Olay Gazetesi Bursa

Uzun yaşamın sessiz kahramanı: Uykunun biyolojik yaş üzerindeki etkisi

Sağlıklı beslenmek, düzenli egzersiz yapmak ve sigaradan uzak durmak… Bunlar uzun yaşam denince akla gelen ilk kurallar. Ancak son yıllarda bilim insanları, belki de en az dikkat ettiğimiz bir başka alışkanlığın daha yaşlanma sürecinde belirleyici olduğunu söylüyor: Uyku. Yeni araştırmalar, uyku kalitesinin ve süresinin sadece dinlenmekle kalmayıp, vücudun biyolojik yaşını da doğrudan etkilediğini gösteriyor. Yani, […]

Sağlıklı beslenmek, düzenli egzersiz yapmak ve sigaradan uzak durmak… Bunlar uzun yaşam denince akla gelen ilk kurallar. Ancak son yıllarda bilim insanları, belki de en az dikkat ettiğimiz bir başka alışkanlığın daha yaşlanma sürecinde belirleyici olduğunu söylüyor: Uyku.

Yeni araştırmalar, uyku kalitesinin ve süresinin sadece dinlenmekle kalmayıp, vücudun biyolojik yaşını da doğrudan etkilediğini gösteriyor. Yani, uyku sadece yorgunluk gidermez aynı zamanda yaşlanma hızını da yavaşlatabilir.

Beyin ve bağışıklık sistemini uyku onarıyor

Columbia Üniversitesi’nde yapılan bir çalışmada, düzenli ve kaliteli uyku uyuyan kişilerin beyin ve bağışıklık sistemi hücrelerinde yaşlanma belirtilerinin önemli ölçüde azaldığı gözlemlendi. Uyku esnasında vücut, gün içinde biriken toksinleri temizliyor, hücreleri onarıyor ve bağışıklık sistemini yeniden dengeliyor.

Araştırmalara göre, her gece 6 saatten az uyuyan bireylerde bu onarım süreci tam gerçekleşemediğinden, vücut daha hızlı yaşlanıyor. Uzmanlar, kötü uyku alışkanlıklarının, tıpkı kötü beslenme kadar tehlikeli olabileceğini vurguluyor.

Biyolojik yaş ile kronolojik yaş aynı şey değil

Biyolojik yaş, vücudun hücresel düzeydeki gerçek yaşını ifade ederken, kronolojik yaş takvim yaşıdır. Uyku düzeni, bu iki yaş arasındaki farkı belirleyen en önemli etkenlerden biri olabilir. Yani yaşınız 40 olabilir ama uyku alışkanlıklarınız sizi biyolojik olarak 50 yaşında gösterebilir.

Bilim insanları, özellikle derin uyku evresinin bağışıklık hücrelerinin yeniden yapılanmasında ve beyin hücrelerinin dinlenmesinde kilit rol oynadığını belirtiyor. Bu evreyi düzenli ve sağlıklı yaşamak, vücudu adeta “yaşlanma hızını sıfırlayan” bir moda sokuyor.

Ne yapmalı?

Her gece aynı saatte yatıp kalkmak,

Uyumadan en az 1 saat önce ekrandan uzaklaşmak,

Kafein ve ağır yiyecekleri akşam saatlerinde sınırlamak,

Günde 7-9 saat arasında, kesintisiz uyumak…

Basit gibi görünen bu alışkanlıklar, uzun ve sağlıklı bir yaşam için tahmin ettiğimizden çok daha fazla önem taşıyor.

Belki de artık “genç kalmak” için kozmetik raflarına değil, yastığımıza yönelmemizin zamanı gelmiştir.