenlenen “Yılmaz Akkılıç Bursa Araştırmaları Ödülü”ne layık bulunmuştu.

Enginalp’in 2010’da çalışmalara başladığı ve 2013’te kaleme alarak iki yıllık özverili bir araştırmanın ardından oluşturduğu “Sürgünlerin Güzel Başkenti”, Nilüfer Belediyesi’nce geçtiğimiz ay kitaplaştırıldı. Ödüllü çalışma, Bursa’nın tarih sahnesinde aldığı göç ve sürgünleri bir araya getirerek iki ayrı bölümde inceliyor. Enginalp, bu çalışmanın Bursa ve sürgün konusundaki merakından yola çıktığını kaydederek, “İyi bir gelecek kurabilmek için tarihimizi iyi bilmemiz, dersler çıkarmamız gerekiyor” diyor. 

 

YOĞUN ÇALIŞMANIN ÜRÜNÜ…

Bursa’nın neden ve nasıl sürgünler kenti olduğunu tarihsel bilgiler ve farklı biyografilerle ayrıntılı olarak aktardığı kitabında Enginalp, birbirinden ilginç yaşam hikâyelerine sahip kişiliklerin sürgün ve göçerlik öykülerine de değiniyor. 

Kitapta yer almayan sürgün hikâyelerinden birinin de kendine ait olduğunu ve Bursa’ya 12 Eylül Darbesi’nden sonra göç ettiğini belirten Enginalp, “Sürgün ve göçerlerin neler hissettiklerini anlıyorum. Bursa kadar güzel ve gelişen bir şehrin neden tarih boyunca sürgün yeri olarak seçildiği üzerinde de durmak istedim. Çünkü bunun farklı nedenleri var” dedi. Enginalp, çalışmasının içeriğiyle ilgili şunları kaydetti: 

“Araştırmalarımda ortaya birçok bilgi çıktı ve bunları bir araya getirdim. Bursa’ya ilk sürgün MÖ 480 yıllarında gerçekleşmiş: İlk sürülen topluluk Yahudiler. Bursa ve sürgün sözcükleri birbiriyle bağdaşmıyor ama çeşitli nedenlerle sürgün ve göç almış bir kent. Osmanlı döneminde payitahta karşı çıkan şeyhülislamlar, sultanlar, sadrazamlar çok uzak yerler yerine Bursa’ya sürülüyor. Bursa, Hannibal’dan başlayarak Cumhuriyet dönemine kadar sürgün ve göç alıyor. Celâli İsyanları döneminde Alevi halkın bir bölümü İstanbul ve Bursa’ya sürülüyor. Aralarında Ermeniler de var. Bu sürgünler kesilmiyor. Örneğin Osmanlı-Rus Savaşı’ndan (1877-1878) sonra Balkanlar’daki Türklerin bir kısmı İstanbul, Bursa, Adapazarı’na göç ediyor. Yunanistan ile yapılan Mübadele Anlaşması sonucu da Bursa’daki Rumlar Yunanistan’a, oradaki Türkler de buralara gönderiliyor. Bulgaristan ve Balkanlar’dan 1934, 1947, 1951, 1989 yıllarında göçler oluyor Bursa’ya. En son ise Suriye’deki iç savaş nedeniyle oradan kaçanlar ya da göçenler oluyor.“

 

BİYOGRAFİLERLE ZENGİNLEŞTİ…

Kitapta yaşam öyküleri ve Bursa’ya sürgün ya da göçer olarak gelmeleri nedeniyle yer alan kişi biyografilerinin çalışmayı zenginleştirdiğine değinen Enginalp, sözlerine şunları ekledi: 

“Bu kitapta yer alan isimler, toplum içinde diğerlerinden farklı olan insanlar. Bu farklılık, yaşadığı yer ve dönemde egemenlerle çatışma halinde olan, onları eleştirme cesareti gösteren, haksızlıklara boyun eğmeyen insanlar. İznik’e sürgüne gönderilen Şeyh Bedrettin’i düşünün. Örneğin Bâki. Birkaç şiirinde padişahı eleştirince Bursa’ya sürgüne yollandı.  Şeyhülislam Kara Çelebizade de, Sultan I. İbrahim’i eleştirince kendini Bursa’da buluyor. Bu sürgünler, yakın tarihimize kadar süregeliyor. Humeyni, Ahmet Vefik Paşa, Agâh Efendi gibi isimler var. Cumhuriyet dönemindeyse dünya şairi Nâzım Hikmet, Bursa Cezaevi’nde on yıl dört ay tutuklu yatıyor. Orhan Kemal, üç buçuk yıl cezaevinde kalıyor. Aziz Nesin, yazdıkları nedeniyle Bursa’ya sürgün ediliyor. Deniz Gezmiş, Cihan Alptekin gibi önemli tarihi kişiler de Bursa’da tutuklu kaldılar. Bursa, kitapta yer alan isimler ve tarihsel süreçteki yeri nedeniyle sürgün ve göçlerin güzel başkenti olarak da adını duyurmuştur.”