Toplum uzun zamandır gergin. Silahlı kuvvetlerimiz harpte. Gereksiz ve zamansız siyasi tartışmalar sürüyor.
Gelin şu siyasetin ruh sağlığımızı bozan gelişmelerinden biraz uzaklaşıp, denizlere atalım kendimizi. Deniz, havası ve yaşamıyla,görsel tablolarıyla, içimizi rahatlatan dalgalarıyla, hafif meltemiyle ilaç gibi gelir hepimize. Neden canımız sıkkın olduğunda biraz deniz havası alalım diye sahile koşarız hep. İşte bu yüzden…
Ülkemizin tatil cenneti Bodrum’un güzel bir âdeti vardır. Her yıl sezon bittiğinde, denizciler ve denizseverler tekneleriyle geleneksel bir yarışa katılırlar ve bir hafta tüm sorunlarından ve üzüntülerinden uzaklaşarak, hayatın tadını ve keyfini çıkarırlar.
Kentin sevilen önderlerinden Erman Aras’ın organize ettiği ve 28 yıldır devam eden Bodrum Cup yarışlarına yüzlerce kişi gulet, tırhandil, katamaran gibi değişik yelkenli teknelerle katılırlar, önceden belli rotalarda yarışırlar ve akşamları da değişik etkinliklerle güzel vakit geçirirler.
YELKENLER AÇILDI…
Bu yarışların asıl amacı,milleti yelken sporuna özendirmek ve görkemli Bodrum teknelerinin yelkenlerini çalıştırmaktır. Çünkü o güzelim kocaman teknelerin çoğu, yelkenleri direklerine dolayarak motorlarla gezinmeyi tercih ederler. Madem yelkenleri kullanmayacaktın, ne diye dünyanın parasını verip yaptırırsın o muhteşem sanat eserlerini?.. Günümüz denizcilerinin çoğu, zahmetli olduğu için pek yelken basmayı sevmezler. Ama Erman Aras çıktı, bu tembelliği bozarak yelkene eski itibarını kazandırdı.
Şimdi Gökova’da, Hisarönü’nde, Göcek’te, Bodrum-Marmaris -Fethiye’de, Ege ve Akdeniz’in hemen hemen her yerinde yelkenlerini açmış, rüzgârdan hafif yana yatmış tekneleri zevkle seyrediyoruz. İşte bunun mimarı Erman Aras ve çıkış merkezi Bodrum’dur. Bodrum aslında sadece tekneleriyle değil,dünyaca ünlü tersaneleriyle de denizciliğimizin önemli bir merkezi haline gelmiştir. Gelmiştir ama,maalesef devletten aynı desteği görememiştir. Devlet tersanelerde bir düzen sağlayamamış,onlara yasalara uygun ve sağlıklı yerler tahsis edememiş,kredilerde hayli cimri davranmış ve hepsini kendi kaderlerine terk etmiştir. Buna rağmen o tersaneler, yaptıkları o harika teknelerle bütün dünyaya parmak ısırttılar,10-15 milyon dolarlık tekneleri dünyanın tanınmış zenginlerine sattılar. Bugün Amerikalı ve Rus patronların altında Türk tersanelerinde ve özellikle Bodrum’da yapılmış tekneler var.
BATILILARLA ARAMIZDAKİ FARK…
Bizim Bodrum’un dağınık tersane bölgelerindeki gösterişsiz ve elverişsiz tesisler, başka bir ülkenin elinde olsa,orayı turizm merkezi ilan ederler, tersaneleri turistlere ücretle gezdirirler, teknelerin minik maketlerini , t-Siirt ve havlularını, şapkalarını, anahtarlıklarını gezenlere satarlardı. Ama bizde öyle kafalar nerede… Daha düne kadar belediyeler çöplerini, “orası senin bölgen-hayır benim bölgem” diye doğru dürüst toplamazlardı bile. Hayır, insan neye üzülüyor biliyor musunuz,biz Türkler böbürlenip duran Avrupalılardan geri miyiz? Buna katılmam mümkün değil işte. Çok konuda onlardan çok daha ileriyiz.İşte size dar imkanlarla denizcilikte yarattığımız bir mucizeden bahsediyorum. Peki, Batılılarla aramızdaki fark ne? Onlar daha iyi ve ciddi yönetiliyorlar, biz ise hâlâ ilkel yönetim bulvarlarında seyrediyoruz. Çoğumuz iyiye ve güzele düşmanız sanki. İyi bir şey gördüğümüzde alkışlamaktan ziyade çekiştirmeyi ve eleştirmeyi tercih ediyoruz. Acı ama, kabul etsek de etmesek de gerçek işte…
CARETTA GRUBU…
EKİPTE KİMLER VAR?
Kadro giderek büyüyor ve eski Muğla Valisi Cemil Serhatlı ve diğer Caretta’larla iyice güçleniyordu. Peki Caretta adı nereden çıktı dersiniz? Onu da anlatayım… Tekne o kadar büyük ve hareket kabiliyeti o kadar sınırlıydı ki, ilk yıl yarışlarda teknelerin çoğu finişe girerlerken biz ancak start alabiliyorduk. Tabii bu durumda her yarışta nal topluyor ve son sıralara düşüyorduk.Tekne iyi gitmediği ve kaplumbağa gibi yavaş yol aldığı için adımız Caretta’ya çıktı ve öyle de kaldı…
Yarışların sonuçlarını merak ediyor musunuz? Biz Caretta’lardan Behzat Aksaray ve Cem Çağatay katamaran tekneleriyle birincilik aldılar. Biz yarıştığımız Dedeman’ın Siu teknesiyle grubumuzda üçüncü olduk. Kupa değil ama, galiba bir şilt alabileceğiz.
İşte sizlere denizden haberler…Bilmem siyasetin gergin ortam ve havasından sizleri bir miktar da olsa uzaklaştırabildim mi?