Bayram sonrası Tofaş’ta yaşanan gelişme sonrası koç Orhun Ene takımdan ayrıldı. Elenilen maç sonrası sezona veda yemeği paylaşımlarında Ene’yi göremeyince bu işin sona erdiğini anlamıştım, nitekim de öyle oldu.
Sözleşmesi biten bir antrenör ile sezon bitmeden gelecek sezon planlamaları yapılır, konuşulur her iki tarafında yol haritalarını oluşturmasına zemin hazırlanır. Tofaş’ta iki dönem uzun yıllar emek vermiş bir koç en azından bunu hak ediyordu. Sezon başlarında az para harcıyoruz diye ucuz ve riskli oyuncularla takımı kurup bunu da marifet gibi anlatan İstanbul yönetimi, maalesef takımın seyirciden ne kadar uzaklaştığını fark edemezken, Bursa deplasmanının rakiplere korku verdiği yılları bizlere unutturdu.
Ene ile Milli Takım’da da beraber oynamış olmam ve kendisini sevmem belki biraz duygusal yaklaşmama neden olabilir ancak koçluk dışında önce iyi bir insan. Bursa’da herkes tarafından sevilen, maç sonu demeçlerinde rakibi incitmeyen onlara saygısını gösteren ve ülkede bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar olan iyi koçlardan biri.
Bu işe en fazla üzülen de torunum Alp oldu. Bu haberi verince yıkıldı. Komşusu Orhun abisinin (ben dedesiyim ama tüm arkadaşlarıma abi diyor) Bursa’da yaşamaya devam edeceğini öğrenince bir nebze olsun üzüntüsü hafifledi.
Sonuçta; hataları muhakkak oldu ancak bütçe ve kadro kalitesi olarak başarılı geçen bir sezondu. Bahçeşehir geçilse devam, geçilmedi sesimizi çıkarmayalım kendi bıraksın anlayışı ile belki yeni sezonda bütçe kısmaya gidecek bir Tofaş, bunu koç Ene’ye artık kabul ettirmenin zor olacağını düşünüp kendisinin bırakmasını beklemek şık olmadı.
Tofaş’a da hiç yakışmadı.