Olay Gazetesi Bursa

Bu uyarı her şeyden kritik: Savaşlar gıdadan çıkacak!

Yakın geçmişe baktığımızda, tarımsal üretim için şunu anımsıyoruz: 80’li yıllara kadar Türkiye tarımsal üretimde kendi kendine yeten ülke olarak görülüyordu. Ne var ki… 80’li yılların ortalarından itibaren tarımsal ithalat politikaları gündeme geldi. Dünyanın her yerinden her şeyin ithal edilebildiği furyanın sembolü de Çikita muz oldu. Günümüzde… Pazarcı tezgahları ve marketlerde adını söylemeye dilimizin dönmediği meyvelerle […]

Yakın geçmişe baktığımızda, tarımsal üretim için şunu anımsıyoruz: 80’li yıllara kadar Türkiye tarımsal üretimde kendi kendine yeten ülke olarak görülüyordu.

Ne var ki…

80’li yılların ortalarından itibaren tarımsal ithalat politikaları gündeme geldi. Dünyanın her yerinden her şeyin ithal edilebildiği furyanın sembolü de Çikita muz oldu.

Günümüzde…

Pazarcı tezgahları ve marketlerde adını söylemeye dilimizin dönmediği meyvelerle karşılaşıyoruz. Bakliyatlarda da böyle.

Türkiye’deki ceviz üretiminin ihtiyacı karşılamadığı için ceviz ithal edildiğini ilk duyduğumuzda çok şaşırmıştık. Meğer Bulgaristan ve İran gibi yakın ülkelerin yanı sıra, Amerika kıtasından ceviz geliyormuş.

Yine…

Türkiye’de en çok buğday ve mısır yetiştirildiğini biliyoruz, ama bir yandan da tahıl ithalatı almış başını gidiyor.

Bütün bunlar…

Köyden kente göçle birleşince, Türkiye’deki tarımsal üretim gerilemeye girdi. Tek pazar odaklı meyve üretimi de ihracat durunca tıkandı.

Şimdilerde…

Tarımsal üretim anlamında yeni politikalar geliştirildiğini izliyoruz. Bozulan üretim düzeninin yeniden toparlanması adına da bunu önemsiyoruz.

İşte…

Böyle bir ortamda Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik’in yaptığı uyarıyı çok fazla önemsemek gerektiğini düşünüyoruz.

Bakan diyor ki:

Dünyada ilerleyen yıllarda gıda savaşları çıkabilir.”

Bu bir kehanet değil elbette, ama Bakan Çelik dikkate alınması gereken çok kritik bir uyarı yapıyor.

Çünkü…

Özellikle yakın çevremize baktığımızda, tarımsal üretim potansiyelimizi daha iyi anlayabiliyoruz. O bakımdan; bir yandan su savaşları beklenirken, dünyanın artan nüfusu ve büyüyen yoksulluk karşısında bu uyarının önemi artıyor.

İki noktada da dikkatli olma gerekliliği ortaya çıkıyor.

Birincisi…

Türkiye’nin yeniden kendi kendine yeten bir tarım ülkesi olmasıyla gıda sorununu çözmesi.

İkincisi…

Tarımsal üretimi şimdiden yapılacak doğru hesaplamalarla arttırıp, ileride dünyanın en gözde pazarı haline gelmek.

Sanayi devriminde çok yol almış ve önemli virajları dönmeyi başarmış bir ülke olarak, gıda kaynağımız tarıma yeniden önem ve değer verilmesi de umutları arttırıyor.

 

Başbakan’ın köy evinde Bakanlar sofrası

 

Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından Erzincan’da projelendirilen bir dizi yatırımın pazar günü açılış törenleri vardı. Açılışı da, Erzincanlı olarak bizzat Başbakan Binali Yıldırım yaptı.

Sonrasında…

Başbakan Yıldırım, konuğu durumundaki Bakanları kendi köyü olan Kayı Köyü’ndeki evinde ağırladı. Kurulan Bakanlar sofrasındaysa Başbakan Binali Yıldırım, eşi Semiha Yıldırım ile birlikte Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik, Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu ve AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı yer aldılar. 

