Olay Gazetesi Bursa

Almanya Trump’a teşekkür etmeli

Almanya’da, genel seçimlerin arkasından yaklaşık beş ay geçmesine karşın bir türlü hükümet kurulamıyordu. Sosyal Demokrat Parti’yle Hıristiyan Birlik partilerinin Merkel’in başbakanlığında “büyük koalisyon” oluşturmaları bekleniyordu ama partilerin üyeleri onay vermiyordu. Almanya hükümetsizdi. Oysa ülke, her zamankinden çok hükümete ihtiyaç duyulan bir dönemden geçiyordu. Üstelik Avrupa Birliği de, hatta Avrupa’nın tamamı da, Berlin’de hükümetin kurulmasını bekliyordu. […]

Almanya’da, genel seçimlerin arkasından yaklaşık beş ay geçmesine karşın bir türlü hükümet kurulamıyordu.

Sosyal Demokrat Parti’yle Hıristiyan Birlik partilerinin Merkel’in başbakanlığında “büyük koalisyon” oluşturmaları bekleniyordu ama partilerin üyeleri onay vermiyordu.

Almanya hükümetsizdi. Oysa ülke, her zamankinden çok hükümete ihtiyaç duyulan bir dönemden geçiyordu.

Üstelik Avrupa Birliği de, hatta Avrupa’nın tamamı da, Berlin’de hükümetin kurulmasını bekliyordu.

*

İmdatlarına Trump yetişti diyebiliriz…

ABD Başkanı çıktı ve ithal çelikle alüminyuma uygulanan gümrük vergilerini yüzde 20’ye varan oranlarda artırma kararı aldıklarını açıkladı. Üzerine bir de “Ticaret savaşları iyidir” lafını ekledi.

İşte o zaman Almanya’da, beş aydır anlaşamayan Sosyal Demokrat ve Hıristiyan Demokrat üyeler, her şeyi bir yana bırakarak koalisyon kararını aldılar ve hiç bekletmeden imzaları da çaktılar.

Çünkü ABD Başkanı’nın açacağı ticaret savaşları yeni bir dünya savaşını da tetikleyebilirdi. Bunun farkına vardıklarına göre gereğini yapacaklardı. Yaptılar da… Hem de büyük bir hızla.

*

Bu durumun Avrupa Birliği açısından anlamını Frankfurter Allgemeine Zeitung şöyle yorumladı:

“Avrupa birçok sorunla baş etmek zorunda. Bu bakımdan Almanya’nın yeniden işler hale gelip kolları sıvaması iyi olacak. [Çünkü] daha fazla kaygı ve güvensizlik yaratacak jeopolitik ve jeoekonomik gelişmeler Avrupa’yı bekliyor.

Bu zamanda Avrupa’daki rolünün bilincinde olan ve sorumluluktan kaçmayan bir Alman hükümetine ihtiyaç duyulacaktır.

Avrupa’nın yönetimi hegemonyaya dayanmasa da, merkezi güç Almanya ağırlığını koymadan AB ilerleme kaydedemez. Büyük koalisyonun, Avrupa planlarının üzerinde ne kadar etkili olacağını bekleyip göreceğiz.”

*

Fransa’nın ne yapacağı, ne diyeceği henüz bilinmiyor.

Elize Sarayı olasıdır ki, durum değerlendirmesi yapıyor.

İyi de, Almanya’nın liderliğini kabul etmekten başka bir seçeneği olabilir mi Cumhurbaşkanı Macron’un?

Yoksa bir çılgınlıkla başrol oyunculuğuna mı soyunur?

Ya da ortaklık mı önerir?

*

ABD karşısındaki AB’nin sorunları az buz değil.

Neyse ki Merkel, sadece Macron’u değil AB’deki diğer liderleri de kucaklayacak olgunlukta bir lider.

Ama önce onun yeni hükümeti kurmasını ve koalisyonda uyum sağlamasını beklemek gerekiyor.

Doğu Akdeniz’de ABD Rumlarla el ele

Doğu Akdeniz’deki “sondaj” geriliminde ABD baştan bu yana Rumların eylemsiz ve sessiz destekçisiydi. Ama bu kez… Türk Deniz Kuvvetleri’nin, İtalyan petrol şirketi ENI’den kiralanan sondaj gemisini engellemesinin ardından… Washington devreye girdi ve petrol devi Exxon’ın iki gemisini bölgeye gönderdi. Yani ABD, Doğu Akdeniz’deki soruna Rumları açıkça destekleyerek kendini de dahil etti.

Bu tavrıyla ABD şunu demek istedi: “Ada’nın sahibi Rumlardır. Ben de Rumları destekliyorum. Ve onların tek yanlı Münhasır Ekonomik Bölge, kısa adıyla MEB ilanını tanıyorum.”

Şimdi sıra KKTC’de ve Türkiye’de… Emekli Tümamiral Cem Gürdeniz’in Amerika’nın Sesi’ne yaptığı açıklamada belirttiği gibi, Rumların yaptığının aynısı yapılmalıdır. Yani bir yandan tek yanlı olarak MEB ilan edilmeli, diğer yandan da Birleşik Kıbrıs düşüncesinden vazgeçilmelidir.