Olay Gazetesi Bursa

Taşeron kalksın adaletsizlik son bulsun

Karayolları’nda taşeron statüsünde çalışan evli bir çocuk babası Sedat Taflan, bin lirayla ailesini geçindirmek zorunda olduğunu söyleyerek, “400 lira kira ve tüketici kredisi ödüyorum, maddi olarak çökmüş durumdayım evden çıkacak durumum yok” diyor. Güne

1 Kasım öncesi farklı statülerde çalışan işçilere, sorunlarını ve siyasetçilerden beklentilerini sorduk. Sorunları benzer, beklentileri ve hayalleri farklı olan işçiler, benzer taleplerde bulundular. Eşit işe eşit ücret olsun, vergi adaletsizliği son bulsun, taşeron sistemi kalksın, sağlık, eğitim parasız olsun ve insanca yaşanabilecek bir ücret verilsin.

 

Kimi 10 yıl, kimi 35 yıl, kimi 6 yıllık işçi…

Kimi kadrolu, kimi taşeron…

Kimi gazi, kimi asker babası…

Farklı gelir grubunda ve farklı statüde çalışan 14 işçiye, 1 Kasım seçimleri öncesi sorunlarını, isteklerini ve siyasetçilerden beklentilerini sorduk.

Talepler ve sorunlar benzerdi.

Vergideki adaletsizlikten taşeron sorununa, sağlık harcamalarından ücret farklılıklarına, eğitim sorunlarından ücretlerin düşüklüğüne varıncaya kadar, işçilerin dağ gibi sorunları olduğunu öğrendik.

Ancak, taşeron işçilerin durumunun, çalışma hayatının kanayan yarası olduğu, bu söyleşiyle bir kez daha gün yüzüne çıktı.

Siyasi partilerin ortak taahhütleri arasında yer alan taşeron işçiler, kadroya alınacakları günü iple çekiyor.

İşçilerle, peynir, simit ve zeytin menülü kahvaltıda bir araya geldik ve biz sorduk, onlar yanıtladı…

Pazar söyleşisinin bu haftaki konukları işçiler.

 

Yol-İş Sendikası 1 No’lu Şube Başkanı ve yılların Karayolu işçisi Muharrem Yıldız, “Bu ülkeyi herkes gibi ben de çok seviyorum” diyerek başlıyor sözlerine.

Ardından işçilerin sorunlarını dile getiriyor.

Öncelikle gelir vergisindeki adaletsizlikten söz ediyor.

Yılbaşından itibaren maaşlardan artarak kesilen vergilere ek olarak dolaylı vergilerin, işçilerin maaşını kuşa çevirdiğini söylüyor.

Gelir vergisi, KDV, ÖTV derken, bir işçinin yüzde 53 oranında vergi ödediğini iddia ediyor.

Yıldız’ın siyasetçilerden beklentisiyse, eğitim, sağlık ve şehir içi ulaşımın ücretsiz olması.

 

VERGİLER BELİMİZİ BÜKÜYOR”

 

57 yaşındaki 35 yıllık işçi Muhsin Bulut, ülkenin içinde bulunduğu zor günlere değiniyor ve tüm bu olanların dış güçlerin oyunu olduğuna inanıyor.

Muhsin Bulut da, Muharrem Yıldız gibi vergideki adaletsizlikten şikayetçi.

Bulut’a göre, devlet verdiğini, vergilerle geri alıyor.

 

EŞİT İŞE EŞİT ÜCRET GELSİN”

 

Özgür Arıcı, 10 yıllık işçi, yaşıysa 37.

Arıcı, aynı iş yerinde ücret farkılıklarına dikkat çekiyor.

2005 yılından önce işe girenlerle, bu tarihten sonra işe girenler arasında çok ciddi ücret farklılıkları varmış.

