Açıkça söylemek gerekirse… Ekonomide olan biteni anlayabilmek mümkün değil. Öyle şeyler yaşanıyor ki, sokaktaki vatandaş anlayamadığı gibi, akademisyen ya da ekonomist kimliğiyle ekranlarda yorum yapanlar da içinden bir türlü çıkamıyorlar.
Bir gün…
Hatta…
Yaşamı kolaylaştırma adına umut olması gereken bu artışların kayıt dışı istihdama dönüşmesi riski nedeniyle yeni yeni kaygılar yaşanıyor.
Bir yandan da…
Kamu-özel sektör arasında çok ciddi ücret adaletsizlikleri ortaya çıkıyor. Atılan ya da atılacak adımlarla geçim sıkıntısını giderecek rahatlama beklenirken; aynı anda vasıfsız bir çalışanın öğretmen maaşının üstüne çıkması gibi toplumsal dengeyi olumsuz etkileyen sonuçlar gündeme geliyor.
En kötüsü…
Çarşıda, pazarda, markette sürekli yükselen fiyatlar yaşamlarını aile bütçesi hesabını denkleştirmeye çalışarak sürdürenler için resmen kâbusa dönüyor.
Çünkü…
Yükselen bu fiyatların bir daha geri dönmeyeceğinin, etiketlerin eski rakamlarının artık hayal olduğunun herkes farkında.
Nitekim…
Bu satırları yazmaya başladığımızda, karşımızdaki televizyon ekranının alt köşesinde Dolar 17 lira, Euro 19 lira sınırını zorluyordu. O artışlar sürdükçe etiketlerin düşmeyeceği ortada.
Dövizdeki cinnet hallerinin faiz indirimi ısrarıyla başlaması bir başka sorun.
Üstelik…
Daha fazla yatırım için faiz indirildiği söylenirken, o kredileri alanların sanayi yatırımı yapıp iş alanları açmak ve üretmek yerine dövize yatırım yaparak kurları yükselttiği yorumları da işlerin nasıl ters gittiğini açık açık anlatıyor.
Sözün kısası…
Ekonomi kontrolden çıkmış görünüyor, ama asıl tehlikeli olan şu: Vatandaşın umudu kayboldu, güveni de sarsıldı.
Siyaset için en kötü durum işte bu.
Zaman zaman… İktidar partisi temsilcileri AK Parti Bursa milletvekillerinin bir araya geldiklerini ve Bursa için çalışmaları koordine ettiklerini biliyoruz.
Fakat…
Uzun zamandır ilk kez 11 AK Parti Bursa Milletvekilini aynı fotoğrafta ve bir arada gördük.
TBMM’de bütçe görüşmeleri tamamlandıktan sonra toplanıp, önümüzdeki süreçte Bakanlıklardaki hangi Bursa konularının takip edileceğini ve izlenecek yolu konuştular.
Hızlı feribotlarını Bursa için alan İDO’nun kararı İstanbul’u da etkiler
14 yıl geçmiş… Bursa-İstanbul deniz ulaşımı için rahmetli Hikmet Şahin harekete geçtiğinde İDO ile önemli bir anlaşma yaptı.
O dönem…
Hızlı feribotların teslim alınması için Şahin de Avustralya’ya gitmişti.
Böylece…
Araçlarıyla İstanbul’a gidenler hızlı ve konforlu yolculukla Yenikapı’ya ulaşıyor, İstanbullular da Güzelyalı’dan Ege’ye geçiyordu.
Şimdi…
Özelleşen İDO’nun hızlı feribot seferlerini durdurma kararını önce Koza16’da Okan Tuna’da, dün de yerel gazetelerin birinci sayfalarında okuduk.
Osmangazi ve Yavuz Sultan Selim köprülerinin açılması, tek hatta 5.5 ton mazot tüketen feribotlarda maliyetin artması etkili olabilir, ama yolcu azalması yaşamayan hatla ilgili bu karar Bursa ulaşımına bir de İDO tokadı oldu.
Bu karar İstanbul’un yolunu uzatır ve çok etkiler.
En yeni istasyonun platformu biraz dar oldu!
Şimdi o bölge doldu ve Odunluk İstasyonu ihtiyaçtan yapıldı.
Ancak…
Yakın gelecekte yoğunluğu daha da artacak en yeni istasyonda vagonla duvar arasındaki platformda en fazla 3 kişi yan yana yürüyebilir. O nedenle, biraz dar olmuş gözüküyor.
Bursa’nın ‘kitap fabrikası’ gibi: 18. kitabı yayınladı, 10 kitabı bekliyor
Tekstilde… Kimya Mühendisi olarak çalışma sonrası 2013’te Tekstil Araştırmaları Derneği’ni kurdu ve kimyasallar alanında önemli çalışmalar yaptı.
Bir yandan da…
Hafta içinde…
“Avrasya, Önasya ve Akdeniz’de Ön Türk izlerini” anlattığı Taşların Yolculuğu’nu masamıza bıraktığında, Ekrem Hayri Peker’e kaçıncı kitabı olduğunu sorduk.
18 olmuş.
Kitapların 5’i mesleki, 4’ü Bursa üzerine, Pandemi döneminde 7 kitap daha yazmış, 10 kitabı basıma hazır bekliyor. Onların 6’sı Bursa üzerine. 2 kitap da doğum yeri Mustafakemalpaşa ve köylerini anlatıyor.
Ne var ki…
Kitapların yayınlanabilmesi için desteğe ihtiyacı var. Bursa onu yalnız bırakmamalı.
Geçmişe açılan 596 yıllık kapı
Örneğin…
Külliyedeki tahta kapı tam 596 yıldır tarihe açılıyor. Hatta, bu bile Bursa’nın en yaşlı kapısı olarak ayrı bir değer taşıyor.
O bakımdan…
Muradiye Külliyesi’ni geçmişi her şeyiyle yaşatıp anımsatan tarih müzesi olarak da görmek gerekiyor.