Olay Gazetesi Bursa

Bağırsak sağlığı neden çok önemlidir?

Kıymetli okurlarım… Bağırsaklarımız 300-400 metrekare bir alan oluşturur. Burada gıdaların artık hazır olup kanımıza emilmesi ve uygun yerlere taşınması temel olaydır. Bağırsaklarımızın bilindiği kadarı ile yüzbinlerce yıldır var olan bir işleyiş sistemi vardır. Bağırsak hücreleri ve buralarda bulunan probiyotik etkili mikroorganizmalar (sayıları 100 trilyon civarıdır) birlikte görev yaparak sağlıklı bir emilim gerçekleştirirler. Yan yana duran […]

Kıymetli okurlarım…

Bağırsaklarımız 300-400 metrekare bir alan oluşturur. Burada gıdaların artık hazır olup kanımıza emilmesi ve uygun yerlere taşınması temel olaydır.

Bağırsaklarımızın bilindiği kadarı ile yüzbinlerce yıldır var olan bir işleyiş sistemi vardır.

Bağırsak hücreleri ve buralarda bulunan probiyotik etkili mikroorganizmalar (sayıları 100 trilyon civarıdır) birlikte görev yaparak sağlıklı bir emilim gerçekleştirirler.
Yan yana duran tuğlalar ve aralarında bulunan çimento temel maddeli bir duvar düşünün. Tuğlalar bağırsak hücreleridir. Aradaki çimentoyu tutan güç ise probiyotik mikroorganizmaların ürettiği enerjiyi bağırsak hücrelerine vermelerinden kaynaklanır.

Bu mikroorganizmalar azaldığında enerji azalır ve aradaki çimentonun kaplayıcı özelliği bozulur, oluşan boşluklardan istenmeyen bazı maddeler kana karışabilir. İşte son yıllarda bilim insanları bu konu üzerinde çok durmaktadırlar. Bir çok hastalığın temelinde yatan nedenin bu kana karışan ve enflamasyon doğuran sistem olduğu düşünülüyor.

Yakın literatürde bazı hastalıkların bağırsak sağlığı ile yakın ilişkide olduğu bilim insanlarınca kabul görmektedir. Allerjiler (Pediatrica 2005), Ankilozan Spondilit (J.Rheum 1999), Astım (Clin.Immunology 1996), Otizm (Med.Biol 2003), depresyon (Neuroend.2008), gastrit, kronik yorgunluk, otoimmun hepatit, Tip 1 diyabet, Hashimoto Hastalığı, migren, gebelik kolestazı, multipl skleroz, şizofreni, gül hastalığı, rahim düşüklüğü gibi daha bir çok hastalık bu grupta değerlendirilebilir.
Eğer bağırsaklarımızda faydalı mikroorganizmalar azalırsa genellikle bunların yerini kandida dediğimiz fırsatçı mantarlar alır. Bu durumu bir şey nasıl mantarlaşıp küfleniyor ise bağırsaklarımızda da küflenme var gibi düşünebiliriz.

Daha önceleri de belirttiğim gibi bağırsak floramızı en fazla bozan durumlar batı tarzı beslenme (boş kalorili gıdalar, saflaştırılmış un, şeker, rafinerizasyon, geleneksel beslenme tarzından uzaklaşma), antibiyotik kullanımı, alkol, bir çok ağrı kesici grubu ilaçları, kadın doğum konulu bazı ilaçlar, bazı diş macunlarıdır.
Çok garip gelse de bağırsaklarımızda kandidaların hakimiyeti bizde dilde ve beyindeki tat ile ilgili kısımları adeta hakimiyeti altına alır. Bunu bir takım fizyolojik ve biyokimyasal yollar ile yaparlar.

Günümüzde büyük bir çoğunluğa sahip konu ile ilgili bilim insanı, vücudun yağlanmasının en büyük nedeninin kandidaların hakimiyeti olduğunu belirtmektedirler. Bugün ulusal sağlık kaynakları 250 milyon ABD vatandaşının bu mantardan etkilenmiş olabileceğini belirtiyor. Genel olarak bağırsaklarımızda kandida hakimiyeti olduğunda aşağıdaki belirtilere rastlayabiliriz:

– Kronik yorgunluk ve genel halsizlik hali
– Ayaklarda, tırnaklarda mantar oluşumu, egzema, pamukçuk gibi durumlar
– Gaz, mide krampları, karın ağrıları, ishal veya kabızlık
– İdrar yollarında hassasiyet, rahat idrar yapamama
– Adet düzensizlikleri, sinirlilik, depresyon.
Çok basit birkaç tetkik ile bağırsaklarınızda kandida yoğunluğunu tespit edebilirsiniz. Bağırsaklarınızı iyi koruduğunuzda beyin sağlığınızı da korumuş olacağınızı biliyorsunuz.

Sağlıklı günler dilerim…