Aynı işi yapıyoruz, aynı mesai saatleri arasında çalışıyoruz ancak farklı ücretler alıyoruz” diyen Arıcı, bu durumun iş barışını bozduğunu ve aynı iş yerinde çalışan işçileri karşı karşıya getirdiğini savunuyor.

 

SOSYAL DEVLET OLSUN

 

Gündüz Yavuz, tam 24 yıllık işçi.

Yaşamının önemli bölümü Karayolları’nda çalışmakla geçmiş.

Sosyal devlet diyor, demokrasi olmadan hiçbir şey olamayacağını savunuyor.

İşçilerin daha iyi bir yaşama sahip olmaları için, mutlaka sosyal devletin olması gerektiğine inanıyor.

 

TAŞERON SİSTEMİNE SON VERİLSİN

 

43 yaşındaki 23 yıllık Hüseyin Ayerdem’in biri üniversiteye hazırlanan diğeri ortaokulda okuyan 2 çocuğu var.

Çocuklarının okul masrafları dışında, bir de ev kredisi ödüyor.

En büyük sorunu geçim sıkıntısıymış.

Bir de sendikaların düşman olarak görülmemesi gerektiğini anlatıyor.

Ve günden güne taşeron işçi sayısının arttığını kaydediyor.

Asıl işçilerle taşeron işçilerin aynı işyerinde farklı haklarla çalışmasının, işyerlerindeki kutuplaşmayı artırdığına dikkat çeken Ayerdem, iş barışının yeniden sağlanması için, taşeron sistemine son verilmesi gerektiğini belirtiyor.

 

GAZİLERDE BİLE ÜCRET FARKLILIĞI VAR”

 

36 yaşındaki Hasan Tetik, bir Güneydoğu gazisi.

13 yıl önce Cizre’de girdiği bir çatışmada gazi olmuş.

Çalıştığı işyerinde 20’ye yakın gazi varmış.

15 de şehit yakını.

Siyasetçilerden iki beklentisi var.

Biri taşeron işçilerin kadroya alınması diğeri de gazilerin uygun işlerde istihdam edilmeleri.

Taşeron işçi sorunu yüzünden, gaziler arasında bile maaş farkı varmış.

 

SAĞLIKTA KESİNTİ OLMASIN”

 

Özelleştirmelerin durdurulmasını isteyen ve sağlık hizmetlerinden kesintilerin olmaması gerektiğini söyleyen 46 yaşındaki Selim Sert ise, yıllarca Karayolları’nda ter döken bir işçi.

Sert, özellikle eczanelere gittikleri zaman, ummadıkları kesintilerle karşılaştıklarını ve bu durumun kabul edilemez olduğunu söylüyor.

 

AMELİYAT PARASI BULAMASAYDIM ÖLECEKTİM”

 

37 yaşındaki 10 yıllık işçi Tuncay Gülü, çok ciddi bir sağlık sorununu atlatmış.

Beynindeki tümör nedeniyle ameliyat olması gereken Gülü, Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi’nin imkânları yeterli gelmeyince, İstanbul’daki bir özel hastaneye gitmek zorunda kalmış.

Ancak ameliyatı için yüklü bir para istenmiş.

Babasın tüm birikimleri ve arkadaşlarının aralarında topladıkları parayla ameliyat parası çıkmış ve sağlığına kavuşmuş.

Ameliyat parasını bulamasaydım ölecektim” diyen Tuncay Gülü, sağlık harcamalarının yoksulların belini büktüğünü söylüyor.

Gülü’nün siyasetçilerden talepleri şunlar:

Ücret farklılıkları kalksın.

Özelleştirilmeler durdurulsun.

Sağlık ücretsiz olsun.

 

ÖĞRENCİ YURTLARI İNŞA EDİLSİN

 

23 yıllık işçi Hıdır Doğan da taşeron işçi sorununa değiniyor.

