Venezuela’daki ABD destekli darbe girişimi dünyada ilginç bir saflaşmaya neden oldu.
Çok sayıda irili ufaklı ülke darbe girişimine destek vererek ABD’nin yanında yer alırken tabii ki karşı çıkanlar da vardı.
Her iki tarafı sıralamak gerekir. Günü gelir bu liste kimin ne olduğunu anlamak açısından sağlıklı bir gösterge olur.
Önce ABD’ye destek verenlere bakalım: Kanada, Arjantin, Şili, Kolombiya, Brezilya, Kosta Rika, Honduras, Panama, Paraguay, Guatemala, Peru, İngiltere, Almanya, Fransa, Danimarka ve AB Konseyi.
Şimdi de ABD’ye karşı çıkanları sayalım: Türkiye, Rusya, İran, Çin, Filistin, Meksika, Bolivya ve Küba.
*
Görüldüğü gibi destek veren ülkelerin sayısı daha fazla.
Ancak karşı çıkanlar arasında bulunan Türkiye, bölgesel bir güç ve aynı zamanda NATO üyesi.
Rusya’ysa Avrasya kıtasının büyük gücü.
Hele Çin, yükselişte olan yeni küresel güç.
Avrupa ülkelerinin tükenen eski güçler olduğunu, ABD’nin de düşüşteki küresel güç sayıldığını düşünürsek Türkiye, Rusya ve Çin’in oluşturduğu grup, (Meksika, Bolivya ve İran’ı da bu gruba katabiliriz) Trump’ın kalabalık taraftar grubunu çok geride bırakır.
Yalnız atı alan Üsküdar’ı geçiyor bu arada. BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Michelle Bachelet (Şili’nin eski Cumhurbaşkanı) Venezuela’da hükümet yanlısı güçlerin 20 kişiyi vurarak öldürdüğü yönünde güvenilir bilgiler aldıklarını açıklamış. Ama kesin bilgi diyememiş ve bağımsız bir soruşturma başlatılması çağrısında bulunmuş.
Bu konu, ABD’nin talebiyle muhtemelen bugün toplanacak Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde ele alınacaktır. 20 kişinin ölümü az şey değil. Elbette kınamak gerekir. Hele bu ölümlerin sorumlusu hükümet yanlısı güçlerse bunun da hesabının sorulması gerekir.
Yalnız insanın kafasına takılan şöyle bir sorun var:
İsrail, Filistin topraklarında hemen her gün onlarca Filistinli öldürüyor. Üstelik öldürülen Filistinlilerin çoğu da çocuk.
Siz hiç Bachelet’in İsrail hakkında soruşturma açılmasına ilişkin bir çağrıda bulunduğunu duydunuz mu?
*
ABD’nin derdi Venezuela halkının ölümü değil tabii.
Onun derdi Venezuela’daki 300 milyar varille dünyanın en büyük kanıtlanmış petrol rezervi.
Bu kapasitedeki bir rezerv Suudi Arabistan’da, İran’da, Irak’ta ve Kuveyt’te yok.
Her gün 2,8 milyon varil petrol üretiyor Venezuela.
ABD Maduro’yı ortadan kaldırabilirse sözde muhalefet lideri Juan Guauido sayesinde Venezuela’nın petrol rezervine el koyabilecek.
*
Bir de şu var: ABD Başkanı Donald Trump, Özel Yetkili Savcı Mueller’ın Rusya soruşturmasında iyice köşeye sıkıştı. En son eski danışmanlarından Roger Stone Florida’da gözaltına alındı. Savcının ofisinden yapılan açıklamaya göre Stone, yalan beyanda bulunmak ve tanığı yalan ifadeye zorlamak gibi 7 ayrı suçlamayla karşı karşıya.
Akla gelmiyor değil; Savcı Mueller önünde sonunda Başkan’ın yakasına yapışacak. Bunu da en iyi bilen tabii ki Trump.
Türkçe’de bir söz vardır, gürültüye getirmek diye.
Donald Trump Venezuela’da başlattığı darbe girişimiyle acaba Rusya soruşturmasını gürültüye mi getirmek istiyor?
Çaresizlikten böyle yollara da başvurabilir Trump, 300 milyar varillik dünyanın en büyük rezervine el koyup “Önce Amerika” diyerek…