Olay Gazetesi Bursa

IŞİD’e karşı Esad’la işbirliği: İşte tüm sorun bu!

IŞİD’le mücadelede, ABD Başkanı Barack Obama’nın özel temsilcisi olan emekli General John Allen, geçen hafta Ankara’daydı. Allen, Türk Dışişleri Bakanlığı’nda Suriye krizine ilişkin görüşmelerde bulundu. ABD’nin Ankara Büyükelçiliği’nden yapılan açıklamada Allen’ın Türkiye’den istekleri şöyle sıralandı: -Yabancı savaşçıların Suriye’ye akışının önlenmesi… -IŞİD’le mücadelede ABD ile Türkiye arasındaki işbirliğinin genişletilmesi ve derinleştirilmesi… -Suriye halkının terörist tehditlerden korunması… […]

IŞİD’le mücadelede, ABD Başkanı Barack Obama’nın özel temsilcisi olan emekli General John Allen, geçen hafta Ankara’daydı.

Allen, Türk Dışişleri Bakanlığı’nda Suriye krizine ilişkin görüşmelerde bulundu.

ABD’nin Ankara Büyükelçiliği’nden yapılan açıklamada Allen’ın Türkiye’den istekleri şöyle sıralandı:

-Yabancı savaşçıların Suriye’ye akışının önlenmesi…

-IŞİD’le mücadelede ABD ile Türkiye arasındaki işbirliğinin genişletilmesi ve derinleştirilmesi…

-Suriye halkının terörist tehditlerden korunması…

-Ve Suriye’deki anlaşmazlığa müzakere edilmiş bir çözüm bulmak için gerekli koşulların sağlanması…

*

Anımsayalım…

Allen’ın Ankara ziyaretinin hemen ardından ABD Özel Kuvvetleri Suriye’nin Türkiye sınırına yakın Deyr ez Zor kasabasında, tıpkı filmlerdeki gibi bir baskın düzenleyerek bir IŞİD lideri ile çok sayıda militanı öldürdü.

Şam yönetimi de paralel bir operasyonla başka bir bölgede, başka bir önemli IŞİD liderini, yine çok sayıda militanla birlikte ölü ele geçirdi.

Suriye’de savaş IŞİD, El Kaide ve El Nusra ile yapılacaktı…

Suriye ordusu teröristlerle savaşı zaten yürütüyordu.

Buna rağmen “IŞİD’e karşı küresel koalisyon” da elinden geleni yapmalıydı.

ABD’nin izlediği yol buydu.

*

Peki, siyasal anlaşmazlık, Esad’a karşı siyasi mücadele ne olacak?

O konu müzakere konusu. Silah yok.

Cenevre’de üçüncü dönem görüşmeler BM Suriye Özel Temsilcisi Stafan de Mistura’nın yönetiminde devam ediyor.

Birer hızlandırıcı olarak devreye ABD ve Rusya dışişleri bakanları girdi.

John Kerry ve Sergey Lavrov, siyasi çözüm çabalarının etkinleştirilmesi konusunda anlaşmaya vardı: İki ülkeden uzmanların oluşturduğu heyetler daha derin ve ayrıntılı konulara odaklanacaklardı.

Ve hiç zaman yitirilmeden Moskova’da masaya oturuldu.

*

Barışçı çabalar ve terörle mücadelede böyle birdenbire hareketlenmenin nedenleri arasında Batı kamuoyundan gelen tepkiler de var.

Örneğin, IŞİD’e karşı oluşturulan uluslararası koalisyonun işi ağırdan aldığına ilişkin iddialar tartışma konusu.

Ne ki, ABD Özel Kuvvetleri’nin operasyonunda Ebu Sayyaf’ın öldürülmesi bir parça rahatlamanın nedeni oldu.

Ama Suriye’de Esad’la işbirliği yapmamak adına bugüne değin terör olaylarına seyirci kalınması affedilecek şey değil.

Batı’daki tartışma konularından biri de bu…

*

Suriye’de iç savaşın patlamasından bu yana beş yıl geçti.

Krizde gelinen aşama, Batılıların Esad’la müttefik olup olamayacağı noktasında.

Nereden nereye…

 

Suudi Kralı savaş suçlusu olarak yargılanır mı?

 

Suudi Arabistan mart ayında başlattığı hava saldırılarında Yemen’in yaşamsal tüm altyapısını yerle bir etti. Yollar, köprüler, havaalanları, limanlar büyük zarar gördü ve ulaşıma kapandı.

Bombardımanlarda 1.500’den fazla Yemenli yaşamını yitirdi. 5 günlük ateşkesin ardından da Suudiler hava akınlarıyla bombardımana yeniden başladı.

BM, ateşkesin uzatılması için yoğun çaba harcarken Riyad’ın Batı’dan gelen uyarılara kulaklarını tıkaması dikkati çekiyor.

Suudiler, ABD’nin İran’la yakınlaşması nedeniyle ilk kez söz dinlememiş ve kendi başına hareket etmiş oluyor Yemen’e saldırarak…

Washington, bir süre sonra, Suudilerden savaşı durdurmasını ve siyasi çözüm sürecini başlatmasını isteyebilir. Hatta hesap da sorabilir. Kim bilir, belki Kral’ı savaş suçlusu da ilan eder…