Vakit kaybedilmeden kamudan müteahhit firmaların çıkarılması gerektiğini ifade eden Doğan, ayrıca eğitimde ciddi sıkıntılar olduğunu ve devletten öğnenci yurtları inşa etmesini beklediklerini belirtiyor.

 

BİN LİRAYLA EV GEÇİNDİRİYORUM”

 

Sedat Taflan…

34 yaşında ve 11 yıllık işçi…

Taflan’ı diğer işçilerden ayıran, taşeron statüsünde çalışması.

Taflan, günde en az 9 saat çalışıyormuş.

Her yılın sonunda işten çıkışı, her yılın başındaysa işe girişi yapıldığı için 9 yıllık kıdem tazminatı hakkı yok edilmiş.

Yıllık izinlerini de doğru düzgün kullanamıyormuş.

Haftalık izinleriyse amirlerinin iki dudağı arasındaymış.

Evli ve bir çocuğu olan Taflan, asgari ücretle çalışıyormuş.

400 lira kira veriyor, bir de tüketici kredisi ödüyormuş.

Her ay maaşını erken çektiği için faiz de ödüyormuş.

Kısa süre önce tüketici kredisini ödeyemediği için cezaevine girmekten son anda kurtulmuş.

Maddi olarak çökmüş durumdayım, evden çıkacak durumum” yok diyen Taflan, önümüzdeki seçimlerde yine AK Parti’ye oy vereceğini söylüyor…

Çünkü AK Parti iktidardan düşerse, asgari ücretle de olsa bir işi olamayacağından korkuyor.

 

KİMSE AÇLIKTAN ÖLMEZ”

 

Yakup Birinci 35 yaşında, 6 yıllık işçi, evli ve 3 çocuğa bakmakla yükümlü.

İte kaka geçiniyoruz, kimse açlıktan ölmemiş ki biz ölelim” diyerek, durumunu özetliyor.

Çocuklarına istediklerini alamamanın ve harçlık verememenin üzüntüsü içinde olduğunu anlatıyor.

Ayrıca, çocuklarına harçlık veremediklerini de anlatıyor.

 

EMEKLİ MAAŞLARI İYİLEŞTİRİLSİN”

 

Osman Ali Azak, 44 yaşında.

17 yıllık işçi olan Azak, bekâr ve annesiyle yaşıyor.

Kendisinin ve annesinin 635 liralık emekli maaşıyla kıt kanaat geçindiklerini anlatıyor.

Azak da eşit işte eşit ücret diyor ve emekli maaşlarının iyileştirilmesini talep ediyor.

 

AKAN KAN BİR AN ÖNCE DURSUN BARIŞ GELSİN

 

50 yaşındaki 24 yıllık işçi Vedat Düzener, bir asker babası.

İşçilerin sorunlarından çok, ülkenin geçirdiği zor günlere değiniyor.

Bir asker babası olarak çocuğunu ziyarete giderken, şehirlerarası yolcu otobüsünün taşlandığını anla tıyor. Bu nefret ikliminin sona ermesini ve artık akan kanın durması gerektiğini siyasetçilere haykırıyor.

Çözüm süreci yeniden başlasın, tekrar barış olsun” diyen Düzener, 1 Kasım’dan en büyük beklentisinin ülkeye tekrar huzur gelmesi olduğunu söylüyor.

 

SEFALET ÜCRETİ ALSAK DA ÇALIŞMAK ZORUNDAYIZ”

Erdinç Eminoğlu da 48 yaşında, taşeron statüsünde çalışan 7 yıllık bir işçi.

Günde 9 saat çalışıp, yıllardır izin yapamamaktan şikâyet ediyor Eminoğlu.

Haklarını almak istediklerinde işten atılma tehdidiyle

karşılaş tıkla rını öne sürüyor. Aldıkları ücretiyse, sefalet ücreti olarak nitelendiriyor.

İçinde bulundukları durumu, büyük bir adaletsizlik olarak görüyor ancak çalışmak zorunda olduklarını da ekliyor.