Olay Gazetesi Bursa

Tarihten günümüze dönem makyajları

Makyaj yapmanın nedeni, anlamı her dönemde farklıdır. Çünkü makyaj, koşullara, dönemin sahip olduğu düşünce akımlarına ve modaya ayak uydurarak her dönem değişmiştir. 1910 ve 1920 yılları arasında savaş nedeniyle makyaj pek yapılmasa da 1920’de 1. Dünya S

 

1920’ler Bu dönemde her şeyin lüks ve göze çarpar olması en belirgin özelliklerden bir tanesidir. Tenin süt gibi bembeyaz olması, yüzü masum gösteren yuvarlak sürülmüş, pembe renkte pudra kullanımı, gözlerde koyu renk ve bol rimel, dudaklar ise en çarpıcı kırmızı ya da tercihen koyu kahverengi gibi renklerle boyanır.

1930’lar 

1930’lu yıllarda artık kozmetik ürünleri ucuzlamaya ve birçok insan tarafından tercih edilmeye başlanır. 20’li yıllarda tercih edilen beyaz ten 1930’larda da kullanılmaya devam edilir. Gözlerde renkli farlar kullanılır, eyelinerler sadece kirpik diplerine sürülür. Ayrıca, uzun ve sık kirpikler moda olduğundan, takma kirpik kullanılır. Dudaklarda da koyu renkler yerine açık pembeler, turuncular tercih edilmeye başlanır. 

1940’lar 

Masum makyajların yerine daha vamp makyajların tercih edildiği yıllar 1940’lardır. Beyaz ten hala önemlidir ancak yüz hatlarını allık ile belirginleştirmek moda olur. Gözlere de daha keskin çizgilerin olduğu kedi gözü eyeliner yani kuyruklu eyeliner çekilirken, farlarda renksiz ya da toprak tonları sürülür ve bol maskara kullanılır. Dudaklarda kırmızı ya da koyu, göze çarpan renkler tercih edilir.

1950’ler 

2. Dünya Savaşı sonrası döneme denk gelen 50’lerde kadınlar daha maskülen tarzda makyajlara kayar. Gözlerde uçuk renklerde far, sade fakat belirgin eyeliner, kirpiklere ise bolca maskara uygulanır. Dudaklarda koyu bordolar, kırmızılar ve pembeler tercih edilir.

 

1960’lar 

Gözlere koyu belirgin eyeliner çekilir ve rimel sürülür, dudaklarda tercih edilen renkler doğallaşır; çok belirgin olmayan kırmızı, mercan renkleri tercih edilir. Elmacık kemiklerinin üzerine belirgin bir allık ile yüz hatları ortaya çıkarılmaya çalışılmıştır.

1980’ler 

Doğal görüntü kadınların canına nasıl tak ettiyse; 80’li yıllarda, gözlerce canlı ve parlak farlar abartılı biçimde uygulanırken siyah göz kalemi ile de gözler çevrelenir. Dudaklar da gözler gibi çok parlak rujlarla ortaya çıkarılır.

1990’lar 

Abartılı makyajlar yerine doğal ve tek renklerin tercih edildiği dönemdir. Gözlerde mümkün olduğunca az renk kullanılır, göz pınarlarına siyah kalem uygulanır ancak abartılmaz. Dudaklarda ise bordo ve kırmızı tonlarda rujlar kullanılır.

2000’ler 

Uzay Çağı’na girmiş olmanın verdiği gazla makyajda metalik ve parlak renkler kullanılmaya başlanır. Ten rengi ise yeniden bronzlaşır.

2010’dan bugüne makyaj 

2000’lerin gösterişli, metalik farlarından vazgeçilir ve kadınların makyajda doğallık ve sadeliğe önem verdiği günler gelir. Hala içinde olduğumuz bu zaman dilimi, makyaj konusunda yılların deneyimi sonrası ustalık dönemidir. Eğer abartalı bir göz makyajı varsa dudaklar, abartılı bir dudak makyajı varsa ise gözlerde sadelik tercih ediliyor. Ten rengimiz ise yine doğallıktan yana.