Yunanistan’a Kurtuluş savaşından sonra yaşadıkları en büyük travmayı yaşatarak müthiş bir basketbol sonunda 94-68 ile Avrupa şampiyonasında finale çıktık.
Takımın her unsuru mükemmel hazırlanmış ve işledi, ancak en büyük payı tabii ki turnuvanın da en iyi koçu Ergin Ataman’a vermemiz lazım. Rakibi iyi tanıyor demiştim. Bu avantajı ile mükemmel bir savunma yaptırdı.
3 hakemden Kanadalı olanı fark açılmasın ve hatta kapansın diye çok uğraşmasına rağmen (Alpi’nin bir 3 atışlık ve bir basket faulünü göz göre göre yedi) o da bizim takımın önünde duramadı.
Cedi oynar mı, oynayamaz mı derken çıktı, 17 sayısını attı ve yine aslanlar gibi mücadele etti. (sağlık ekibimizi de burada kutluyorum).
Larkin gereken zamanlarda önemli dokunuşlarını yaptı ve tercih nedenini tescilledi. Şehmuz ve Furkan yine çok kritik katkı verdiler. Turnuva boyunca üstüne koyarak 8’de 8 yaptık ve zirveye sonuna kadar hak ederek geldik. Artık bu yoldan dönmek yok kupanın ucundan tuttuk başka yolu yok biz Şampiyon olacağız.
Final maçı muhakkak zor geçecek, zaten finale de en iyi basketbol oynayan iki takım kaldı.
Pazar günkü performanslar, sakatlıklar, şans faktörü, sonucu belirleyecek ama ben takımımızın şansını en az Almanlar kadar hatta bir tık fazla olarak görüyorum. Ne olursa olsun sonuna kadar mücadeleyi bırakmayacaklarından eminim.
Bu turnuva gurbette ve takımımız önüne geleni ezip geçti. Belki de 12 canavar adam ya da 12 Dev Yürek bu takıma çok uygun sloganlar olabilir.
Haydi çocuklar son 40 dakika, alın şu kupayı.