 

İnegöl CHP yönetimi istifa etti

 

Sürecin başlangıcını 22 Ekim günü bu sütunlardan duyurduk. CHP İl Yönetim Kurulu sürpriz kararla İnegöl İlçe Başkanı Halil Büyükışıklar’ı görevden aldı.

Ardından…

Büyükışıklar hakkındaki karara MYK’da itiraz etti. İl Yönetimi bu kez de Halil Büyükışıklar’ı ihraç istemiyle tedbirli olarak Disiplin’e sevk etti.

Bir yandan bunlar olurken dün İnegöl’den Büyükışıklar ve yönetiminin istifa edecekleri haberi geldi. Akşam saatlerinde Büyükışıklar’la konuştuğumuzda yönetim olarak istifa kararı aldıklarını doğruladı, dün akşam için de basın toplantısıyla açıklayacakları söyledi.

 

Amerika’da seçim: Küresellerle konvansiyoneller kapışıyor

 

Amerika Birleşik Devletleri’nde seçmenler bugün sandık başına gidiyorlar. Gerçi seçime giren parti ve aday sayısı çok, ama genel olarak Cumhuriyetçiler ile Demokratlar arasında seçmen bir tercih yapacak.

Peki…

Amerika’daki seçim Ankara’dan bakınca nasıl görülüyor?

Sorunun cevabını Başbakanlık Başdanışmanı ve Dış İlişkiler Başkanı Dr. Gürsel Dönmez verdi:

Amerikan halkları yakın gelecekteki kaderlerini seçiyorlar bir bakıma. Seçim sonuçları ne olursa olsun, Amerika için kaos ve kriz başlıyor.”

Karamsarlığının nedeni şu:

Cumhuriyetçiler ve Demokratlar yarışı gibi gözüken sürecin arka planında Anglo-Saksonlar ile Cermenler mücadelesi var.”

Özel bir tanımlama yaptı:

Daha geniş bakarsak, konvansiyonel güçler ile küresel güçlerin kapışması yaşanıyor. Küreselciler Hillary Clinton’ın seçilmesini, konvansiyonel Amerika ise Trump’la kontrolü tekrar ele geçirmeyi istiyor.”

Seçime bakışı şu:

Pentagon ve CIA arasında epeydir devam eden itiş-kakış var. Clinton kazanırsa, seçimin ertesi günü Amerikan demokrasisi karakolluk olabilir.”

Şunu da ekledi:

Son anketlere göre Clinton’ın arayı açtığı söylense bile, Trump sürprizine de hazırlıklı olmak gerek.”

Yorumu farklı:

Afganistan, Irak, Mısır gibi ülkelere demokrasi dağıttıkları için Amerikalıların kendilerine yetecek demokrasi stoku kalmamış gibi görünüyor.”

Şu noktada da tedirgin:

2016 Kasım ayı dünya için kasvetli zamanların başlayacağı biz zaman olarak ortaya çıkıyor. 2017 ise korkarım daha da kasvetli olacak.”

 

Asıl çanlar AB için çalıyor!

 

Başbakanlık Başdanışmanı Dr. Gürsel Dönmez bugün yapılacak Amerika seçimini yorumlarken, Avrupa’daki gelişmelere de dikkat çekti. Söylediği şu:

2017 yılının kasvet derecesini aralık ayı başında Avusturya’da yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimi belirleyecek.”

Şöyle devam etti:

2016 Mayıs ayında ikinci turu yapılan bu seçim, hileli oy sebebiyle 2 Ekim 2016 tarihinde yeniden yapılacaktı. Daha sonra aralık başına kaydırıldı. Sanırım Amerikan seçim sonuçlarını görmek istediler.”

Tahmini şu:

Aşırı sağın adayı seçimi kazanacak gibi gözüküyor. Böyle olursa, Avrupa Birliği çatırdamaya başlar.”

Yorumu da şu:

Görünen o ki, köyün çanları AB için çalıyor.”