Olay Gazetesi Bursa

Günün birinde

Bu dünya soğuyacak günün birinde. Hatta bir buz yığını yahut ölü bir bulut gibi de değil, boş bir ceviz gibi yuvarlanacak zifiri karanlıkta uçsuz bucaksız. Şimdiden çekilecek acısı bunun, duyulacak mahzunluğu şimdiden. Ünlü Türk Şairi Nazım Hikmet’ten bu dizeler. Sanki dünyayı yerle bir eden Covid-19 pandemisi ile ilgili yazılmış yıllar önce. Çoğumuzun merak ettiği ancak […]

Bu dünya soğuyacak günün birinde. Hatta bir buz yığını yahut ölü bir bulut gibi de değil, boş bir ceviz gibi yuvarlanacak zifiri karanlıkta uçsuz bucaksız. Şimdiden çekilecek acısı bunun, duyulacak mahzunluğu şimdiden. Ünlü Türk Şairi Nazım Hikmet’ten bu dizeler. Sanki dünyayı yerle bir eden Covid-19 pandemisi ile ilgili yazılmış yıllar önce. Çoğumuzun merak ettiği ancak çevremizdeki kaynaklardan cevabını pek de alamadığı bir sorunun cevabını sizler için derinlemesine araştırdım. Bu konuda yeterli bilgiye zaten sahiptim ancak güncel bilgiler ile destekleyerek sizlere aktarmak istedim. Soru şu: Neden bazı insanlar Covid-19 enfeksiyonu sonucu ağır hastalanıyor veya ölüyorken bazıları bunu hafif atlatıyor ve hatta farkında olmadan atlatıyor?
Yale Halk Sağlığı Okulu’ndan James Hamblin’in 21 Nisan 2020 Tarihli bir makalesi Covid-19’a yol açan virüsün hastalık yapma gücü konusunda aydınlatıcı bilgiler veriyor. İtalya’da son zamanlarda yapılan bir çalışma virüsü alan insanların % 43’ünde hiçbir semptomun görülmediğini gösteriyor. Bazı çalışmalar insanların % 80’inin bu hastalığı çok hafif atlattığını veya belirti göstermeden geçirdiklerini belirtiyor. Virüsün kuluçka döneminde bağışıklık sistemi güçlü olan kişilerde virüs sayısı azaltılabilmekte ve akciğerlere ulaşması önlenebilmektedir. ABD’de yapılan incelemelerde bu hastalığa yakalanan veya ölenlerin büyük bir çoğunluğu sosyo ekonomik düzeyi düşük olan insanlardan oluşmakta. İyi beslenen, temiz hava ve içme suyuna sahip olan, rahat ve huzurlu bir ev ortamı olan insanlar erken yaşamlarında da bağışıklığını ne kadar çok güçlendirirse bu virüse karşı o kadar dayanıklı oluyorlar.
Öyle ki bu durum kronik hastalıkları olan ve ileri yaşlardaki hastalar için bile geçerlidir. Burada genetik faktörlerin de rolü küçümsenmeyecek kadar etkilidir.
Halk Sağlığı Öğretim Üyesi Dr.Abela Mohimbo kaynaklı 22 Nisan 2020 tarihli bir makaleye göre çocukların olgunlaşmamış bir bağışıklık sistemi olmasına rağmen bu hastalığa daha dirençli olmasının nedeni doğuştan gelen bağışıklık sistemlerinin halen iyi bir aktivite göstermesinden kaynaklanmaktadır. Öyle ki, bunların dokularında bulunan bazı protein ve moleküller ve bazı beyaz kan hücreleri gelen ne kadar düşman varsa bunlara saldırmaktadır. Yani tepki geneldir ve yetişkinlere göre daha güçlüdür. İleri yaşlarda mikroba hassas bağışıklık elemanları oluşturana kadar bu sistem onları korumaktadır.
Buraya kadar yazılanlardan anlaşıldığı üzere iyi beslenmek bu virüsün yaptığı enfeksiyonlardan korunmak için önemli bir faktör. Daha önceki yazılarımda belirttiğim gibi özellikle A, B, C ve D vitaminlerine (özellikle C ve D) ilaveten selenyum, çinko, magnezyum ve demir başta olmak üzere bazı elementler bağışıklık sistemi için çok önemlidir. Beslenirken tat tomurcuklarımız mest olsun diye değil, bağışıklık sistemi başta olmak üzere tüm hücrelerimiz güçlü olsun diye beslenmeliyiz.

TEŞEKKÜRLER TÜRKİYEM
Rehavete kapılmadan daha da dikkatli olmalıyız. Şu an sadece bulaştırıcılığın belini büktük. Bu sıkıntılı günlerde dünyanın bir çok ülkesinden daha hızlı tedbirleri alarak okullardan işyerlerine, camilerden alışveriş merkezlerine kadar düzenlemeler yapan yetkililere, sağlık camiamızın tüm neferlerine, polis ve jandarma teşkilatımıza, elinden geleni yapan esnafımıza, tüm emekçilerimize ve tarih boyunca hep asaletini göstermiş aziz milletimize sağduyusu nedeni ile içtenlikle teşekkür ediyorum. Ölenlerimize rahmet, hastalarımıza acil şifalar diliyorum. Ülkem her daim huzurlu, sağlıklı ve mutlu olsun. Bunu fazlası ile hak ediyor.