Tofaş için bu sezonun en önemli maçlarından biriydi ancak bu kadar kritik maça böyle mi başlanır? Bu ne berbat bir hücum başlangıcı… Zaten BSL’de en kötü yüzde ile 3’lük atan takımısın. Bu üçlük ısrarı neden? Yüzde 10 (20’de 2) üçlük atmak nedir? Neden potaya gitmezsiniz, sahada en akıllı dediğimiz Perez ne iş yapar? Tüm maç sadece 1 asist ile oynamak nedir? Bir oyuncu sezona böyle süper başlayıp nasıl bu hale gelir anlaşılır gibi değil. Herhâlde sakatlık sonrası ülkesine dönüp yerine ikizini ya da benzerini yolladı. Bunun başka bir izahını bulamıyorum. 2. çeyrek tam toparlamışsın, devre biterken son 30 saniyede yaptığı hataları yıldız takım oyuncusu yapmaz. Zaten hep yazıyorum; sertliğe çok kırılgan bir oyuncu ama zekasıyla oynamayı da bırakınca takıma büyük zarar veriyor.
Yiğitcan da oyuna kötü başladı ki, bu sezonki iyi performansıyla kötü oynamaya hakkı elbette var ancak sonradan toparladı. Uzun bir sakatlıktan çıkan O’Brien da doğal olarak maç temposunu kaybetmiş olduğundan çok kötü başlayınca maç başı tam bir kabusa döndü. Olumlu olan ise koç Ene’nin onu ısrarla oyunda tutmasıyla sonlarda normal oyununa dönmesiydi. Rövanşta muhakkak daha iyi oynayacaktır.
Pasecniks yine sertlik yüzünden kaybolurken, Trıifunovic hiç sorumluluk alamadı. 17 sayılara çıkan farkı 4 sayıya getirmemize rağmen saçma üçlük sevdası ile makul fark seviyelerinde bitirebileceğimiz maçı 84-72 kaybederek yarı finali zora soktuk. Eğer bu tur geçilecekse son 30 saniyede Reed’in soktuğu 6 faul atışı çok önemli olacak derken, tersi durumda maçın en eli yüzü düzgün oyuncusu Bankston’un son saniyede çok acemice yaptığı basket faul de bayağı konuşulacaktır.
Rakip Bilboa ise; vasat bir İspanyol takımı. Liginde 12. sırada. Çok atletler, sert savunma yapıyorlar, yaşlı ve tecrübeli Dragiç ile asla bizim ayarımızda, kalitemizde bir takım değiller ama maçlar kâğıt üstünde değil sahada kazanılıyor. Bana göre hala favori Tofaş. 12 sayı kapatılamayacak bir fark değil. Akıl koyarak oynayıp seyirci baskısı ve atmosfer ile çarşamba yarı finale çıkabiliriz. Dışarı çıkan bir topta izleme yerine hava atışı kararı bu kupada hakem kalitesinin ne kadar düşük olduğunu gösterdi.
Diğer 3 eşleşmeden 2’si berabere bitti. (İki maçlı serilerde beraberlik olursa uzatma olmuyor, ancak her iki takım birer maç kazanırsa ve sayı farkları eşitse uzatma oynanıyor) Yani 1 sayının bile çok önemi varken bu oyun aklı olmayan basketbol Tofaş’a hiç yakışmadı. Kulüp olarak Koraç finalinde dramatik bir şekilde evimizde kupayı ellerimizle Yunanlılara vermiştik. O andan bu yana Avrupa’da bir kupaya bu kadar yakın olduğumuz (Her ne kadar 4. kupa olsa da) başka bir sene olmadı. Çarşamba günü bunu da hatırlayarak salona gelip maç sonuna kadar takıma destek olmak çok önem kazandı.