Olay Gazetesi Bursa

Kırılma maçı

11 haftanın totaline baktığımızda, Bursaspor kötü futbol oynamadı. Sivas ve Trabzon‘un 70 dakikasını saymasak genelde tatminkar bir görüntü vardı. Takımın en büyük zaafı, zor gol atabilmesi. Bu açığını da az gol yiyerek kapadı.  Yeşil beyazlılar, attığı kadar yiyen tek takım (9 gol). Keza evinde oynadığı maçlarda Samet hocanın öğrencileri hiç maç kaybetmemesinin yanında kalesinde yalnızca […]

11 haftanın totaline baktığımızda, Bursaspor kötü futbol oynamadı. Sivas ve Trabzon‘un 70 dakikasını saymasak genelde tatminkar bir görüntü vardı. Takımın en büyük zaafı, zor gol atabilmesi. Bu açığını da az gol yiyerek kapadı. 

Yeşil beyazlılar, attığı kadar yiyen tek takım (9 gol). Keza evinde oynadığı maçlarda Samet hocanın öğrencileri hiç maç kaybetmemesinin yanında kalesinde yalnızca 1 gol gördü. 

4 Haftalık yenilmezlik özgüven getirdi. Bursaspor‘un ilkyarının kalan haftalarında fikstürü tam dişine göre… Kasımpaşa, Erzurum, Antalya ve Malatya ile evinde Akhisar ve Göztepe ile deplasmanda oynanacak 6 maç var. Kağıt üzerine baktığımızda iştahı kabartan, hesapları 3 puan üzerine kurabileceğiniz bir tablo.

Akıldan geçenlerin somutta gerçekleşebilmesi için Bursaspor’un Kasımpaşa’yı mutlaka yenmesi gerekiyor. Rakibin hucüm gücü ortada. Ama zaafları da var. Mustafa Denizli’nin öğrencileri 24 golle ligin en çok gol atan takımı. Lakin kalesinde gördüğü 18 golle de en çok gol yiyen 4 takımdan da biri… 

Saivet’in takıma dönmesi hücum zenginliğini artıracaktır. Sakho‘da ağzımıza bir parmak bal çaldı ama gerisini getirmedi. Onun da artık sahneye çıkma zamanı geldi.

Latovlevici ve Burak‘tan Alanya karşısındaki performans gelirse işler bir o kadar kolay olacaktır. Netice de Bursaspor‘un bu sezon çizeceği rotanın şekillenebileceği en önemli maçından biri.

Kazanırsa hesaplar ve hedefler de farklı yapılacaktır. Kulüp ekonomisi el verdiği sürece kısmını da ekleyelim…

Adı derbi gerisi tıraş!

Son yıllarda FenerbahçeGalatasaray maçların şöyle gözünüzün önüne getirin. Kaç maçın sonunda futbolu, oyuncu performanslarını, tekniği, golleri konuştuk. Gerilimden beslenen iki takım…

Kendi sıkıntılarını örtbas etmek için bazen biri, bazen her ikisi de derbiye sarılırlar. Tansiyon hep yüksek tutulur. Cuma akşamı “Bu maçta bir sıkıntı olmaz” demeye kalmadan ortalık yine toz duman oldu. Evet; bu tür karşılaşmalarda adrenalin yükselir, sinirler gerilir ama bu kadar olmaz be kardeşim. Çirkinlik diz boyu…

Futbolcu kovalayanı, saç çekeni, tokat atanı, küfür edeni, uçarak geleni maşallah ne ararsan var. Taraftar coşkuludur; ama yöneticiler, teknik adamlar da yanan ateşe benzin atarsa bu iş çığırından çıkar… Bakın o ibretlik görüntülerden sonra bir tek özür dileyen yok. Tek dertleri, sorumlu arayıp, hedef göstermek…

Ya gencecik bir taraftar hayatını kaybetmiş. Ölümün rengi olmaz… En azından Koray Şener kardeşimizin son yolculuğuna uğurlamaya gidip, nezaketen de olsa birlikte dostluk mesajı verseydiniz. Avrupa medyasında; Şampiyonlar Ligi, UEFA Avrupa Lig‘indeki takımlarımızın performansı ile yer alacağımıza kavga, çirkinliklerle manşetleri süslüyoruz…

Futbolun kalitesi zaten her geçen gün dibe doğru gidiyor. Çocukların rol model aldıkları bu takımların düştüğü hallere bakın. Şimdi fatura kesilecek. Bakalım PFDK hak edenlere hak ettiği cezaları verebilecek mi? Yoksa cezalar daha önce olduğu gibi göstermelik mi olacak? Sizce…