Tövbe-i istiğfar, bu dünyada yaşayan bir insan olarak bilerek veya bilmeyerek her birimizin hatalarımız, yanlışlarımız vardır. Sevgili Peygamberimiz (s.a.s) “Âdemoğlu hata eder, günah işler ancak hata edenlerin en hayırlısı tövbe edenlerdir.” Başka bir hadis-i şerifte ise “Eğer siz hiç günah işlemeseydiniz, Allah-u Teâla sizi helak eder ve yerinizde günah işleyerek ve hemen tövbe edecek kimseleri yaratırdı.” (Müslüm)
Cenab-ı Hak Kur’an-ı Kerim’de, “Ey iman edenler! Samimiyetle, kararlılıkla Allah’a tövbe edin” buyurarak sizlerden tövbelerimizin samimi olmasını istemektedir. Bazı günahlar var ki tövbe etmekle kurtulamayız. Eğer namaz kılmıyorsak, bunun tövbesi hemen namaza başlamak. Kılmadığımız namazları kılarak tövbe etmeliyiz. Eğer bir kul hakkı varsa, bunun tövbesi sahibiyle, sahibini bulamazsan varisleriyle yerleşmektir. Bir mümin, günah işlediği zaman derhal tövbe etmesi farz bir ibarettir. Buna tövbeyi istiğfar diyoruz. Tövbe, günahına pişman olmak, istiğfar affedilmesi için Allah-u Teâlâ’ya yalvarmaktır. Tövbe dil, kalp, beden ile yapılır. Dilin tövbesi özür dileyerek af istemek, kalbin tövbesi pişman olmak, bedenimizin tövbesi ise o günahı bir daha yapmamak.
Hazreti Ömer (ra) hazretleri bir hata, yanlış yaptığı zaman, önce özür dileyerek affını ister, sonra bir sadaka verir, daha sonra iki rekat namaz kılarak Allah’dan affını isterdi. Sevgili Peygamberimiz (s.a.s) buyurdular ki, pişmanlık tövbedir. Günahına tövbe eden, hiç günah işlememiş gibidir. Allah-u Teâla tövbe eden kulunun tövbesine çok sevinir. Sevgili Peygamberimiz buyurdular ki, “Bir kimse çölde su ve yiyecek yüklü devesini kaybetse, onu aramaktan yorgun düşüp uyusa, uyandığında devesinin başucunda beklediğini görünce nasıl sevinirse, Allah’da kullarının tövbesi için öyle sevinir. Allah cc Hazretleri Hazreti Musa’ya buyurdular ki, “Ya Musa, filan köyde benim bir dostum var. Köylüleri cenazesine sahip çıkmadılar. O köye varıp cenazesini kaldır.” Hazreti Musa o köye geldi, ölen kişinin evini sordu. Köylüler, “Ya Musa, o adam için mi geldin? Bütün köylü onun yaptıklarından bıktı, kimse cenazesine sahip çıkmadı.” Hazreti Musa cenazeyi defnettikten sonra Allah-u Teâla’ya ellerini açarak, “Ya Rabbi, bu adama herkes kötü diyor, sen ise dostum diyorsun. Bunun hikmeti nedir?” “Ya Musa, köylülerin dedikleri doğru. Onlar günahlarını biliyorlar. Bense seher vaktinde yüzünü toprağa sürüp ağlayarak tövbe edip af istediğini biliyorum.”
İmam-ı Rabbani Hazretleri buyurdular ki, “Af ve mağfiret için çok yalvarmalıyız.” Her zaman, özellikle seher vakitlerinde, Estağfirullah el azim, ellezi la ilahe illa huvel hayyül kayyum ve etübileyh. (Her şeyi yoktan var eden Yüce Allah’ım, günahlarıma istiğfar ediyorum ve sana sığınıyorum). Her zaman çok tövbe istiğfar edelim. Peygamber Efendimizin (s.a.s) buyurdukları kıyamet günü defterinde çok tövbe istiğfar bulunanlara müjdeler olsun.
Başını koy secdeye ey Mehmet
Ben ettim, sen etme diye ağla
Rabbim lütfu ile eder rahmet
Yeter ki gönlünü Hakk’a bağla